Polis

617 62 15
                                    

"Onun psikolojisi bozuk"

Eve dönmek benim için iyi bir seçenek değildi tabiki ama başka seçeneğim de yoktu. Evde geçirdiğim ilk 1 ay işkence gibiydi, babam emekli olduğu için sürekli evdeydi, işe asla gitmiyordu, sürekli tepemdeydi ve beni çok sıkıyordu. Zaten evde internet ve televizyon yoktu, bi kaç sene öncesine kadar televizyonumuz vardı, kardeşlerimle beraber yetenek sizsiniz Türkiye yi izlerdik. Yine bir gün yarışmayı izlerken babam paldır küldür içeri girdi, bi anda duvarda ki plazma tv yi tutup kaldırarak duvardan söktü. Artık izlemiycez bu Allahsız pislikleri dedi.

Şok olmuştuk, elim de kumanda ile baka kalmıştım, kardeşlerimle toplanıp yaptığımız tek aktivite televizyon izlemekti ve artık televizyon da yoktu, telefon zaten yoktu, kafayı yiyecek gibiydim. Sabah akşam kalkıp balkonda boş boş oturarak manzarayı izleyerek hayatı sorguluyordum. Diğer çocukların babalarıyla ellerin de oltalarla sahile balık tutmaya indiğini, diğer tarafta bi babanın çocuklarıyla parkta top oynadığını, biraz ileri de ki yeşillik alanda bi annenin yine çocuklarıyla sofra bezi serip piknik yaptığı o güzel anları nefret dolu bakışlarla izliyordum.

Ben bütün dünya yanıyor sanıyordum meğer yangın sadece bizim evdeymiş

Diğer aileler gayet mutlu bi şekilde zaman geçiriyordu, onları izlerken gözlerim doluyordu.
Babam beni ne zaman görse ;

- düzgün otur

- düzgün yat

- düzgün giyin

- düzgün konuş

- düzgün şeyler oku

- düzgün şeyler dinle

- düzgün şeyler ye

Diyerek beni bi köpek gibi eğitmeye çalışıyordu.
Hafta da bir Fatih'e gidip kursları geziyorduk, beni vermek için yeni kurslar arıyorlardı ama hiç bi kurs beni kabul etmiyordu. Gittiğimiz her kursta kabul edilmeden önce sorgu oluyordu ve bu sorgu da yalan söyleyemiyordunuz, eğer yalan söyleyerek kursa girerseniz ordan aldığınız ilim orda yendiğiniz yemekler size haram ediliyordu.

- daha önce kursa gittin mi kızım?

+ evet

- neden çıktın?

+ çıkmadım efendim atıldım

- neden atıldın?

+ kızlardan birinin elini yaktığım için

- peki seni neden biz alalım ki?

+......

- kursumda senin gibi sorunlu bi öğrenci istemiyorum, burda bi öğrencime zarar versen ben ailesini ne açıklama yaparım? Maalesef seni kursa alamam

+ anladım efendim teşekkür ederim

- bu durumdan memnun gibi görünüyorsun

+ yalan yok ben de kursunuza gelmek istemiyorum, aslında hiç bi kursu istemiyorum, o yüzden reddedilmek beni mutlu ediyor

- tuhaf bi kızsın, umarım doğru yolu bulursun

+ doğru yol ? Yanlış yolda olduğumu kim söyledi, ya da sizinkinin doğru olduğuna kim karar verdi?

- biz Allah yolundayız

+ peki ben neredeyim ?

- o senin bileceğin iş

+ her neyse iyi günler babam kapı da bekliyor gitmem lazım

Odadan çıktığımda kursta ki kızlara baktım, hepsi merakla kapı kenarlarından başını uzatmış bana bakıyorlardı , onlara doğru dönüp gülümseyerek "size zarar vermemden korktukları için beni kursa almadılar, beni dışlayarak doğru yolu bulmamı söylediler, işte dini böyle öğretiyorlar......yargılayarak.....komik değil mi?" dedim.

Herkes şaşkın bi şekil de bana bakıyordu kurstan çıkıp arabaya doğru yürüdüm, o esnada kızlar camlara birikmiş bana bakmaya çalışıyorlardı, yağmur yağdığı için koşarak arabaya bindim.

- eee ne dediler ?

+ burası da kabul etmedi

- elim de olsa ben de sokağa atarım seni, onlar niye kabul etsin ki, haklılar

+ ( fısıldayarak) keşke sokağa atsan en azından özgür olurum

- ne dedin sen?

+ beni sokağa atmadığın için teşekkür ederim dedim

- sen benimle dalga mı geçiyorsun, şimdi rahat rahat konuş bakalım seni öyle bi kursa vericem ki babam beni gel burdan al diye ağlayacaksın

Babamın saçma sapan tehditleri eşliğinde eve gittik, yolumuz uzun olduğu için eve geç saatler de vardık. Ben yine balkona çıkıp manzarayı izleyerek düşünmeye başladım, kafamın için de verdiğim savaşın haddi hesabı yoktu. Sabah çok sert bi kapı sesiyle uyandık, odanın kapısını aralayarak kimin geldiğine bakmaya çalıştım, o esnada babam dış kapıyı açtı.

- kimsiniz ?

+ polis

- buyrun bi sorun mu vardı ?

+ kızınız için geldik

- ne olmuş ona?

+ uzun zamandır okula gelmeme sebebini rapor almaya geldik

- onun psikolojisi bozuk

+ nasıl yani?

- onun psikolojisi bozuk, kendi isteğiyle gitmiyor okul onun psikolojisini bozuyor

+ kızınızla da konuşabilir miyiz?

Babam kapıyı aralayıp benim odama geldi, boğazımı sıkıp "polislere kendi isteğinle gitmediğini söyleyeceksin normal davranma tamam mı?" dedi.
Nefesim kesilmiş bi şekil de sessizce başımı salladım. Yavaşça kapıyı açıp polislere baktım.

- Rüveyda sen misin?

+ evet o benim

- okula kendi isteğinle mi gelmiyorsun?

+ evet

- peki tamam şu kağıdın sol alt kısmına imza atar mısın?

Ne? Bu kadar mı? Bitti mi? Neden inandınız?
Ailemin olduğu bi evde size nasıl gerçekleri söyleyebilirdim ki, ayak üstü tek bi soru sorup bu işi kapatmak....çok şaşırmıştım. Beni kurtaracak belki de tek kişi polisti ama hiç bişey yapmamışlardı.
Şimdi içinizden e söyleseydin gerçekleri diyor olabilirsiniz. Eğer polis gerçekten işe yarasaydı ülkemiz de o kadar kadın öldürülmüş olmazdı her yıl, her ay, her gün, milyonlarca kadın şikayete gidiyor ölmek istemedikleri için adalete sığınıyorlar ama polisler hiç bişey yapmıyor. Eğer orda "hayır babam izin vermiyor" deseydim ne yapabilirlerdi ki? "Tamam kağıdın şurasını imzalayın biz ne yapacağımızı bi düşünelim" diyip gitselerdi ya da babamı ufak bi sorguya çekip geri salsalardı ben öldürdüm.

Bu ihtimali göze alamazdım o yüzden doğal olarak yalan söyledim ama buradaki suçlu onlardı, bizi ayrı ayrı odalara sokup sorguya çekmeleri gerekiyordu, ben babamın yanında gerçekleri söyleyemezdim ki.

Bunu akıl edemeyecek kadar aptal mıydı polisimiz ya da gerçekten umurlarında değil miydi bizim öldürülmemiz.

Kağıdı alıp titreyen ellerle gösterilen yere imzayı attım ve tekrar polise geri uzattım, yardım edin dercesine gözlerle yüzlerine baktım ama onlar "iyi günler" diyip gittiler.

Bana şimdi kim yardım edecek, beni burdan kim kurtaracak...

Artık iyice ümidimi kaybetmiştim, yatağıma geri dönüp yorganın altında ağlamaya başladım, o sırada aklıma eftalya geldi, o olsaydı bana kollarını açar sıcacık hissettirerek beni severdi, onun kollarında güven de hissederdim, o gülümseyerek gözlerimin içine baktığında her şey düzecelecekmiş gibi hissederdim. Ama artık o da yoktu.

Ah eftalya kurtar beni...

LANETLENMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin