33 bölüm / kız kardeş

1.7K 96 26
                                    

Bu gün benim doğum günüm olduğu için size bolum atmak istedim.

Ağır mirhan'dan

Uçak alanına gelmeden önce avreş'ın beni aramasıyla beraber gitmeye karar verdik tabi İstanbul'a gitmemizin bi mazereti olmalıydı ve bulduk.

Söylene söylene gelen hezal ve Fırat'a baktım plan basiti hezal ve Fırat nişan veya isteme adı her neyse ondan yapacakları için alışverişe gidiyorduk.

Avreş homurdandı "lan oğlum bunlarla yolculuk hiç yapmak gelmiyor içimden" omuz silktim "sus avreş" kendisi hala söylenmeye devam ederken yanımıza yaklaştı tartışan ikili.

Ilk hezal bana dönüp göz bayarak baktı "madem aşıktın karına ne diye boşadın" geldiği gibi laf sokma çabalarına girmesi beni şaşırtmadı.

"Hem bejin anlamayacak mi sanki" başımı olumsuz anlamda saladım "fena mi oldu işte sizde birlikte zaman geçirin" diye onların yararına olan tarafını sundum.

Fırat beni onaylarken "senin o başını koparırım Fırat" bu tehdidini kale almayan dostum kolunu omzuna atıp "ee gelecekteki karımı yormadan anasına onu istediğimi söyledim ne yaptım sanki ,bu kadar abartma" yandan yandan sırtım.

Avreş'ın "Hadi uçağın kalkmasına on dakika kaldı içeri gecelim"  tartışmayı bırakıp içeri geçtik.

Kontrollerden geçip uçağa bindik. On tarafı özel alarak ayarlanmıştı ve sadece biz vardık.

Avreş yerine kurulup koltuğu yatay pozisyona getirip Fırat'a döndü "bremin hele bi anlat ne dedin gelecekteki kaynana" bunu hazar'da sormalarını bekliyordu.

Ama ondan önce hezal atladı "geldi konağa önce azad ağabeyimle konuştu, bunda  sorun yok ben zaten anlatmıştım ve onaylamamıştı Fırat olmaz demişti. ama bejin ne derse arkasındayım diye geçişti, okuz oğlu okuz olan Fırat ağa bu sefer dayeme gidip kadına pat diye 'Allah'ın emri peygamberin kabri ile kızınızı kendime isterim' dedi kadın şoktan elindeki sütü düşürdü" öfkeden kırmızılaşan burnu sinir olduğunu vücudun diliylede gösteriyordu.

"Ne var işte damadının dilinden duydu" kendini savunan Fırat'a yastığını atı hezal.

"Konudan bağımsız bir şey soracağım" dördünün de bakışları bana dönünce "hezal seni neden götürmedin bejin" aklımdan geçen ilk soru buydu.

Yüzü düştüğünü gördük ve üçümüzde meraklandık "o jîn'le gitti" parmaklarıyla oynayarak söylemesede bir sorun olduğunun işaretiydi.

"Hangi jîn" diye sordu Avreş.

"Jîn derhaz" yüzünü hafif ekşiti "zaten geçen günde Mardin'e ona gitmiş"

Avreş mırıldandı "İyi anlaştılar bu kızla" koltuğuma yaslanıp bişeyler mırıldandı.

>>>>>>>>

"Evet tamam olur" telefonu kapatıp jîn'e döndüm "hadı bin korkma".

Bir bana birde ona elini uzatan adama baktı "olmaz önce sen bin ben korkuyorum" ona göz baydım.

"Madem korkuyosun ne diye gemide gezelim diye tutturdum" omuz silkti.

Adamın elini tutup ben bindim ılk donup ona elimi uzatıp düşünmeden tutu.

"Tur başlasın" dedi sevinçle.

"Akşama karadenizli beyle yemeğe gideceğiz sende gel yanlız olmayayım" dedim birden. Az önce beni arayıp hem iş yemeği hem başka bir konu konuşmak istediğini söyledi ve bende kabul etmek zorunda kalmış oldum.

Dilsiz Emanet Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin