1.Bölüm/Rüya\

9.4K 213 10
                                    


Özgürlük

Simsiyah bir atın üstündeyim. Çok güzel etraf yemyeşil çiçekler göz kamaştırıcı çok güzel. Hayatımda ilk defa bu denli bir yerdeydim. Yılar sonra nefes aldığımı hissettim.

At birden bire hızlandı ve şaha kalktı. ben yelelerini dahi tutamadan yere düştüm.

Canım çok yandı ama acıya dayanıklı biri olarak kendimi hemen toparladım fakat ayağa kalkamadım. Bir el uzandı bana büyük ellerinden dahi beliydi yapılı biri olduğu.

Ağır ağır baktım yüzüne.

Tanımıyordum bu adam'ı.

Tedirgin oldum kimdi ki ve neden bana elini uzatıyordu. Elini tutmaya yeltendim bir anlik dalgınlıkla ama  aklıma annemin kimseye güvenme deyişi geldi ve kendim ayağa kalktım.

Etrafa kaydı gözlerim yemyeşil orman yok oldu. Yanıyordu ben bir tepedeydim duman güzel havayı yok etmişti her yer duman olmuş -.

Bir el silah sesi yankılandı etraf birden geceye döndü.

Yangından küller kaldı ve bana elini uzatan adam yere yığıldı.

Çığlık sesleri kulağımda uğultu oldu. Ben sadece boylu boyuna kanlar içinde olan adama baktım.

Sadece kan benim tüylerimi diken diken etmişti. Aklım sekiz yıl öncesine gitmişti. acının olduğu güne.

Bir kadının beni sarsmasıyla kendime geldim. Anlının tam ortasında üç nokta vardı. Bana bağırarak. " Uğursuz oğlumu sen öldürdün." Diyordu ve daha bir çok şey ama ben onu duymuyor sadece kana bakıyordum.

Birden bire havalanınca çığlık attım. Bi adam yüzünü göremiyordum başımı göğsüne bastırdı." O artık bana emanet." Dedi ve beni götürdü. Yüzüne bakmaya çalıştım ama izin vermedi.

Nefes nefese uyandım...

Vücudum terler içindeydi anlımı elimle silip cama çevirdim bakışlarımı. Hava daha aydınlanmamıştı ve çok susamıştım. yanda olan sehpaya baktım ama sürahi boştu dün doldurmamıştım. daha doğrusu odadan çıkmadığım için dolduramamıştım.

Aşağı indim merdivenlerden saya saya. hızlıca yürüdüm mutfağa suyumu içip çıkacakken bı ses duydum ve hemen kalbım atışı hızlandı.

konakta bu gün sadece ben ve hewi yadem vardı. açaba onamı bi şey oldu korkusuyla hemen mutfaktan çıktım ama karanlık olduğu için bır şey gördümemıyodum.

Merdivenleri çıkarken azer ağabeyimin odasının ışığının yandığını gördüm. oraya yürüyerek kapıyı tıklatım. ama ses gelmedi tam arkamı dönüp gıdeçeken ağabeyim kapıyı açmıştı.

bana doğru seslendi "ne var keja ne ıstıyosun"ona dönüp kısık bir sesle "ses duydum da" dedim bana tıksınır bı bakış attı. elinde olan çantasıyla çıkıp gitti.

onun bu tavırlarına alışmıştım artık merdivenlere dönüp odama girdim.

Sabah bağırış sesleriyle uyandım. hem ustumdekılerı çıkarıp uzun bir elbise giydim. Kapıyı açıp çıktım merdivenleri sayıyodum kı kükreyen bır adet azad ağabeyimle ürperdim. Tam geri sayacaktım kı kaçta kaldığımı unuttum.

azad ağabeyimi görmeyi beklemiyordum onlar iki üç günlüğüne merdine gitmişti neden dönmüşlerdi ve ağabeyim neden bu kadar öfkeliydi.

yengem beni görmesiyle yutkundu. jıhat ağa bağırarak "Çözüm belidir azad kardeşinin yaptı hatayı ya çanıyla ödeyecek yada keja onun yerine ödeyecek bunu hükmü ağalar verecek" dedi duygusuz bı sesle.

Dilsiz Emanet Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin