42. Bölüm "anne"

25 2 2
                                    

Bölüm şarkısı. Onur Can Özcan- yalnızlığın ezgisi

***

"Daha iyi hissediyorsun kendini." Hakan gülümsedi. "Onun yanında daha kötü hissetme gibi bir şansım yok." Bu adam aşktı ya. Bakın aşık değildi. Bildiğin aşktı.

Karısına aşktı. Böyle bir eş her kadına ihtiyaçtı. Benim bir tane vardı. Kendisi çok yakışıklı ve aynı zamanda da romantik bir beydi. Zekiydi de. Sonuçta mühendisti. Aptal olmasını bekleyemezdin.

Bu zekasını benim üzerimde kullanmayı da ayrı seviyordu. "Çok seviyorsun onu değil mi?" Dedim iç geçirerek. Beni de böyle seven bir adam vardı. Çok şükür. Yoksa özenebilirdim.

"Çok bile az artık. Çok değil. Daha da fazla seviyorum. Her gün ona karşı duygularım daha da artıyor. Daha fazla aşık oluyorum." Yüzü düştü. "Ama o elimden kayıp gidiyor Liyan. Ölüyor." Dedi.

Biraz ağlayacak gibi kötüydü. "Nasıl ölüyor?" Gözleri dolmaya başlamıştı. Bu adam sert görünse de çok duygusaldı. Duygusal ruh halini belli etmemek adına belki de sert görünüyordu. Bilemezdim.

"İki gün önce hastaneye gittik. Çünkü durumunun iyiye gittiğini düşünüyordum ama daha da kötüsüyle karşılaştık." Yutkundu. "Beyninde tümör tespit ettiler."

Ellerimle ağzımı kapattım. Bunu gerçekten beklemiyordum. "Hakan sen ciddi misin?" Gözlerime baktı. Ciddi durmayan bir hali de yoktu zaten. Ama emin olmak istemiştim.

"Belirtileri aynen gösteriyordu. Zamanın damar tıkanıklığı olduğunu düşünmelerinin sebebi aynı belirtileri vermesiymiş. Tümör varmış. Görmüşler." Kendini tutamayarak ağlamaya başladı.

"Ölebilir. Her an ölebilir ve ben hiçbir şey yapamıyorum." Elleriyle yüzünü kapattı. "Ben kötü bir eşim değil mi Liyan? Çok kötü bir eşim."

Başımı hayır anlamında salladım. "Sen iyi bir eşsin. Her şeye rağmen ondan vazgeçmedin Hakan. Seni terk ettiği zaman da vazgeçmedin. Sen gerçekten seviyorsun onu."

"Ama şimdi bu dünyayı terk edecek. Ben ondan vazgeçmek zorunda kalacağım Liyan." Dedi göz yaşını silerek. "Belki her şey iyiye gider. Belki de o iyileşir. Kendini hemen en kötüsüne hazırlama. Her şey olacağına varır. Kötüyü düşünme. İyiyi düşün."

"Düşünmeye çalışıyorum. Hatta Hande kendini iyi hissetsin diye ona her gün yaşayacağını söylüyorum ana gece o yattıktan sonra gerçekleri düşünüyorum ve diyorum ki ölecek. Elimden kayıp gidecek. Çünkü sadece onunlayken hayal kurabiliyorum."

Handenin durumu hakkında pek bir fikrim yoktu ama sanırım gerçekten de çok kötüydü. Hakan kendini ölüme hazırlamaya çalışıyordu.Hakan böyleyse kesin kötüydü. Eğer kendini iyi olacak diye hazırlarsa Hande öldüğünde daha kötü bir hale geleceğini biliyordu. O yüzden de her gün kendine onun öleceğini söylüyordu.

"Evrene kötü enerji yolluyorsun. o belki de iyi olacak." Gözleri bir anlığına parladı. "Sence gerçekten de iyileşecek mi?" Sanki birinin ona bunu söylemesini bekliyordu ama çevresindeki kimse ona bunu söyleyememişti. "Onun durumunu bilmiyorum Hakan ama bence iyi olacak. Sevgin onu iyileştirecek."

Gülümsedi. "Umarım dediğin gibi olur Liyan. Yoksa yaşamak için bir sebebim kalmayacak." O son lafını söylemişti çünkü seansımız bitmişti. Buradan eğer Handeye bir şey olursa intihar edeceğini anlayabiliyordum. Ama ben böyle bir şey olmaması için çabalayacaktım.

"O zaman görüşürüz Hakan. Bir sonraki seansta görüşmek üzere." Dedim el sallayarak. O da gülümseyerek el salladı. Ardından kapıyı açıp çıktı. "Ağladın mı sen?" Diye bir ses duydum odanın dışında. Bu ses çok tanıdıktı. Hatta fazla tanıdıktı.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin