25. {İtirafçı}

640 293 18
                                    


Ağrı'dan döndüklerinin ertesi günü genç kız Aslı'yla buluşmak üzere evinden ayrıldı. Aslı sözleştikleri mekana önceden gelmiş, sabırsızca kendisini bekliyordu. Ağrı'da, en çok da o otel odasında neler yaşandığını sormak için sabırsızlanıyordu.

Çok geçmeden Ayizi de aynı mekana ayak bastığında gözleri ilk olarak Aslı'yı buldu. Birbirlerine sarılıp öpüştükten sonra yerlerine oturduklarında Aslı içinde biriktirdiği soruları bir bir yağdırırken kızın gülüşü tuzla buz olmuş, ardına kadar açılmış gözleri uzak bir noktaya takılıp kalmıştı.

Halüsinasyon gördüğünü düşünerek gözlerini kırpıştırdı. Aslı'nın ard arda adını seslenmelerine karşılık koca bir "Siktir!" çekti. Çünkü gördüğüne inanamadığı şey tam olarak Azat'ın mekanının bahçesinde bacak bacak üstüne atarak oturan Efo'ydu.

Aslı da başını çevirip kızın baktığı yöne baksa da, Efo'yu daha önce görmediği için bir şey anlayamadı. "Ayizi?" diye sorar gibi yeniden seslendi Aslı. Ama kızın adeta aklı başından gitmişti. Daha iki gün önce gözüne baka baka evine kadar girip ailesiyle tehdit ettiği adamdı orada oturan.

Fakat bu nasıl olurdu? Müebbet yemiş bir adam şu an cezaevinde, koğuşunda olması gerekirken nasıl bir kafede sigara tüttürebilirdi?

Genç kız kocaman yutkunarak Aslı'ya baktı. "Efo," diye mırıldandı cılız bir sesle.

"Ne?" dedi Aslı. "Kim, anlamadım?"

Ayizi tekrar yutkundu ve kalbi korkuyla vururken, geldiğinde masanın üzerine bıraktığı telefona uzandı titreyen eli. Emre'yi aradı.

"Efendim canım?"

"Efo burada!"

"Anlamadım?"

"Efo diyorum, burada. Lâ Mekân'da."

"Ne Lâ Mekân'ı? Neredesin sen?"

"Lâ Mekân'ın yanındaki Ceviz kafedeyiz. Aslı'yla buluştuk. Şimdi geldim daha."

"Neden haber vermiyorsun? Bu ara biraz dikkatli olsan iyi olur."

"Sana ne dediğimin farkında mısın? Anlamadın galiba? Efo diyorum. Yandaki mekanda. Az ötemdeki masada. Gözümün içine bakıyor."

Emre istemdışı bir kahkaha attı. Ona olanaksız görünüyordu bu durum. "Pardon canım," dedi boğazını temizleyerek. Ama sonra kendini tutamayıp tekrar güldü. Ayizi tek ayağını sabırsızca sallarken Emre'nin durumu idrak etmesini ve ciddileşmesini bekliyordu.

Emre kendini toplayıp "Sen çok etkilendin bu olaylardan. Bir süre ara versek iyi olacak," dedi. "Ayrıca Esat oralarda olabilir. Neden böyle kafana göre çıkıyorsun? Bekle, geliyorum."

O sıra Aslı da ona doğru eğilerek "Saçmalama Ayizi," dedi. "Benzetiyorsundur. Burada ne işi var onun?"

"Neden yanında bir jandarma var o zaman?"

"Ya, bir arkadaşıdır adamın, ne bileyim?"

"Öyle mi?" dedi Ayizi öfkeyle telefonu kapatarak. "Bekleyin o halde."

Telefonunun kamerasını açarak iyice yakınlaştırıp kendisine bıyık altından gülerek bakan adamın hiç saklamadan fotoğrafını çekti. Hemen WhatsApp'ı açıp çektiği fotoğrafı Emre'ye gönderdi.

Emre'nin elindeki telefonun ekranına yansıyan fotoğraf, hiçbir kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde gerçekti. Evet, o Efo'nun ta kendisiydi. Birden dehşet içinde yerinden fırlayıp kızı aradı. "Çıkın oradan!" diye bağırdı. "Hâlâ neyi bekliyorsunuz, derhal çıkın! Duydun mu beni?"

YERALTI SEVDALILARI I - AYİZİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora