023

1.1K 96 39
                                    

tüm çiçeklerdengüzeldir papatyalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

tüm çiçeklerden
güzeldir papatyalar

‧₊˚✧ ₊˚੭。.*✩彡‧₊˚✧

Birkaç dakikadır elimdeki telefonumla bakışıyordum. Mert'in mesajının üzerinden bir hafta geçmişti ve benim kafamı allak pullak etmişti. Çünkü bana ne söyleyeceğini tahmin edemiyor ve korkuyordum. Bundan sonsuza dek kaçamayacağımında farkında olduğum için de onu arayacaktım. Son kez cesaretimi toplayıp telefonu açtım. Rehberden Mert'in ismini bulup üzerine tıkladım ve telefonu kulağıma götürdüm. Birkaç kez çaldıktan sonra telefonu açılmıştı.

"Lina?" demişti Mert.

"Seni aramamı söylemiştin."

"Evet," dedi. "Nasılsın?"

"İyiyim," diyerek cevap verdim kısaca. Şu an Mert ile uzun uzun sohbet etmek istediğim bir şey değildi.

"Birlikteyken bir şey konuşmuştuk. Belki unutmuşsundur."

Mert'in ne dediğini anlayamıyordum bu yüzden istemsizce gerilmiştim.

"Ne konuşmuştuk?" dedim.

"Babamın mezarını ziyaret edecektik, yıl dönümünde."

Bir süre düşündüm ve ona verdiğim söz aklıma gelmişti.

Mert'in göğsüne başımı koyup tavanı izlerken o da saçlarımla oynuyordu. İkimiz de terle kaplı nefes nefese kalmış bedenlerimizi dinlendiriyorduk.

"Benim tek ailem sen kaldın," diye mırıldandı Mert. "Babam öldüğünden beri hep yarım hissettim ben ama sen hayatıma girdiğinde her şey değişti."

Mert'e cevap vermeden hafifçe başımı salladım. Ona nasıl bir cevap vermem gerektiğimi kestiremiyordum. Ne desem ona daha az umut verici konuşurdum?

Mert konuşmaya devam etti, "Babamın ölüm yıl dönümünde benimle beraber mezarını ziyaret edebilir misin?"

"Olur," diyerek cevap verdim.

"Söz mü Lina Ada Terim?"

"Söz Mert Hakan Yandaş."

Mert'e verdiğim sözü tutmam gerekirdi. Konu onun için hassas bir konuydu ve elbette onu üzmek istemezdim. Aile demek onun için her şeydi.

Bir süre süren sessizliğin ardından "Tamam," dedim. "Ne zaman gideriz?"

"Bu ayın yirmisinde."

"Tamam haberleşiriz o zaman."

"Teşekkür ederim Lina'm."

Bıkkınlıkla soludum, "Ne demek, kendine iyi bak."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp hemen bir kenara fırlattıktan sonra sesli bir nefes verip oturduğum koltukta arkama yaslandım. İlk olarak bu durumu Nicolo'ya nasıl açıklayacaktım onu düşünmüştüm. Zaten Mert hakkında birçok şeye tolerans göstermişken buna ne derdi?

yes to heaven, nicolo zaniolo.Where stories live. Discover now