14

443 47 24
                                    

Halinden pek memnun değildi. Hayır, aslında halinden hiç memnun değildi. Harry onu arkadaşıyla tanıştırmıştı ve Louis, kıskançlıktan ölmemek için kendini zor tutuyordu. Bu adamı daha önce laboratuvarda ve Bay Drake'in ofisinde görmüştü. En son gördüğünde ise Harry'ye olan yakın tavırları yüzünden kıskançlık krizine girmişti.

Yaklaşık bir saattir oturuyorlardı ve sıkılmıştı. Troy kumral tenli, Harry'den biraz kısa, yakışıklı bir adamdı. Harry ile üniversiteden bu yana arkadaşlardı ve resmen ailelerinden biri gibiydi. Harry sayesinde yüksek lisans yapmıştı ve okula başvurarak araştırma görevlisi olarak ders veriyordu.

Harry'ye karşı olan samimi tavırları Louis'yi yoruyordu. Harry ise onun yaptığı şeylere tepki bile vermiyordu. Sık sık görüştüklerini öğrenmişti. Zaten Harry genelde akşamları arkadaşıyla birlikte olduğunu söyleyip duruyordu. Resmen adam Louis'den daha fazla görüyordu Harry'yi. İşte kıskanması için bir neden daha.

Troy lavaboya gitmek için yanlarından uzaklaştığında Harry Louis'nin surat asmaya başladığını fark etti. "İyi misin?" diye sorduğunda karşılaştığı bakışlar sormamış olmayı dilemesine neden oldu.

"Burada olduğumu hatırlamana sevindim. Pek farkında değil gibiydin."

"Anlamadım?"

"Son kırk beş dakikadır bir kere bile öpmedin beni." Harry şaşkınca baktı ona. Gerçekten süre mi tutmuştu? "Seni ilk kıskandığım kişiydi bu adam." diye itiraf etti. Harry gülümseyerek onun yanağını okşadı.

"Şu an da o yüzden mi kıskanıyorsun?"

"Çok yakınsınız, her şeyini biliyor."

"Louis, o beni yaklaşık on yıldır tanıyor. Sence de aramızda samimiyet oluşması normal değil mi?" Harry onun beline sarmış olduğu kolunu sıkılaştırarak kendine daha çok yaklaşmasını sağladı. "Bence senle de gayet samimiyiz." derken burnuyla onun yanağını okşadı. Otururken bir an bile kolunu onun belinden çekmemişti. Louis fark etmese de sırf bu hareketi yüzünden arkadaşının alaylarına maruz kalmıştı.

"Beni hala öpmedin." Harry buna gülerek önce yanağını öptü. Ardından dudaklarına bastırdı kendi dudaklarını. Küçük bir temastan sonra Louis çevresindeki insanların onlara bakma ihtimalinden utanarak hemen geri çekildi.

"Eğer sıkıldıysan kalkabiliriz." başını iki yana sallayıp ona biraz daha sokuldu. Başını omzunda dinlendirirken gözlerini kapattı.

"Çok sıkıcı konuştuk değil mi? Uykusu geldi Louis'nin." duyduğu sesle hemen gözlerini aralayıp başını alfasının omzundan kaldırdı.

"Sen normalde de sıkıcı olduğun için sevgilimin sıkılmasına şaşırmadım." Louis Harry'nin cümlesine güldü. İlk defa sevgilim demişti kendisi için.

"Bu gülüşünden ona hak verdiğini mi anlamalıyım Louis? Kırılıyorum ama."

"Ben sıkıcı olduğunuzu söylemedim, arkadaşınız söyledi."

"Arkadaşım hep böyle şeyler yapıyor. Sen yokken gelip bana bir şeyler anlatmak isterse bunu hatırlatırım."

"Neyse ki artık Louis var ve sana ihtiyacım yok."

"Tanrım, bu adamın aşık halleri hiç çekilmiyor." Louis kıkırdarken Harry onun sevimli yüzüne bakıp gülümsüyordu. "Sen doktoraya gelip bir de laboratuvarda gör bunu, bak bakalım orada da böyle gülebiliyor musun?"

"O konuyu karıştırma şimdi." dedi Harry yüz ifadesi anında değişerek. Louis başını tekrar Harry'nin omzuna yaslayarak belindeki elinin üstünü okşadı.

Stubborn Omega | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin