Kurs-1 ( korku)

664 80 20
                                    

"Korku akrep....insana her şeyi yaptıran korku"

Gece yatarken ne yapsam da zorbalığa uğradığım kişilerin  canını yaksam diye düşünerek yattığım gibi sabah aynı şekilde düşünerek kalktım. Ben kimsenin canını yakmak istemiyordum, ama Jülide gibi herkesin gözdesi olmak istiyordum. Onunla konuşup neler yaptığını sormayı çok istiyordum ama hala çekiniyordum.

Kahvaltıda yemekhaneye inip bir bardak çay aldım, zaten artık masam yoktu, mutfak tezgahına yaslanıp çayımı içerek jülideyi izledim. Yanındaki kızlarla konuşup sürekli gülüyorlardı, içten içe meraktan ölüyordum ben de onunla konuşmak istiyordum, bi ara tekrar göz göze geldik beni görünce tekrar yüzü düştü, ( bu sefer de sahipsiz gibi masasız kalmama üzüldü herhal de ) dedim içimden. O sırada elin de çay bardağıyla şevval yanıma geldi, o da benimle beraber tezgaha yaslanıp çayını içerek benimle konuşmaya başladı.

- eee kimi kesiyoruz akrep hazretleri (güldü)

+ Jülide

- ooo Jülide güzel seçim....peki neden?

+ bilmem onu merak ediyorum....onun gibi olmak istiyorum.

- o zaman onun yaptığını yap

+ zorba mı olayım?

- zorbalara karşı zorba ol

+ bunun için birilerinin canını yakmam gerekmiyor mu?

- hayır saçmalama....sadece korku yeter.

+ ama neden? ben bunların hiç biri olsun istemiyorum, neden güzellikle halledemiyoruz her şeyi.

- güzellik, iyilik her zaman işe yaramaz, ama korku......korku insana her şeyi yaptırır akrep.

Mesela, sokakta bi dilenci görürsün yanından bir sürü insan geçer, bazıları para verir bazıları vermez, o senin iyi biri olup olmamana kalmış bişeydir, ama  o dilenci belinden bi silah çıkarıp kafana dayasa korkudan her şeyini verirsin dimi . Korku insanı mecbur bırakır. Sen neden burdasın, mecbur bırakıldığın için babandan korktuğun için, kızların bi kısmı Allahtan korkuğu için, eğitim hayatımızda bile önce korkutuluyoruz, "bak bu günahı işlersen cehenneme gidersin"diye. Neden cennetten bahsederek ikna etmeye çalışmazlar çünkü o zaman mecbur hissetmeyiz.

( büyük bi hayranlıkla şevvali dinliyordum, söylediği her şey çok mantıklıydı)

+ evet haklısın hiç böyle düşünmemiştim

- sen şimdi gidip canını yakan birine iyi davranırsan ondan korktuğun  için öyle yaptığını düşünüp seni daha çok ezer, iyilik her zaman çözüm değildir maalesef.

+ keşke başka bi kursa gitseydim

- (Güldü) ah akrep çok safsın.....istediğin kursa git farklı bişey bulamazsın, erkek kursları hocaların taciz ve tecavüzleriyle, kız kursları hocaların ve kızların zorbalıklarıyla meşhurdur

+ ama çok saçma, daha iyi insanlar olmak için geldiğimiz yerde neden kendimizi korumak için daha kötü olmak zorunda bırakılıyoruz

- ( gülümsedi) hayatın karanlık tarafını bu kadar erken öğrenmek zorunda kaldığımız için ben de üzgünüm akrep, ama yapıcak bişey yok.

Konuşmaya kapılıp çayımı içmeyi unutmuştum, buz gibi olan çayımı tazelemek için ocağın başına gittim, çayımı doldurduktan sonra arkamı döndüğüm de Fatma'yla karşılaştım...zorba Fatma.

- naber akrep

+....

- korkuyor musun niye donup kaldın

+....

- yarın kahvaltıda tost olucak....seninkini almaya gelicem

+ onu sana vermiycem

- ahahahahaha sen büyüdün de bana karşı mı geliyorsun

+ senden korkmuyorum

- emin misin

Çay bardağımdaki sıcaktan ateş gibi olmuş çay kaşığını bardağımdan alıp çayımı tuttuğum elimin üzerine bastırdı, elim yanınca ani bi refleksle çay bardağını bırakıp ayaklarımın üzerine düşürdüm.

Şok olmuştum, ben ne yapsam da onun canını yaksam diye günlerce düşünürken o ayak üstü hiç düşünmeden benim her an canımı yakabilecek kadar profesyonel bi zorbaydı.

(Büşra hoca hızlıca yanımıza geldi)

Büşra hoca: noldu burda böyle

Fatma: akrep bi bardağı tutmayı bile beceremiyor hocam ( güldü)

Büşra hoca : kızım evde annen senin her şeyini kendi eliyle ağzına mı veriyordu, neden hala bebek gibi davranıyorsun....çabuk git bi vilada getirip temizle hemen burayı

Psikolojik şiddet o kadar ağır bişeydi ki ayaklarımın yandığını unutmuş, söylenen şeylerin ağırlığının altında eziliyordum. Viladayı alıp yemekhaneye geri döndüm, Fatma masasına oturmuş benimle alay etmeye devam ediyordu.

"ooo akrep vilada sopası da eline yakıştı hee bence sen kursun temizlikçisi ol "( güldüler)

Daha önce vilada sopasıyla alnıma vurarak beni yere düşüren kız " eline değil kafasına daha çok yakışıyor" diyip kendi arkadaş çevresiyle beraber güldü. O sırada tekrar Jülide ile göz göze geldim, en arka masadan acıyan gözlerle beni izliyordu, artık ona karşı olan kırıntı kadar özgüvenimi de kaybetmiştim.

O gün akşama kadar düşündüm, (bişeyler yapmamız lazım akrep, her şeye son verecek bişeyler yapmamız lazım) diyerek sayıkladım içimden. Yatma saati geldiğinde yatağıma yerleşip tavanı izleyerek kafamdan çok güzel bi plan yaptım. ( Eğer bunu yapabilirsem artık hiç bişey eskisi gibi olmayacak) dedim. Ve biran önce yarın olması için güzel hayaller kurarak uykuya daldım.

LANETLENMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin