1. BÖLÜM.

229 17 7
                                    

                          BİRİNCİ BÖLÜM.

YAZAR NOTU: Bu kitap, bütün  hikayelerimde kafamdaki dünyaya ortak olup, karakterlerime benim kadar değer veren arkadaşım Zehra Aydın'a ithaf edilmiştir. Sen olmasan, bir şeyler hep eksik olurdu. İyi ki beni tamamlıyorsun. Minnettarım!

"Duru, kızım kapatsana şu alarmı!"

Duyduğum, Kayra'nın sesiydi.

"Bir insan niye yaz tatilinde alarm kurar ki?"

Duyduğum, Dora'nın sesiydi.

"Çünkü, bunun uykusuna garezi var!"

Duyduğum, Kardelen'in sesiydi.

Homurdanarak, telefonumun alarmını kapattıktan sonra, başımı tekrar yastığa koydum.

Fakat, üzerime bir yastık fırlatıldı.

"Ne yapıyorsun ya!"

"Sen böyle rahat uyuyamazsın, hepimizin uykusunu açtın. Kalk çabuk!" dedi Dora.

"Offf!"

"Bir de 'of' mu?" dedi Kardelen.

"Ne utanmazsın ya!" diye bağırdı Kayra.

Üçü birlikte üzerime atlayınca, koca evi inletecek kadar büyük bir çığlık attım.

"En azından uyandın." dediler hepsi.

***

"Çiçek Abla'yı duydunuz mu?" dedi Kardelen. Gözlerinin fotoğrafını çekmekle meşguldü. Evet, gözlerinin.

Çiçek Abla, mahallemizin en eski sakinlerinden biriydi, ve sitemizin sahibiydi. Öyle ki, her şey ondan sorulurdu.

"Ne olmuş ki?" dedi Kayra.

"Yan eve birileri taşınacakmış." dedim.

"Aaa! Hiç haberim yoktu! Kim taşınıyormuş?"

"O kadarını biz de bilmiyoruz." dedi Kardelen. "Sonra öğreniriz."

"Tamam, bırakın dedikoduyu!" diye araya girdi Dora. "Karnım acıktı benim."

"Kalk, git mutfağa yemek ye o zaman."

Kayra'nın bu cümlesinin üzerine, Dora alınmış gibi ona baktı. Her zamanki halleriydi, naz yapıyordu.

Kayra naz yapan bakışlara aldırmadı.

Dora tıpış tıpış mutfağa ilerlediğinde, Pankek yapmak için peşinden gittim.

"Duru, pankek mi yapıyorsun?" diye seslendi Kardelen.

"Evet."

"Pankek Nutella olmadan yenmiyor ya. Ben markete gideyim."

"Simit de alsana Mehmet Amca'dan. Canım çok çekti. " dedi Kayra.

"Tamam." dedi Kardelen ve balkondaki cüzdanını alıp, çıktı.

Kardelen çıktıktan sonra, Kayra yanıma geldi.

Dora da kendine ekmek arası yapıyordu. Hâlâ bize naz yapıyordu. Sorun yok, bu grubun nazlısı Dora'ydı.

Kayra'yla iki saniyelik bir bakışma sonrası, ben Dora'nın elinden ekmeği aldım, Kayra da Dora'nın yanağına kocaman bir öpücük bıraktı.

Dora, gülümseyince bize attığı tribin sonlandığını anladık.

Dora nazlıydı ama bize de kıyamazdı.

Aslında dördümüz birbirimize hiç kıyamazdık. Kardeş gibiydik, kardeştik.

"Ellerine sağlık, Durucuğum, iyi ki varsın. Ellerin dert görmesin."

Bu konuşan Kayra'ydı ve Ortaokul 7'den beri Pankek ile yaşadığı aşçözememiştik.

"Afiyet olsun." dedim gülümseyerek.

"Yeni taşınanlar aile değilmiş. Yolda Çiçek ablayı gördüm de sordum. 'Sizin gibi dört arkadaş, Kar Kızım.' dedi."

dedi Kardelen.

"Hadi bakalım." dedim.

Fakat, gelen motor sesiyle karşıya baktım. Bir araba gelmişti ve karşıya park ediliyordu. Siyah büyük bir araba.

"Yeni gelenler mi acaba?" dedi Kayra.

"Olabilir." diye yanıtladı Dora, Kayra'yı.

Arabadan ilk önce esmer, uzun boylu bir çocuk indi. Sonra, biri sarışın, biri esmer çocuk aynı anda ellerinde çantalarla indiler.

Daha sonra direksiyondaki de aşağı indi.
Kumral, kıvırcık saçlı, uzun boylu bir çocuktu.

Ona baktığımı farkedince, kısa bir an dönüp bana baktı, sonra yürümeye devam etti ve evimizin yanındaki eve girdi.

"Arabadan en son inen yan eve girdi."

"Bu gün hava çok güzel. Sahile gidelim mi?" dedim aniden.

"Ben güneşin altında haşlanmak istemiyorum." dedi Kardelen.

"Ben de yeni bir dizi buldum, onu izleyeceğim." dedi Dora.

"Benim de size pizza sözüm var zaten, pizza yapacağım." dedi Kayra.

"Peki." dedim. "O zaman ben gideyim."

ÇİÇEK SOKAKWhere stories live. Discover now