13. {Matem}

697 335 46
                                    


Günlük 🖊

Bu gece Emre'yle paylaştım sahneyi ama o rengarenk ışıklar yoktu artık, kendi karanlığımızdaydık. Onun ışığını aradı gözlerim. Hayalimde canlandırmaya çalıştım; orada, aynı yerinde, beni izlerken... Onun oturduğu yerlerde yeller esiyordu şimdi. Bir sızı yükseldi içimde.

Hissini unuttuğum o rengarenk kelebekler uzunca bir zamandan sonra onunla birlikte yeniden karnımda can bulmuşken içimde kalan ne varsa yüklenip kanatlarını gererek uçup gittiler tek tek. Yine terk ettiler beni. Belki de bir daha dönmemek üzere... Onların bıraktığı boşluğu şiddetli bir huzursuzluk hissi silme dolduruyor şimdi.

Onunlayken cesaret edememiştim ama bu gece dibine vurdum içkinin. Ben de biraz sarhoş olmak istedim. Ve devrilen şişelerin arkasından gelen o muhteşem sarhoşluk duygusu sardı dört bir yanımı.

Her adımında bir anı saklayan bu oteli dolaştım çarpık adımlarımla. Issız sahilinde yürüdüm. Kayalıklara gidip oturdum. Biraz denizin güzelliğini izledim.

Hırçınlaşıp köpüren, o kükreyen deniz; şimdi kıpırtısız ve sessiz, sanki yorgun düşmüş, uyuyordu.

O geceyi düşündüm... Son geceyi... Yıldızlar göz kırpıyor, hırçın deniz kayaları dövüyordu. Ayın ışığı denizin üzerinde titriyordu. O gece ay dedeye misafir olmuştuk. Gözlerinin güzelliği ayın şavkıyla şahlanırken benim gözlerim kamaşıyordu.

Bu gece... Ay, bulutların arkasında. Yıldızları da saklamış bulutlar. O da yok zaten. Ben hüznümle başbaşa kaldım.

Onun hep karşı kıyılarında olacağım ben yanında olmak isterken. Dalgalar beni sürüklese de bazen onun kıyısına, direneceğim.

Yine rüyalarıma giriyor eskisi gibi. Bir cankurtaran gibi onu arıyor gözlerim dalgaların arasında. "Kendine bile yardım edemeyen birini mi arıyorsun?" diyor ve boğulmama izin veriyor.

Önüme çıkan her şeyi, herkesi yok ediyor bazen sihirli değneğim. Ama bizi geri döndüremiyor. Geçmişi yok edemiyor, yaşananları silemiyor.

Tanıştığımız ilk günleri hatırlıyorum. Nasıl da heyecanlıydım. Öyle çabalamıştım ki beni görmesi için. Amacım çapkın gözlerinin dikkatini biraz olsun çekebilmekti. Çekmiştim de...

Boşa kürek çekmişim ama önemli değil. O kürekleri asla ellerimden bırakmazdım eğer kollarımı kırmasaydı. Sonunda kürekler ellerimden düştü. Sadece kollarım değil kalbim de kırıldı.

Ne düşünürsen 'o' olursun. Benim adım Ayizi. Benim Ay'ım oydu, ben onun izi...

Ne Ay kaldı ne izim ne de tozu...

Daha ikinci günüm ya onsuz bu otelde, o yüzden böyle hissetmem. Tamamen alışkanlıktan kaynaklı. Ama biliyorum, bu kez çabuk toparlarım. Çünkü eskisi gibi değil sevgim ve nefretim. Sanırım kendi içimde onu affettim. Ve uzun zamandan sonra ona bu kadar hissizim.

Ali... Dünyayı karış karış keşfeden gezgin... Sen dünyaları dolaşırken, gölgen benim kıyılarımda dolaşıyordu. Sen başka sularda yüzüyorken, gölgen benim suyuma düşüyordu. Bedenlerimiz ayrı düşse de gölgelerimiz bu oyunu oynamaya hep devam etti.

Ama artık oyun bitti. Benim gölgende kalan karanlık ve serin sularım çekildi, denizim kurudu. Şimdi kendine gölgeni yüzdüreceğin başka denizler bulacaksın. Umarım o denizleri de kurutmazsın. Değerini bilir ve ihanet etmezsin ki, sonra o gömüldüğün sular birden çekildiğinde yine denizimi kaybettim diye çırpınıp durmazsın...

YERALTI SEVDALILARI I - AYİZİWhere stories live. Discover now