29. bölüm "DIT DIT"

63 4 0
                                    

Bölüm şarkısı: Kalben-kalp hanım

***

Dibimdeki Kuzey günlük aktivitesini yapıyordu. Yaklaşık iki aydır Minelle acayip iyi bir şekilde konuşmaya devam ediyorlardı. Ben aslında ikinci haftada Minel artık Kuzeyin yaptığı şakalardan sıkılır diye düşünüyordum. Çünkü Kuzeyin Minele uygun şakalar yapmadığını falan düşünüyordum. Minel çok utangaç bir kız gibi duruyordu ama Kzey bir kere mesajlaşmalarını okutmuştu. O gün Minelin içinden böyle bir şey çıkabileceğini asla tahmin edemezdim.

Kuzeyin yaptığı bel altı şakaları devam ettiriyordu. Tabi bunların gerçeğe dönüşüp dönüşmediğini bilemiyordum. Açıkçası öğrenmek istemiyordum.

"Lan madem benimle ilgilenmeceksin neden çağırdın?" Bu söylerken aynı zamanda da yanımdaki yastığı Kuzeye denk getirmeye çalışıyordum. İkinci yastık tam kafasına gelmişti.

"Ya dur be." Herhalde son mesajını yazıyordu. Yani ben öyle düşünüyordum. "Minel varken neden seninle ilgileneyim Liyan?" Bunu söylerken başını telefondan kaldırmamıştı bile. 

"O zaman çağırmayacaktın Kuzey Bey. Kalk bana çay koy. Bari bir işe yararsın." Dedim kıskançlıkla. Minelle konuşmaya başladığı günden beri papucum dama atılmıştı. 

"Çay istiyorsan mutfak orada Liyan. Elin var ayağın var. Kalkıp kendine çay dolduracak yaşa da geldin." Ayağa kalktım ama bu kesinlikle çay koymak için değildi.

"Bak sonra Görkem seni almaz ha. Evde kalırsın." Elindeki telefonu aldım. "Ay yeter dıt dıt dıt bitmedi mesajlaşmanız. Beni bir şey için çağırmadıysan gideceğim. Ama diyorsan yok önemli bir şey var. O zaman sen de mesajlaşmayı kesip bana ne olduğunu anlatacaksın?"

Kuzey bir elimdeki telefonuna bir bana baktı. Ardından pes etmiş gibi başını salladı. "Biliyorsun Minelle iki aydır mesajlaşıyoruz. Daha önce hiç sesli bir şekilde ya da görüntülü konuşmadık. Sence artık zamanı gelmiş midir?" Bu mesele benim için yeterince önemli bir mesele değildi ama gene de arkadaşım olduğu için yardım edecektim.

"Yani bence de artık zamanı gelmiş. Ama bunu bana neden sorduğunu anlayamadım" Dediğimde mantıklı bir cevap bekliyordum.

"Yani sonuçta sen onun psikoloğusun terapi sırasında hiç böyle şeyler konuşmuyor musunuz?" Diye sordu. Seans sırasında konuştuklarımız hakkında tbi ki de bilgi vermeyecektim. Eğer beni yeterince tanıyorsa bu sorusuna cevap almayacağını iyi bilirdi.

"Hadi be Liyan belki yarın öbür gün Minel benim sevgilim olacak. Sevgililer arasında sır olmaz." Dediğinde uzun bir kahkaha attım. "Kuzey o zaman bu konuyu Minelle konuş. Çünkü ilerde belki de sevgilin olacak kişi o. Ben değilim. Bunu benimle konuşman büytük bir hata. Ama gerçi ona da böyle sorular soruyorsan sizin konuşmanızın bir geleceği olmayabilir." Dedim onu germek için. Sahiden de gerilmişti.

"Ne yani ben ona şimdi senle ne konuştuğunu sorarsam ya da bana bir sırrını anlat desem sıkmış mı olacağım?" Dediğinde ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım. Çünkü eğer kız bir özelini ya da sırrını onunla paylaşmak isterse kendi paylaşırdı. Kuzey ısrarıyla anlatmasını sağlayamazdı.

"Kuzey o eğer sana bir şeyini anlatmak isterse sen sormadan anlatır zaten. Sana güvenmesi lazım. Bu zamana kadar bazı şeylerde problemler yaşamış biri. Sana hemen güvenmesini zaten bekleyemeyiz. Ama eğer sana güvenirse o ekndi anlatır. Sen de ona bu yüzden zaman verirsen her şey daha iyi olur. Ayrıca sana özelini anlatmak zorunda değil. Sen de bilmek zorunda değilsin. Ona sürekli böyle sorular sorarsan onun senden uzaklaşmasını sağlarsın. Böylelikle o istediğin gelecekteki ilişki asla olmaz."

Söylediklerim ona büyük bir yer edinirken bir kez daha düşündü. "Aslında doğru söylüyorsun onu böyle şeylerle sıkmamalıyım ama sendne bir şey isteyeceğim. Kendisinin benimle görüntülü konuşmaya hazır olup olmadığını öğrenmem lazım. Sen de bana biraz yardımcı olur musun? Bak ne konuştuğunuzu sormuyorum. Lütfen arada konuşurken beni de hatırlat." Onun bu haline güldüm.

"Tamam hatırlatacağım ama fazla da sıkmam." Dediğimde koltuktan kalkıp hızlı bir şekilde bana sarıldı. "Sen var ya kralsın ya. Adamsın adam. Zamanında seninle arkadaş olduğum için kendimle gurur duyuyorum." Gözlerimi devirdim.

"Neden kendinle gurur duyuyorsun? Benimle gurur duy. Hep kendin hep kendin. Umarım Minelle konuşurken de sürekli kendinden bahsetmiyorsundur."

"Yok onunla konuşurken sürekli onu övüyorum. Çünkü ondan başak bir şey düşünemiyorum." Dediğinde gülümesedim. Kızları umursamayan çocuğun halini gördükçe biraz daha gururlanıyordum. Sonuçta benim sayemde tanışmışlardı. Oturduğum yerden sevap kazanmıştım ya. Çok mutluyum.

Biz böyle sarılırken bir anda dış kapı açıldı. Ne olduğunu anlayamamışken içeri Görkem girdi. Bize bir bakışı vardı anlatamam. Hızlı bir şekilde beni kolumdan tutup kendine çekti. "Hayırdır lan sen sevgilime?" Umarım bunu ironisine yapıyordur. Yoksa bozuşuruz Görkem. Ben öyle maço erkek sevmem.

"Hey sen yokken biz vardık aslanım." Kuzey elini havaya kaldırıp Görkeme dikleniyordu. "Madem öyle tanıştırsaydın da ben de önceden olsaydım." Dedi Görkem.

"Ben valla senin kankama göz koyacağını bilseydim asla tanıştırmazdım pezevenk" Dedi hemen Kuzey. "Sanki sen tanıştırdın lan ibne." 

"Lan sus benim kız arkadaşım var bir kere." Dedi Kuzey ibne lafına cevap olarak. Görkemin sinirli yüzü bir anda yumuşadı. Kuzeye sarıldı. "Lan niye söylemiyorsun çok sevindim kardeşim. Hayırlı olsun. Umarım diğer kızı üzmeden ayrılmışsındır."

"Lan arkadaş diyorum. Sevgili demiyorum. Ama inşAllah ilerde olacak. Ayrıca diğer kız dediğin kızdan bahsediyorum zaten. Neden ayrılayım?"Görkem Kuzeyden ayrıldı.

"O kız zekiye benziyordu seninle sevgili olmaz diye düşünmüştüm." Bu lafına güldüm. "Sus ya." Kuzey bu lafa üzülmüştü.

"Tamma ya bir şey demiyorum. Şaka yaptım alınma hemen." Görkem iki kere Kuzeyin beline vurdu. "Ne için geldin lan eve?"

"Senin için gelecek halim yok herhalde. Sevgilim için geldim." Dedi ve yanağımı öptü. "Kaç gündür yoksun ortada. Yüzünü gören cennetlik valla." 

"Ne güzel işte sayemde cenneti göreceksin." Biraz naz yapalım canım. O benim yüzümü gördü de sanki ben onun yüzünü görebildim. "Ben sen her güldüğünde görüyorum zaten merak etme güzelim." İyi bari beni görmeyince romantikliği paslanmamış.

Lna yoksa ben yokken başkalarına da mı iltifat ediyor bu? Bak istemsiz olarak şu an bir sinirlendim. İnşallah bu teorim doğru değildir Görkem. Yoksa bil ki gebertirim seni.

Tamam şimdi de sinirim geçti. "Hadi gidelim mi bebeğim?" Başımı sallayıp Kuzeye görüşürüz dedim.




İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin