50

24.5K 1.5K 203
                                    

💝İNCİ 💝

Uzattığı telefonu alıp çantama koydum. "Ne bu hareketler?" diye sorduğumda sorumu cevaplamayıp arabayı çalıştırdı. Sesimi biraz yükseltip "Ahmet Emir." dediğimde bana baktı.

Murat'ın yazdığını öğrenmiş olamazdı, telefonumu karıştırmazdı. Başka bir mesaj attıysa bile bakmazdı Ahmet Emir.

"Zor bir durumdayım, tamam mı? Şimdi konuşmak istemiyorum."

"Tamam, ama benimle paylaşırsan yardımcı olabilirim sana." Kafasını çevirip bana baktı. "Teşekkür ederim." dedi ve sağ eliyle bacağımı sıktı. "Teşekkürlük bir şey yok bebişim. Ben senin sevgilinim ya." diyerek şımarıklık yaptım.

"Babam bir an önce gidelim, tanışalım diyor." dediğinde güldüm. "Baban mı diyor sen mi diyorsun?"

"İkimizin ortak kararı." dedi ve el frenini çekti. "İstifa edeceğim." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Yapmak istemediğim ama zorladıkları olaylar var, yapmazsam başka türlü çıkaracaklar benden."

"Ne yapmanı istiyorlar?" diye sorduğumda torpidodan silahını alıp beline sıkıştırdı. "Ben mesleğime başladığımdan beri bir kimseye bir ayrımcılık yapmadım, yapmam da. Olay sadece bu da değil ama senin de canını sıkmanı istemiyorum İnci tanem." dedi ve saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Senin canın sıkılmış ama." dedim ve elini tuttum. "Eminim yaptığın şey en doğrusudur, canını sıkmana gerek yok. Ben sana çok güveniyorum ve bence bu çok yeterli." dediğimde yanağımı sıktı. "Güvenini kazanmam gereken tek kişi sendin, onu da başardığım için başka bir şeye gerçekten gerek yok."

Arabadan inip eve doğru giderken Ahmet Emir'in kolunun altına girdim. "Hem ben zaten sana evinin beyi ol demiştim."

"Evet." dedi. "Ben hanımımın sözünü böyle dinlerim. Sonuna kadar hanımcıyım." Saçlarımdan öpüp güvenliğe selam verdi. Adam onu yanına çağırdığında anahtarı bana verip kendisi yanına gitti.

Anahtarı alıp sallana sallana eve doğru yürürken Ahmet Emir'e ne kadar çok aşık olduğumu düşünüyordum. Çok aşıktım ya, bunu artık kelimlerle anlatsam yeterli gelmeyecekmiş gibi hissediyordum. 

Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdiğimde daha kapıyı kapatmadan gelmişti. "Ne olmuş?" diye sorduğumda kapıyı kapatıp ayakkabılarını çıkardı. "Bir şeyler bilmem gerekiyor mu?" diye sordu.

"Gerekiyor da bunun güvenlikle ne alakası olduğunu anlayamadım." Anahtarını ve silahını aynalı dolabın içine bırakıp "Bilmem gereken şeyler birden fazla demek ki." dedi.

"Benim söyleyeceğim bir tane şey var, diğeri sanırım benim de bilmem gereken bir şey." diyerek mutfağa girdim. "Kahve yapayım mı?" diye sordum, o da balkona çıktı. "Yap." dedi ve sigarasını yaktı.

Kahve suyunu koyup ben de telefonumu alıp balkona çıktım. Birkaç tane daha bildirim geldiğini görünce Ahmet Emir'e anlatmadan mesajlara baktım.

0546***: Beni umursamıyor gibi yapma lütfen

0546***: Umurunda olduğumu biliyorum

0546***: Hem senin istediğin polis bir sevgili değil mi?

0546***: o adam artık polis olamaz

0546***: ben hep buradayım.

Daha önce hiç bu kadar saçma cümleyi bir arada görmediğim için yaşadığım şaşkınlık bambaşkaydı.

Ne diyordu bu ? Balkona çıkıp Ahmet Emir'in karşısına oturdum. "Bir mesaj geldi ablandayken." dediğimde kafasını salladı. "İçeriğini biliyorum mesajın." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Nereden biliyorsun?"

İNCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin