𝟬𝟯 ❦ childhood slipping from my palms

123 20 73
                                    








3. BÖLÜM AVUÇLARIMDAN KAYAN ÇOCUKLUK

bölüm jimin'in ağzından anlatılmıştır. iyi okumalar dilerim!!

5 seconds of summer ♫ blender.

sharon van etten ♫ comeback kid.



Defalarca kez ertelediğim alarmın ardından her beş dakikada bir kulaklarıma yapılan işkenceye tahammülüm kalmamıştı. Kafamı kaldıracak güce sahip olmadığım gibi gözlerim de beni bu uğurda yalnız bırakmak için elinden geleni yapıyordu.

Kolumu yatağımın kenarında kalan komodine doğru uzattığımda telefonum büyük bir gürültüyle yere düştü. Kurduğum alarmın sesi yaptığı eziyete kaldığı yerden devam etmekte oldukça kararlı görünüyordu.

Biraz da olsa aradığım huzura kavuşabilmek adına çareyi başımın altındaki yastığı kulaklarıma bastırmakta bulduğumda uykunun bedenimi çoktan terk ettiği ortadaydı. Gösterdiğim çabaların şu durumda herhangi bir önemi kalmıyordu.

Odamın gürültüyle açılan kapısı, kendimce vardığım kanıyı doğrulamaya tek başına yetmişti. Aynı anda çalan birden fazla alarma tercih edeceğim tanıdık kalın ses, kulaklarımı kirletme görevini üstlendiğinde yüzümü buruşturdum. "Jimin! Ben sana fırsat bulduğun her anda, kıçını yayasın diye mi yatırım yapıyorum?"

Her sabah bunu yapmadan güne başlayamadığı tescillenmişti. Huzurumu bozmak konusunda dünya markası olma görevine layıkıyla devam ediyordu. Bunun için kimseye fırsat tanımamakta da oldukça kararlıydı.

"Bana yatırım yapmanı senden kim istedi?" Yastığı kulaklarıma bastırmaya bir müddet ara vermiş, yatağımda yüzüstü yayıldıktan sonra umursamazlığım adeta sesime yansımıştı. Yüzüstü uzandığım için sesim her ne kadar boğuk çıksa da dilimden dökülenleri idrak etmemesi mümkün değildi.

Aklımdan saniyelik olarak geçen düşüncelerden bile bir şekilde haberi olabiliyordu. Attığı birkaç adımın ardından içten içe odamdan çıkacağını düşünmek gibi bir yanılgıya kapıldığımda beni şaşırtmayarak üzerimdeki battaniyeyle olan ilişkimi koparmaktan çekinmedi.

En başından beri hayatıma bu kadar müdahale etmesine izin vermek, büyük bir hataydı. Bunu idrak edebilmem beklediğimden daha uzun sürdüğü için ipin ucu çoktan kaçmış, çareyi her defasında susmakta aradığımdan içime attıklarım dağ olmuştu. Azalmak yerine her geçen gün büyüyordu.

"Beş dakika içinde yatakla olan bağlantına son vermezsen eğer geceyi evin etrafında 45 tur koşarak geçireceksin. Tercih senin, beni istemediğim bir şeyi yapmak zorunda bırakma."

Dişlerinin arasından dökülen kelimelerin hiçbiri blöften ibaret değildi. Sözünü her ikilettiğimde içinde yatan canavar uykusundan uyanmakta gecikmezdi. Her gün, daha fazla nasıl çirkinleşebileceğini kanıtlamayı kendisine huy edinmişti.

Yerimden usulca doğrulduğumda benden beklenmeyecek bir sakinlikle ayaklarımı yataktan sarkıttım. İrislerimi üzerime ok gibi saplanan gözleriyle buluşturduktan sonra dudaklarının arasındaki sigara, günün büyük çoğunluğunda olduğu gibi varlığını korumaktaydı.

"Sen hayatımla ilgili her tercihi benim yaptığıma inanıyor musun gerçekten?" Dolgun dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasının önüne geçememiş, içimdeki deliler gibi kahkaha atma isteğine zor da olsa karşı çıkabilmiştim. Sırtımı hafifçe esnettikten sonra oturduğum yataktan kalktım.

wind of change ❦ jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin