12.Bölüm🐍

20K 1.1K 246
                                    

Bir 10 dakika sonra gelmiştik arabayı yavaşlatarak park ettim ve kemerimi çözdüm."İnin hadi."dedim.

Onlarda inince kapıları kilitledim. Eymen sallana sallana inerken "Kusucam galiba." dedi.

Yüzümü buruşturarak diğer tarafa döndüm. O sırada diğerleride inmişti. Hep beraber balıkçı restoranına girdik.

Altı kişilik bir masaya oturduk.

Herkes siparişini vermiş birbirlerine bakıyordu. Siparişler geldiğinde garson gelerek ne içeceğimizi sordu ve içecek önerdi.

Önerdiklerinin arasından rakıyı seçtim. Semih bana bakarak "Rakı mı?" diye sordu.

Kafamı "Evet, sorun mu var?" dedim. Diğerleride rakı istediğinde garson gitmişti.

"Ne zamandan beri içiyorsun?" diye sordu Erdem abi.

Bu soru ile burnumdan hafifçe güldüm. "İlk 17 yaşımda arkadaşımla kaçamak yaparak içmiştim." dedim.

Bu arkadaş tabii ki Furkan'dı.

Ondan başka samimi arkadaşım yoktu zaten.

Beni o gün keman kursu ve ardında olan buz pateni kursundan kaçırarak vakit geçirmemizi sağlamıştı.

Sonrada gizlice bara gitmiştik. Yüzümde oluşan belli belirsiz tebessümü sildim.

Herkes yemeğe başladığında Semih "Ee Adran, daha önce bir timin oldu mu? Bu görevi başarabilecek misin?" dedi.

"Oldu. Onları çok güzel bir şekilde eğittim. Ben bir emir aldıysam o kişiyi yüzü kara çıkarmam Yüzbaşım." dedim direkt.

"Timin nerede? Ben mi göremiyorum yoksa?" dedi yalandan şaşırmış bir yüz ifadesiyle.

"Şehit oldular." dedim masaya bakarak.

Hepsi "Başınız sağ olsun." derken ben "Vatan sağ olsun" dedim.

"Adı neydi timinin?" dedi Sinan. Bu kadar meraklı olduklarını düşünmemiştim.

"Karanlık timi. Kendim kurup, kendim eğitmiştim." dedim.

"Belliki iyi eğitememişsin" dedi Semih kaşlarını alayla kaldırarak.

Erdem ve Asaf abi, Semih'e yapma dercesine bakıyorlardı.

Açığımı arıyordu. Bulmuştu da.

Bende onu zayıf noktasından vururdum o zaman. Alayla sırıtarak "Belliki senide iyi eğitememişler. " dedim kaşlarım ile bacaklarını göstererek.

Yüzü anında sinirli bir hâl alırken herkes yemeğine devam etmişti.

Telefonun çalması ile yemeğime ara verdim. Bugünde ne çok arayan vardı.

Telefonu cebimden çıkardığımda Çağrı'nın görüntülü aradığını görmem ile kaşlarım çatıldı.

Başına taş düşmüştü galiba.

"İzninizle açabilir miyim?" diye sordum. Onlar rahatsız olmayacaksa açabilirdim.

Hepsi onaylar mırıltılar çıkarırken aramayı yanıtlayarak telefonu peçeteliğe yasladım.

"Hayırdır? Öldünde öbür taraftan mı arıyorsun? Gerçi sen öbür tarafta olsanda aramazsın. Yoksa ben mi ölüyorum." dedim sahte bir kahkaha atarak.

Sonra birden kamera açıldı. Karşımda Çağrı yerine Alaz ve Alp vardı.

Arkadan Çağrının sesi duyuldu. "Haklısın ölsemde, ölsende seni aramam ablacığım. Abimlerin telefonlarının şarjı bitmiş. Mecburiyet." dedi. Klasik yalan.

ADRAN-Gerçek Aile✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin