55

12.4K 776 75
                                    

💘İNCİ💘

Birbirimize olan aşkımızı uzun bir süre dile getirip mutlu olduktan sonra yeni evimize gitmek için yola çıkmıştık. Yolda giderken Ahmet Emir nalbur gibi bir yere uğrayıp ev için gerekli şeyler almıştı. Bunu neden kendisi alıp halletmek istemişti anlamamıştım ama Ahmet Emir'in kafasına eseni yapacak biri olduğunu bildiğim için onu sadece onaylamıştım.

Bir de ben evi ilk kez görecektim, boş halini de görmemiştim. O yüzden yolda daha da heyecanlanmıştım.

"Seni çok mutlu edecek bir şeyler yapacağım." diyerek güldü. "Senin var olman zaten beni çok mutlu ediyor." Elini uzatıp yanağımı sıktı. "Isır diyorsun yani, gel şu yanağımı ısır." Omuzlarımı kaldırıp "Evet, tabii." gerekli şımarıklığımı yaptıktan sonra Ahmet Emir'in çalan telefonunu ona uzattım. Uzatırken de arayan kişinin kim olduğuna bakarken Ahmet Emir "Kapat." dediği için aramayı reddedip telefona bakmaya devam ettim. Yani kendimi çekmeye.

Telefonunun galerisinde ben ve anlamlandıramadığım dosya fotoğrafları vardı sadece. Bir de beşiktaş, duvar kağıdı yapmak için özel olarak yaptığı bir beşiktaş dosyası vardı. "Ne kadar yolumuz var daha ?" diye sodum beşiktaş dosyasına girerken. "Biraz var." kahvesinden bir yudum alıp bana uzattı. "Bitirsene." elinden kahveyi alıp içmeye başladım. "Bir gün iki seçenek arasında kalsan kimi seçersin çok merak ediyorum." dediğimde yarım ağız güldü. "Seninle herhangi bir şey sanırım bu iki seçenek." Kafamı salladım. "Ben ve Beşiktaş." Öksürdü aniden. "Haşa." dedi. Ne demesi gerektiğini bildiği için. "Sen tabi İnci'm. O nasıl soru öyle." Telefondan beşiktaş fotoğraflarını silerken "Aferin." dedim. "Ben tabi ki, beşiktaş da kim."

"O kadar da değil, sen tabi ki ama Beşiktaş da benim ikinci aşkım." Gözlerimi devirdim kurduğu cümleye.

"Bir oğlum olsa, onunla maçlara gitsem." dedi ve kendi kendine triplere girdi. "Hayalin güzelliğine bak anasını satayım." eliyle direksiyona vurdu yavaşça.

Bir an ben de hayalini kurdum. Bir oğlumuz olduğunu ve Ahmet Emir'in onu maça götürdüğünü. Üzerine giydirdiği minicik beşiktaş formasını, küçük elleriyle Ahmet Emir'in elini tuttuğunu. Ve bu hayalimde nedense benim kucağımda bir de kız çocuğu vardı. Sarı saçları minik minik çiçekli tokalarla toplanmış, dudaklarını büzerek babası ve abisini izleyen. "Oğlum olsa adını Kartal koyarım." diyerek daldığım hayalden çıkardı beni. "Kartal ne güzel bir isim değil mi İnci? Kartal Arcek, ne kadar taşşaklı bir isim oldu." dediğine gülerek kahveden bir yudum aldım. "İnci." dediğinde kafamı çevirip ona baktım. "Acilen evlenip ürememiz gerek." gülmemi bastıramayıp sesli bir şekilde güldüm. "Bunu bu şekilde dile getirmen çok hoştu."

"Ciddiyim, ikimizden bir parça olmasının fikri çok güzel değil mi?" Kafamı salladım. "Hem de çok güzel ama sırf çocuğunun adını Kartal koymak için çocuk yapamayız." dediğimde ofladı. "Yaparız sanmıştım."

777

Evimize geldiğimiz ilk andan beri güzelliğini atlatmaya çalışıyordum. Girdiğim her oda mutluluğumu katbekat arttırmıştı. "Sevgilim." sesini duyduğum için salondan çıkıp Ahmet Emir'e baktım. "Efendim." dediğimde bahçeye gelmem gerektiğini söyledi. Mutfağın sürgülü kapısını açıp bahçeye çıktığımda Rodiyle ikisini kurduğu hamakta yatarken gördüm. Hızlıca yanlarına gidip ikisine de öpücük verdim. Ahmet Emir Rodi'nin poposuna yavaşça vurup "Sen kalk da biraz annenle yatalım." dediğinde Rodi kalkıp yere yattı. "Yaa." diyerek onun yanına eğildim. "Kurban olurum ya ben sana, annesinin kuzusu ya bu." diyerek Rodiyi severken Ahmet Emir kolumdan tutup kendine doğru çekti. "Beni sev biraz da." dediğinde aynı şekilde ona da yanaştım.

İNCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin