42

34.8K 1.8K 195
                                    

😭İNCİ😭

Eve gelmiştik ama o kadar mutsuz hissediyordum ki kendimi. Yarın annemlerin yanına gidecektim, Ahmet Emir de işine gidecekti. Seni ben bırakırım belki, ayarlayabilirsem demişti.

Onu da ayarlayamamıştı. Tek başıma gidecek olmam yetmiyormuş gibi bir de orada kalabalığın içine girecektim. Annem teyzemlerle halamların geldiğini söylemiş, geldiğin gibi surat asma demişti.

Çok kolaydı sanki, biz burada biricik sevgilimizden ayrılıyorduk.

Kendimi salondaki koltuğun üstüne atıp oflayarak televizyonu açtım. Gitmek istemiyordum. Annemi bir şekilde ikna ederdim de babamı ikna etmek çok zordu. Hiç girişmek istemiyordum o yüzden.

Ahmet Emir gelip yanıma oturunca kolunun altına girdim. "Gitmek istemiyorum." diyerek biraz da sesli mızıldamak istemiştim. "Ben de gitmeni istemiyorum." dedi ve saçlarımdan öptü. "Senden o kadar süre nasıl ayrı kalacağım?" kafasını sağa sola yatırıp kıtlattı. "2 hafta boyunca herkes benden çekecek anlaşılan." dediğinde güldüm.

"Ben seni sakinleştiririm, yazık insanlara." Güldü. "Yazık mı insanlara." diyerek üzerime eğildi. "Bana yazık asıl." Sağ eliyle yanağımı sıktı. "Şu güzelliğini göremeyeceğim. Bana yazık olmasın da kime yazık olsun?" dedikten sonra sıktığı yanağımı ısırdı. "Acıttın dana." diyerek üzerimden itmeye çalıştım ama gerçek bir dana gibi olduğu için başaramamıştım.

"Nereye gideceksin ya, dur şurada."iyice sıkıştırdı beni. "Seveyim seni biraz, gidiyorsun zaten." dedi sahte bir kızgınlıkla. "Oy oy." diyerek ellerimi yüzüne koydum. Ben koltukta yatıyordum o da üzerimde uzanıyordu. Ağırlığını vermemişti çünkü verseydi nefes alma sürem 2 dakikadan fazla olmazdı.

"Ne yapacağız senin bu tatlılığını ya?" diyerek yanaklarını sıktım. "Bilmem ne yapmak istersen." dedi ve güldü saf saf. "Küçük kızsın anladığım kadarıyla." dedim ilk mesaj attığım zamanlarda bana dediği gibi. "Canın da sıkılıyor belli ki." Yavaşça vurdum yanağına. "Hani bekleyemezdim senden benim hissettiğim duyguları?" Kaşıma dokunduktan sonra aşağıya doğru indirdi parmağını. "Eşşeklik yaptık zamanında." diyerek yüzüme doğru yaklaştı. "Aklım da kalbim de boş demiştim, doldurmak istersen diye." dudaklarını dudaklarıma değdirip geri çekildi. "Bu kadar iyi hissettireceğini bilmiyordum."

Cümleleri beni güldürürken o beni gülerken öptü. "Her zaman böyle gül istiyorum."

"Sen yanımdayken ben hep böyle gülerim zaten." Üstümden kalkıp beni de kucağına çekti. Elbisem sıyrılmıştı neredeyse ve hala utanmamıştım. Ellerini kalçama koydu ve sıktı. "Seninle beraber gelmeyi istiyordum. Ailenle tanışıp burada güvende olduğunu bilmelerini de. Tabii mesleğimi kullanıp biraz da kendimi sevdirmeyi planlamıştım. Ayarlayamadım ama belki almaya gelirim." dediğinde gözlerimi heyecanla açtım. "Çok iyi olur Ahmet Emir'cim. Burada güvende olduğumu biliyorlar da, seninle tanışmalarını istiyordum."dediğimde kollarımı boynuna sardım.

"Sen benimle evlenmek istiyorsun he." dedi ve boynumdan öptü. Bir rahat duramıyordu.

"Eğleniyorum ben sadece, evlilik benlik değil." diyerek dalga geçtim. "Böyle eğlenilmez yalnız." Boş boş baktım yüzüne. "Nasıl eğlenilir?" diye sordum. Elleri kalçamdan ayrılıp sırtıma doğru yükseldi. Parmak uçları elbisemin fermuarına değince gözlerinin içine baktım.

Böyle mi eğlenmek istiyordu? Eğlenirdik.

Yarım ağız gülüp fermuarımı açmasını bekledim. Aşağı doğru indirdiğinde tek omuzumdan kaydırdım ip askısını. Giydiğim yapışkanlı sütyeni görünce şaşırdı. "Bu ne kızım?" diye sorunca kendimi tutamayıp güldüm.

İNCİWhere stories live. Discover now