12 - KIRMIZI ODUNCU GÖMLEĞİ

469 61 256
                                    

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin 🙏🏻

Sosyal medyada alıntı ve yorumlarla kitaba destek olabilir, alıntılarınızı ve yorumlarınızı #SiyahÜzümBuğusu ve #SÜB hashtagleriyle paylaşabilirsiniz. 💙

Keyifli okumalar 💙

12 - KIRMIZI ODUNCU GÖMLEĞİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

12 - KIRMIZI ODUNCU GÖMLEĞİ

Teoman - İstanbul'da Sonbahar

''Günaydın Sebo'cum''

Göz kapaklarımı zorlukla araladığımda, üzerimdeki siyah kazağın kol kısmındaki yünleri kirpiklerime battı. Enseme saplanan ağrının arkasından sırtımda bir acı hissettim. Vücudum kaskatı kesilmiş, her yanım ağrıyordu. Başımı yavaşça masadan kaldırdığımda Sıla'nın mavi gözlerine değdi gözlerim. Gözlerini benden kaçırarak tebessümle soluma çevirdi.

''Günaydın Ferit''

Şaşkınlıkla soluma döndüğümde aynı yorgun ve uykusuz mimikler Ferit'in yüzünden de okunuyordu. Kaşlarım çatıldı; dün gece gidecekti, öyle söylemişti.

Ferit Sıla'ya kafa salladığında günaydın demeye bile mecali olmadığını fark ettim, tıpkı benim gibi. Arkasından gözlerim yine bir çift mavi gözle çarpıştı fakat o gözlerin maviliği daha koyuydu ve derin bir öfke seziyordum.

''Günaydın Muhammet,'' dedi Ferit toparlanırken, sesi toktu. Mimiklerinde ise mahcubiyet hâkimdi. Gözlerini ona değdirmeden başını önüne eğdi ve kazağını çekiştirmeye başladı düzeltir gibi.

Muhammet sessizliğini korurken kabalık ettiğini ima edercesine ters bir bakış attım. ''Günaydın!'' dedi yüksek bir sesle. Ses tonundaki sahte neşenin altında öfke gizliydi.

Ferit ayaklanıp kabanına uzandığında kimse bir şey sormadı, hâlen sessizlik hâkimdi atölyede. Gözlerini bana çevirip, ''Gidip bi' duş falan alayım, üzerimi değiştireyim.'' dedi. Mânâsız açıklamasına cevaben başımı yukarı aşağı salladım.

O atölyeden çıktığında Sıla dudak kenarlarını aşağı bükerek ima ile gülüyordu fakat Muhammet'te halen öfke hakimdi.

"Ben de gidip duş alayım, toparlanayım." dediğimde "Dur dur! Bi' kahve ısmarlayayım ben sana!" dedi Muhammet. Sıkıntılı bir nefes vererek başımı salladım. Muhammet'ten bir kez bile kaçışım olmamıştı, yine olmuyordu.

Binadan çıktığımızda Sıla Aytaç'ın yanına giderken biz Espresso Lab'e yöneldik. Kahvelerimiz gelene kadar konuşmadık fakat Muhammet'in gözleri yüzümdeki her bir mimiği tek tek incelemeye çalışıyordu. Birçok soruyu aynı anda soran gözleriyle yüzüme bakıyordu.

Kahvelerimizi alıp oturduğumuzda derin bir nefes aldım, ''Sor ne soracaksan Mami, uykum var, yorgunum.'' dedim. Uzun bir süre sessiz kaldığında, ne soracağını onun da bilmediğini düşündüm.

SİYAH ÜZÜM BUĞUSUWhere stories live. Discover now