10. Bölüm "Seans"

245 9 13
                                    

ne yapacağız böyle bir durumda

Hesap makinesi kullanacağız.(Klasik tonguç şakaları)

Bölüm şarkısı: Adamlar - acının ilacı

***

Tolga'dan ayrıldığımdan beri telefonum susmuyordu. Ama ben onun mesajlarına asla cevap vermiyordum. Ortada kayda değer bir şey yoktu.

Sürekli özür diliyor, birbirimize ne kadar yakıştığımızdan bahsedip duruyordu ve ayrılmamız gerektiğini anlatıyordu.

Ama benim bunları okuyacak halim yoktu. Bu zamana kadar bir mesaj dikkatimi çekecekse o büyük ihtimalle her şeyi anlatacağım gibi bir mesaj olurdu.  Özür mesajları umurumda bile değildi.

Dışarıda insanlara güzel anlar geçirsem de Eve gittiğim an onu düşünüyordum. Neredeydi? Acaba yemek yemiş miydi? Bana haber vermediği için telaşlanmıştım.

Ben onun kaçırıldığını bile düşünmüştüm. Ama hiçbir şey yapamadım. O kim bilir hangi ülkede Sefa sürüyordu. Kim bilir ben aklına bile gelmiyordum.

Ben burada ona bir şey olacak diye kendimden geçerken o benim karşıma geçip rahatça yurt dışındayım diyebiliyordu.

Biliyorum Belki de bu ayrılmak için küçük bir sebep ama ben bunu sindiremiyordum.

Ben onun hakkında çok kötü şeyler düşündüm. Aklımda günler boyu sadece o vardı. Hiçbir şeye doğru düzgğn odaklanamadım. Çünkü çok korktum. Onu kaybetmekten korktum. Onun ölmüş olabileceğini düşündüm. En çok da bu yüzden ayrıldım ondan. Beni önemsemeyen bir adamı önemsediğim için.

Onu özlüyordum ve o benim bir tane aramama bile cevap vermeye tenezzül etmemişti. Ve sonra ortaya çıkıp bana yurt dışındaydım deme cesaretini kendinde bulabiliyordu.

İşte ben de bunu anlamıyordum.

Daha hastalar gelmemişti. Biz de bekleme alanında psikologlarla konuşuyorduk. Birbirimize danışıyorduk.

Poğaçamdan bir ısırık aldım. "Manyak adam geldi kolumdan tuttu. Ben kadın istiyorum deyip bağırmaya başladı." Dediğimde adının Hale olduğunu öğrendiğim kadın şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.

"Ben o gün olsaydım o adamı gebertirdim." Dedi.

"Ben o gün sesleri duydum. Çok fazla bağırıyordunuz. Ben de o sırada seanstaydım. Odanıza doğru yürüdüm. Ama bir adam Benden önce davrandı. İçeri daldı resmen." Dedi Tayfun. Bu bahsettiği kişi Görkemdi.

"Aynen bir adam geldi. Ben de seslere geldiğimde gördüm. Adam öbür adamın üzerine çıktı. Vurmaya başladı." Dedi Fulya.

"O benim yeni hastam." Dedim fazla bilgi vermeden. "Sizce bu durum bir travmaya işaret olabilir mi?"

Hale düşünmeye başladı. "Olabilir. Belki de küçükken böyle bir durumla karşı karşıya gelmiştir. Böylelikle bu olayda da kendini tutamamıştır." Bunu düşünmemiştim.

O sırada kenarda bizi dinleyen bir Görkem gördüm. Ne sırıtan bir ifadesi ne de sinirli bir yüz ifadesi vardı.

Hale hala devam ediyordu ama ben sadece Görkem'e bakıyordum. Bize yaklaştı. "Benim dedikodumu yapmayı tahmini ne zaman bırakırsınız?" Dedi sakince.

Hale durdu. Görkem'e baktı. Gülümsedi ve Başını kaşıdı. Şu an rezil olduğunu düşünüyordu ama emin ol ben daha kötü haldeydim. Görkem daha fazla Haleye bakmadan bana döndü.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin