FERİT DEĞİRMENCİ

459 46 483
                                    


Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin 🙏🏻

Sosyal medyada alıntı ve yorumlarla kitaba destek olabilir, alıntılarınızı ve yorumlarınızı #SiyahÜzümBuğusu ve #SÜB hashtagleriyle paylaşabilirsiniz. 💙

Keyifli okumalar 💙

FERİT DEĞİRMENCİ ÖZEL BÖLÜMÜ

28.09.2016 / Çarşamba

Güneşli bir Eylül gününde, rüzgarın ağaç yapraklarını şıkırdatma sesini bastıran öğrenci gürültüsü oldukça sinirlerimi bozuyordu. Tüm o kuru kalabalığa rağmen yaprakların sesine odaklanmaya çalışıyordum. Öğrenciler bir sağa-bir sola akarken kantin sandalyelerinden birine tek başıma oturmuş, öylece sigara içiyor ve zemine bakıyordum. Telefonumdan ansızın yükselen bildirim sesi, gözlerimin telefon ekranına kaymasına sebep oldu.

Bora Öztürk:
Kendine kötülük ediyorsun farkında değilsin
Kusura bakma ama enayilik bu yaptığın

Satırlar üzerinde hızla dolaşan siyah gözlerim, yeniden hedefine zemini aldı. Sağ elimin parmakları arasında tuttuğum sigaramdan uzun bir duman çekerken Bora'nın haklılığını sorgulamaya başlamıştım bile. Aklıma peş peşe düşen onun hep aynı cümleleri, kafamın içinde birbirini kovalamaya başladı.

''Bu çocuk sana yük Ferit.''

''Bırak hayatı öğrensin Ferit.''

''Ferit, senin böyle bir misyonun yok, olamaz!''

''Murat'a da kendine de kötülük ediyorsun.''

''Sen kimsenin babası değilsin.''

''Sen bu çocuğa böyle yaptıkça o yerinde sayacak. Yapma bunu.''

Sıkıntılı bir nefes vererek öne doğru eğildim ve dirseklerimi dizlerime yasladım. Sigaram parmaklarımın arasından yere düştüğünde tek yaptığım yüzümü sertçe ovuşturmaya başlamak oldu. Bu aksiyonum, bazı soruların cevabıydı. O sorular; zihnimde peş peşe dönüp duran sorulardı. O soruları oraya yerleştiren Bora'ydı. Ona içten içe hak veren ve bunu her şeye rağmen çaresizce reddeden ise bendim.

Zihnimin içinde kendimle girdiğim savaşı sonlandıran, bir kez daha telefonumdan yükselen bildirim sesi oldu. Ovuşturmaktan acıyan gözlerim ekranı bulduktan hemen sonra sıkıntılı bir nefes daha verdim.

Murat Gürpınar:
Kahve ister misin?

Siz:
Hayır teşekkürler

Gönülsüzce attığım mesajdan sonra bir süre sohbet pencereleri ile bakıştım. Bora'nın sohbet penceresinde iki okunmamış mesaj vardı. Agresif parmaklarım onun ismine saldırdı. Alt dudağımı dişlerim arasında ezerken bir yandan büyük bir hırsla tuşların üzerinde parmaklarımı gezdiriyordum. Bora'ya kestiğim bir cezaydı bu. Onun haklı olmasına da, haklı olma ihtimaline de katlanamıyordum. Haklı olamazdı. Ne zaman Murat mevzusu açılsa ve Bora bunları söylese, ona aynı saldırganlıkla yaklaşıyordum. Aynı hırsla konuşuyor, aynı sıkıntılı nefesleri çekip bırakıyordum; şu an yaptığım gibi. Sıkıntılı nefeslerim, haksızlık kisvesine bürünüyor ve haksız olma fikrinin getirdiği öfkeyle harmanlanıyordu her seferinde.

Bora haklıydı.

Ve ben bunu kaldıramıyordum.

Siz:
Kimseye kötülük falan yaptığım yok Bora
Enayilik yaptığım da yok
Murat'ın desteğe ihtiyacı var
Ona o desteği bir tek ben sağlayabiliyorsam onu yalnız bırakmamı nasıl beklersin?

SİYAH ÜZÜM BUĞUSUDonde viven las historias. Descúbrelo ahora