44. Bölüm

698 40 63
                                    

"Hayır yani ne diye böyle bir belaya bulaşıyorsunuz ki ? Kavgaya girmek ne demek ya? Şu halinize bakın bir Allah aşkına."

Karşımda oturan Uraz ve Meriçe bakarken bir yandan da söylenmeden duramıyorum.

Uraz'ın arkadaşları olan adar ve adal ikizleri bir yerde bazı sorunları olan bir grup tarafından sıkıştırılmışlar sonrada Çağatay ve Dağkanı arayıp destekle gelmesinin söylemişler.

Onlarda Uraz , Meriç ve kendi arkadaşlarını falan çağırıp olay yerine gitmişler.

Tabii Uraz ve Meriç de zaten kavgaya çağırılmayı bekliyormuş ki koşarak gitmişler resmen.

Sonuç yüzü gözü dağılmış bir adet Uraz ve bir adet Meriç.

Aslında diğerleri de buradaydı yani Çağatay falan ama ben söylenmelerime dayanamayıp 'Allaha emanet ama evdekiler zaten yeterince kızdı o yüzden bir posta daha azar işitemeyiz diyerek kaçtılar yarım saat önce.

Tabii kavganın sonu karakolda bitince öğrenen aileleri bir güzel azar çektiler.

Deniz abim ve Efken hatta Bulut bile bizi neden çağırmadınız diye trip attılar bu ikisine.

Diğer abi ve kuzen tayfası ise kavga ettikleri için öncelikle Meriçin daha sonra da birazcık Uraz'ın da ağzına sıçtı ama 'bizde gençken yedik bu bokları' diyip konuyu kapattılar.

"Sen bir de karşı tarafı gör kuzi, off offf bir sıçmışız ağızlarına var ya resmen sanat eseri mübarekler ."

Bu akillanmaz ikili birbirine bakıp gülerken bende elimde olmadan güldüm çünkü haklilar malûm katsi taraf daha da hasar almış durumda.

Neyse ki iki tarafta şikayetçi olmadı ve sicillerine işlemedi bir şey.

"Neyse hadi dağılalım saat geç oldu."

Oturduğum salıncakta kalktığımda onlarla vedalaşıp Bora abime haber verdim.

Abimle dönerken bakkaldan bir şeyler alıp sonra eve geçtik.

***

"Hayır yani kitap okumayı seviyorum zaten tamam ama sırf eşit ağırlık öğrencisiyim diye her ay bir kitabı bitirip sınavını olmaktan bıktım."

"Vallaha sonuna kadar haklısın abla , her fırsatta kitap okuyorsun . Allah yardımcın olsun ya."

Sonunda bana hak veren bir Allah'ın kulu var ya gözlerim yaşardı. Eywallah Bulut kardeş.

"Neyse neyse zaten sınava üç ay kalmış boşu boşuna moral bozmaya gerek yok. Hallederim ben , benim kapasitem var zaten dimi kardeşim."

Gazlanmaya ihtiyacım olduğunu anlayan canım kardeşim her zaman ki gibi beni gazlayarak kardeşlik görevini yerine getirdi.

Bulut'un gazlamalarından sonra onun odasından çıkıp kendi odama döndüm çünkü saat epey geç oldu ve uykum geldi .

Ohh yumuşacık yatağım var resmen tüm kemiklerim rahatladı. Baba parası mis gibidir nokta.

Neyse işte sabah ola hayrola.

***

"-On altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi. "

Tam 20 Mekik çektikten sonra sırt üstü uzanıp 10 saniye kadar dinlendim ve tekrar 20 Mekik daha çektim.

Tekrardan sırt üstü uzanıp bu sefer biraz daha fazla dinlendim hatta neredeyse uyuyacaktim ama beni bölen şey Ateş abimin sesi oldu.

"Bakıyorum da hemen yorulmuşuz, küçük hanım."

"Yaa abi ,10 dakika koşu üstüne de  toplama 40 şınav ve 40 mekik hatta beş tanede barfiks çektim. Azıcık dinlenmek hakkım. "

YAŞANMAYAN HAYAT (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now