26. {T4 Koğuşu}

648 289 12
                                    

Ali, Ayizi'nin ricasıyla cezaevini bir kez daha aradı. Kurum idaresinin uygun gördüğü günde Efo ile kapalı görüş ayarlandı. Ve beklenen görüş günü geldiğinde Ali, Efo'yla bir kez daha görüştü.

O akşam Ayizi onu otele çağırdı.

"Ne yaptın Ali, bir şeyler öğrenebildin mi?" diye sordu sabırsızca. "Nasıl çıkmış? Neden çıkmış? Kiminle ne için anlaşmış? Aldığı teklif neymiş?"

"Ayizi," dedi Emre susması için koluna dokunarak. "İzin ver, konuşsun."

"Efo," dedi Ali, "Jitem'e katılmış."

"Ne?" dedi Ayizi küçük bir kahkaha atarak. "Şaka mı bu? Çok komik."

"Ne demek Jitem'e katılmış," dedi Emre. "Jitem'in işi bunun gibi pislikleri temizlemek değil mi zaten? Biz mi yanlış biliyoruz?"

Ayizi şaşkın ve öfkeliydi. "Jitem'in açılımı neydi, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele, değil mi? Bu adam eski terörist diyorsunuz?"

"Arkadaşlar, sakin olun," dedi Ali. "Adam itirafçı olarak katılmış. Onlara yardımcı oluyor."

"Af buyur, ben yine anlamadım," dedi Ayizi. "İtirafçı ne demek?

Emre anlatmaya başladı. "JİTEM başlangıçta uyuşturucu ile mücadele ve istihbarat toplama amacıyla kurulmuş. Türkiye o yıllarda PKK terör örgütüne karşı yoğun bir mücadele verirken devlet zamanla rutin dışına çıkmış. JİTEM gibi organizasyonlar, operasyonel faaliyetlere yoğunlaşmış. Bu dönemde PKK'dan kaçanlar JİTEM bünyesine girip itirafçı olmuş. Teslim olanlar, itirafçı olarak serbest kalmış. Ya da TSK ile girdikleri çatışmada sağ ele geçirilenler hapishanede kalırken sorgu elemanı olarak faaliyet göstermiş. Koğuşa yeni gelen itirafçıları sorguya çeker, polisin alamadıklarını öğrenirmiş. Güneydoğu'da işlenen onlarca cinayette devlet adına tetikçilik yapmış bu itirafçılar."

"Anladım," dedi Ayizi. "Bu itirafçı olmayı kabul edenler ya da tercih edenler, güvenlik güçlerine yardımcı olmak gerekçesi ile cezaevinden çıkarılıyor. Operasyonlara da katılıyor, tetikçilik de yapıyor, ajanlık da yapıyor. Sonra işi bitince tekrar cezaevine dönüyor."

"Bir çatışmada öldü diye gösterilip yeni bir kimlikle tamamen serbest de kalabilir," dedi Emre. "Şimdi farkında mısın nasıl bir belaya bulaştığının?"

"Önce PKK içerisinde devlete karşı savaşmış, şimdi devlet için PKK'ya karşı savaşıyor. Ne bu? Kahraman mı diyeceğiz bu adama? Yoksa satıcı, dönek, ya da vatan haini mi? Bu itirafçıların sözlerine ne kadar güvenebilirsin ki?"

"Yani, orası öyle. Çok da güvenmemek gerek."

Emre ve Ayizi aralarında konuşurken Ali araya girdi. "Arkadaşlar! Sormayacak mısınız, adamın görevi ne? Jitem'e hangi konuda yardımcı oluyor? Hangi görevi başarırsa serbest kalacak? Aralarında nasıl bir anlaşma yapmışlar?"

"Ne konuda yardımcı oluyor?" diye sordu sonunda Ayizi.

"Alpan'ı ve Azat'ı bulmaları konusunda. Jitemin adama yaptığı teklif ise, eğer onları bulup öldürebilirse, ya da sağ ele geçirip JİTEM'e teslim edebilirse, onu müebbet yediği cezaevinden çıkarmak."

Az sonra Ayizi'nin ellerinden düşüp yeri boylayan bardak tuzla buz olurken, Emre endişeyle yanına adımlayarak ellerini tuttu. "İyi misin?" diye sorduğunda, başını salladı. Ali ise kıstığı gözleriyle onları izliyordu. Henüz sevgili olduklarından bile haberi yoktu.

"Beyler," dedi Ayizi çatlak çıkan sesiyle. "Biriniz anlatsın lütfen. Ne demek oluyor tüm bunlar?

"Eğer bu eski Jitem gibiyse, bildiğim kadarıyla itirafçılardan oluşan 30-40 kişilik bir ekip oluyor," dedi Ali. "Bunlar cinayet timlerinden. Ve bunların çoğu psikopat. Cinayet timleri infazlarını rahatlıkla gerçekleştirebiliyorlar."

YERALTI SEVDALILARI I - AYİZİWhere stories live. Discover now