021

1.9K 121 27
                                    

all i seeis you

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

all i see
is you

‧₊˚✧ ₊˚੭。.*✩彡‧₊˚✧

"Evlilik düşünüyor musunuz?"

Buse ablamın sorusuyla kaşlarım çatılırken "Hiç düşünmedik," dedim.

Bu sefer de Merve ablam "Bence düşünmelisiniz," demişti.

Bu konu hamile olduğumu paylaştığımdan beri açılan bir konuydu ve ne yalan söyleyeyim biraz rahatsız ediciydi. Yardım ister gibi anneme baktığımda o da "Ablaların haklı," demişti.

"Evli olsak ne fark edecek? Bir tane resmi belge."

"Haklı değilsin demiyorum o konuda ama bu senin iyiliğin için. Buradaki medya ne kadar rahatsız edecek seni bilemezsin. Sen ve Nicolo çocuğunuza daha sağlıklı bir ortam sunmak istiyorsanız bunu düşünmelisiniz."

Sesli bir nefes vererek bakışlarımı tavana dikerken annemin haklı olmasından dolayı sinirleniyordum. Bizim çocuğumuzun daha sağlıklı bir ortama erişmesi için buna mı ihtiyacımız vardı?

Buse ablamın elini karnıma koyduğunu hissettiğimde ona döndüm, "Çok büyümeden düğünü halletmelisiniz," dedi.

"Evleneceğimizden çok eminsin."

"Annemin sözünden çıkmazsın sen."

Doğru, annemin sözünü dinlemem gerekirdi. En kısa zamanda Nicolo ile bu konuyu paylaşacaktım ama bu maç takvimi ile buna zaman ayırabilir miydi bilmiyorum.

Akşama doğru Nicolo ile antrenman sonrası buluşmak için Nişantaşı'nda bir kafeye gelmiştim. Köşede bir masaya yerleşmiş ve canım tatlı istediği için pasta ve kahve sipariş etmiştim. Siparişlerim geldikten sonra kahvemi içerken duyduğum tanıdık sesle etrafa baktım. Beş masa ötemdeki Mert'i gördüğüm anda güneş gözlüklerimi takıp başımı masaya gömmüştüm. Bunun burada ne işi vardı? Yanında bir kadınla birlikte kahve içiyordu. Elindeki sigarasını dudaklarına götürdüğü sırada bir kahkaha da patlatmıştı. En azından onun şu an güldüğünü görmek vicdanımı rahatlatmıştı. Fakat şu anda beni görüp de konuşmasını istemiyordum. Nicolo gelene kadar dakikaları saymıştım. Onun kapıdan girdiğini gördüğüm anda ayağa kalkıp sarılmıştım.

"Güzelim," demişti yanağımı öperken. "Çok beklettim mi?"

"Yok, çok olmadı geleli."

Karşıma otururken Mert'e arkasının dönük olmasından dolayı sevinmiştim. Şu an göz göze gelmelerini ve huzurumuzun bozulmasını istemiyordum.

Nicolo yarısını içtiğim soğuk kahveden bir yudum aldığında "Senin için sipariş verebilirim," demiştim fakat olumsuz anlamda başını sallayıp "Diyetteyim," demişti.

"Buraya gelmeden önce annem ve ablamlarla birlikteydim," dedim.

"Kaliteli vakit."

"Ve bir konu hakkında konuştuk."

yes to heaven, nicolo zaniolo.Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt