3

512 61 13
                                    

Artık son bir ayı kalmıştı çalışmasını bitirmek için. Yavaş yavaş hazırladığı raporları toparlayarak tezini yazmaya başlamıştı. Buradan sonra ne yapacağına dair bir fikri bile yoktu. Doktora programına elbette başvuracaktı ama bunu hemen mi yapmalıydı, emin değildi. Zaten bu yaşına kadar çoğu zamanını okuyarak, ders çalışarak geçmişti. Bir süre ara verip dinlenmek düşünceleri arasındaydı.

Bunları düşünürken laboratuvara kadar gelmişti. Bay Drake'in dersi olduğu için bugün yalnız çalışması gerekiyordu. Önlüğü ve eldivenini giyip içeri girdiğinde Bay Styles, onun yüksek lisans öğrencisi ve daha önce birkaç defa gördüğü bir araştırma görevlisi vardı. Çantasından rapor defterini ve kalemini çıkarıp çantayı bir kenara bıraktı. Bay Styles ile göz göze gelince hafif bir tebessümle baş selamı verdi. Karşılığında bir gülümseme alınca çalışma alanına geçti.

Bugün yapması gereken çok şey yoktu. Hızlıca önceki çalışmalarını kontrol etti. Gerekli notlarını aldı. Deneylerini yeniledi. İstemsizce kulağı, yan tarafında kalan kişilerin konuşmalarına kayıyordu. "Sence oldu mu bu Less? Tekrarla bunu." Bay Styles'ın sesini ilk defa bu kadar sert duymuştu. Sanki bir şeylerden sıkılmış gibi bir tınısı vardı aynı zamanda. Louis gözlerini onlara çevirdiğinde Bay Styles ve öğrencisi yan yana oturuyordu. Diğer kişi ise Bay Styles'ın hemen arkasında duruyordu.

"Gitme üstüne adamın, olur arda öyle şeyler." diyerek Bay Styles'a yaslanan kişiyi görünce kaşlarını çattı. İçini kaplayan sinire hakim olmaya çalıştı. Neden sinirleniyordu ki? Bay Styles adamın yaptığı harekete tepki bile göstermemişti. Defterini sertçe kapatıp ileri ittirdiğinde masanın ucunda duran kalem yere düştü. Herkes bir anlığına kendisine bakınca hemen eğilip kalemi aldı.

"Özür dilerim, elim çarptı." diyerek önüne döndü. Bay Styles'ın bir kere daha öğrencisine kızdığını duydu. Sanırım birkaç hafta önce bahsettiği kıl tavırları bunlardı. Louis kendi çalışma alanını temizleyip her şeyi yerine bıraktıktan sonra eldivenini çıkarıp çöpe attı ellerini yıkadıktan sonra çantasını topladı.

"Çıkıyor musun Louis?"

"Evet, Bay Styles."

"Bay Drake sana katılacağını söylemişti bana."

"İşimi erken bitirdim. Ben ona mesaj atıp haber veririm."

"Peki, sen bilirsin."

"Size iyi çalışmalar." diyerek gülümsedi.

"Teşekkürler. Görüşmek üzere." gülümsemesi büyürken başını salladı.

"Çıkışta ne yapıyoruz Harry? Yemek yemeye mi gitsek?" Louis bu adam görüş açısına girince yine içinde bir sinir hissetti. Belki birazcık da kıskançlık olabilirdi. Hemen arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştı. Çoktan feromon salgılamaya başlamıştı bile. Cebinden telefonunu çıkarıp önce Bay Drake'e işini bitirdiğine dair mesaj attı. Daha sonra arkadaşını evine davet etti. Birileriyle konuşmak istiyordu.

Louis'nin salgıladığı feromonu Harry ve öğrencisi hissetmişti. Harry onun arkasından bakarken kolunu dürten arkadaşı dikkatini dağıttı. Louis onun yanında daha önce de böyle tatlı bir koku yaymıştı. Bozuntuya vermese de almıştı o kokuyu. Bugün içinde iki defa yayıyordu bu kokuyu. Belki de kızgınlık dönemi yaklaşıyordur, diye düşünmüştü.

Louis ise etrafa yaydığı kokudan habersiz hızlı adımlarla durağa doğru yürüyordu. Eve gidene kadar sakinleşmişti. Biliyordu ki içindeki omega Bay Styles'ın bekar bir alfa olduğunu bildiği için ona ilgi duyuyordu. Belki de Louis bu bahaneye sığınmak istiyordu. Eve geldikten on dakika sonra kapı çalmıştı. Annesinin sesini duyunca arkadaşı Chris'in geldiğini anlamıştı.

Stubborn Omega | LarryWhere stories live. Discover now