Kurs-1(çatı)

708 66 6
                                    

"Beni neden böyle yarattın"

Hayatı sorgulayarak uyuduğum gecenin sabahına uyanmıştım, cumartesi günüydü yani çıkış günü.
Eve dönecektik ama hiç mutlu veya heyecanlı değildim, oysaki iki haftadır bu anın hayalini kuruyordum, hala yaratıcı tarafından dışlanmış olmanın verdiği o boşluk hissi vardı içimde.

Kahvaltıya indik, Jülide ile beraber tostlarımızı alıp masamıza oturduk, dün akşam yeni bir kız gelmiş ben kendi derdimde olduğum için kızı fark etmedim, benim oturduğum o b*k kokulu masaya tam benim eski yerime oturmuştu. Yemeyi bırakıp onu izlemeye başladım, benim kursa ilk geldiğim günlerdeki halime benziyordu. Tuvaletten gelen kokudan rahatsız olmuş bi şekilde yüzünü buruşturarak masada oturuyordu, tostunu almak için ayağa kalktığında hemen arkasından Fatma gitti, kızın elinden tostunu alıp ısırarak kendi masasına doğru yürümeye başladı.

Kız ağlamamak için kendini tutmaktan kıp kırmızı olmuştu, sessizce eli boş bi şekilde masasına doğru gitmeye başladı, resmen kendi geçmişimi uzaktan izliyor gibiydim. Hızlıca masadan kalktım, kızın hakkını savunmak için Fatma'nın yanına gidecektim, bi anda Jülide ayağa kalkıp önüme geçti.

- akrep dur

+ ama.....ama kızın tostunu aldı!

- bu senin değil onun sorunu, bu durumla nasıl baş edeceğini kendisini öğrenmeli

+ ama yardım etmek istiyorum

- akrep!...sana kimse yardım etmedi sen kendi kendine bu hale geldin ve olması gereken de buydu, istesem ben sana yardım edemez miydim?

+ bilerek mi görmezden geldin?

- tabiki evet! eğer sana yardım etseydim kimse senden korkmazdı, arkasında Jülide var diyip yine seni küçük görürlerdi, sen kendi kendini büyüttün

+ haklısın...ben sadece kızı öyle görünce kendimi hatırladım

- biliyorum akrep....işte o yüzden ben de sana bakmamaya çalışıyordum

+ offf bugün biran önce bitsin

- eve döneceğin için heyecanlı değil misin?

+ hayır....içim de çok tuhaf bi his var,karanlıkta kalmış gibi hissediyorum,sanki hepiniz güneşli bi hava da çiçekli bi bahçede koşup eğlenirken sizi bi dağın tepesinde karanlık bi mağaradan yalnız başıma izliyormuş gibi hissediyorum

- neden bu kadar dışlanmış hissediyorsun

+ neyse boşver....eee sen, sen heyecanlı mısın?

- yok yaaa uzun zaman kursta olunca o heyecan olmuyor artık, ama senin ilk haftan ya sende olur diye sormuştum

+ düne kadar heyecanlıydım aslında

- dün ne değişti ki?

+ kaybettim Jülide, hevesimi, heyecanımı, mutluluğumu, bişeylerin güzel olacağına dair hayallerimi kaybettim

- anlamıyorum....nasıl bi gece de bu kadar karamsar oldun?

+ eğer sen de benim gibi yaratılsaydın daha iyi anlardın, o yüzden ne kadar anlatsam da beni anlayamazsın

- akrep.....düzgünce neyden bahsettiğini söyler misin?

+ hayır ben bi süre bu konuda bilgi edinip düşünmek istiyorum, belki ondan sonra sana bahsederim.

Jülide bana yardımcı olmak istiyordu ama neyden bahsettiğimi bilmiyordu, aslında ben de bulunduğum durum hakkında çok fazla şey bilmiyordum. Dün gece öğrendiğim şeylerin gerçek olmamasını istiyorum, kahvaltıdan sonra herkes hızlıca çatı katına çıktı, eşyalarını toplamaya başladılar. Benim çok fazla eşyam yoktu, yarısı boş çantamı alıp giriş katın merdivenlerine oturdum, şevval gelip yanıma oturdu.

+ kaçta başlıyor çıkış?

- saat 12 de başlıyor, ne kadar erken çıkarsan o kadar iyi

+ neden?

- çünkü izin günü sadece bugün, yani yarın sabah geri gelicez

+ ne! Çok saçma! Benim evim uzakta, beni şimdi alsalar bile eve gidene kadar akşam olur ben sadece evime uyumaya mı gitmiş olucam yani?

- evet maalesef öyle olucak

Çıkış saati geldi, boynunda anahtar olan kız gelip kapıları açtı, tek tek velisi gelenlerin isimlerini söyleyip kapıya çağırdı, sadece 5 dakika içinde nerdeyse kurs boşalmıştı. Herkes gitmiş yalnız başıma kalmıştım, babamın kasıtlı olarak geç geleceğini anlamıştım, sessizce çantamı alıp çatı katına çıktım.

Çatı katında küçük üçgen bi cam vardı, rahleleri üst üste koyup üstüne çıkarak cama tırmandım, çatıya çıkıp camı tekrar kapattım. O kadar yüksekteydim ki bütün evler binadan kısa kalıyordu, bütün semt ayaklarımın altındaydı. Çatı çok dikti o yüzden ayağa kalkmadan sürünerek en uc orta kısıma doğru sürünerek gittim, çatının tam ortasına oturup manzarayı izlemeye başladım,hava soğuk ve rüzgarlıydı, saçlarımın özgürce rüzgarda dalgalanması için başımdaki eşarbı çıkardım.

Dizlerimi karnıma doğru çekip kollarımı dizlerimin üzerine ve başımıda kollarımın üzerine koyarak manzarayı izlemeye devam ettim.

( Allahım....belki de yüksekte olduğum için sana daha yakın hissettiğimden burdan sesleniyorum sana..... lütfen söyle bana, beni neden böyle yarattın? sana kızgın değilim seni hala seviyorum ama sadece bunun sebebini öğrenmek istiyorum, neden onca insanın içinden ben? Zaten kaderimi böyle kötü bi babanın çocuğu olarak yazman yeterince ağırdı, babam zaten benim için büyük bir imtihandı, bunlar bana yeterdi....beni neden böyle yarattın!!)

Birden bire yağmur yağmaya başladı o kadar şiddetli yağıyordu ki önümü göremiyordum, sürünerek yukarı çıkmak kolaydı peki şimdi aşşağı nasıl inecektim...sinirlendim, tekrar gökyüzüne doğru bakarak bağırdım ( Benden ne istiyorsun!!!...Şimdi de ölmemi mi istiyorsun...bunların hepsi bi tesadüf olamaz......söylediğim şeylere mi kızdın!!!......bana böyle acı dolu bi hayat bahşettiğin halde ben sana hala seni sevdiğimi söylüyorum......ben hiç bi kötülük yapmadığım halde beni neden sevmiyorsun!!.....madem ölmemi istiyorsun, tamam o zaman......sana geliyorum)

Ayağa kalktım, yüzüme çarpan yağmur damlalarından hiç bişey göremiyordum aşşağı doğru attığım ilk adımda ayağımın altında ki kiremit kayıp çıktı, bi anda kendimi sırt üstü düşmüş bi şekilde çatının ucuna doğru sürüklenirken buldum.

Aç kollarını tanrım, sana geliyorum....

LANETLENMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin