12 Bölüm /kuma mi olmak istersin/

3.9K 159 86
                                    

Iyı okumalar 🦋

Bir Hewi Çureş sözü der ki :
İnsan oğulu önce mutsuzluğu ve acıyı yaşayıp mutluluğa kavuşur çunki açıyı ve mutsuzluğu yaşamayan mutluluğunun değerini bilmez..

Ağır kaçar gibi çıktı odadan ve hızla aşağı ındı. hazar elindeki sigarayı ağır'ı görüce hemen söndürdü ama ağabeyinin o kadar dalgındı kı yanından geçip gitmişti, hazar hemen takıldı arkasından.

Ağır direksiyona geçmek yerıne yan koltuğa oturdu. hazar hemen direksiyona geçti "ağabey nereye" ağır hazar bakmadan "eczaneye" dedi.

keja'nın gözleri geldi aklına. çok duygu vardı o gözlerde bakışlarda en çok acı vardı. ama o gözlere bakmaya yürek isterdi öyle bı yüreki kurşun bile işlemeyecek kadar sert ve duygusuz olmalıydı.

Ağır kaçar gibi odadan çıkmasının nedeniyde buydu, o keja'nın gözlerine bakacak kadar cesur dağıldı, onun yüreği hazır dağıldı onun acılarını dinleyip saracak kadar güçlü dağıldı.

Dışardan gözüken heybetli bedenin sakladığı yorgun ve güçsüz bı adam vardı içinde. dışardan insanlar onun herseyi kaldırabileceğini  düşünürdü.

Avın yengesini besleyip kafasını dağıtmak için sorular sordu, Zilan hanımda aralarına katılmıştı.

saatler sonra ağır ve Hazar gelmişti, yaklaşık on tane eczaneye girip ılacları sormuştu ağır ama hepsinden de aynı cevabı almıştı "maalesef şu an elimizde yok".

En son ağır avreş'ı arayıp nede var diye sormuştu, avreş başta neden napıcan oğlum dıye soru yağmuruna tutmuştu ağır'ı,

ağır pes ederler anlatmıştı avreş yarın sabah bı uğrayıp ben bakarım demişti. (avreş doktor)

Hezar ağır'ı durdurarak "ağabey keja'nın yanı yengemin eline o çaydanlık yanlışlıkla düşmedi biliyosun dımı" dedi. ağır derın nefes alarak başını saladı "onunda sırası gelecek ama şimdi değil"deyip odasına girdi.

Keja uyuyodu, yorulmuştu bedeni bugün fazlasıyla ve kapının açıldığını bile duymamıştı. duysa kalkıp odadan kaçardı.

Ağır yanına uzandı kadının yüzünü iceledi, elini yine kaldırıp ona dokunmak istedi ama aklı onu engelledi, hemen kalkıp soğuk bı duş aldı ve keja arkasını dönüp uyudu.

Uyandıklarında ağır keja'nın beline sardığı kolu sanki bi yere kaçacakmış gibi sıkıydı.

keja kalkmak istedi ama kalkamadı içinden bı ses "kalkma keja sarıl ona" diyodu.

keja "hayır olmaz öyle şey"dedi bastırdığı ıc sesine "yapma ama keja o senın kocan canım ne var bunda"desede keja yapmadı,

bı yanı ona sımsıkı sarılmak isterken, bı yanı olmaz o senı sadece emaneti olarak görüyo diye bağrıyodu.

Arafta kalmıştı kadın ona nasıl davranmalıydı bilemiyodu. bır karar verene kadar onu gördüğü gibi kaçacaktı ona varlığını hissetmeyecekti.

Ağır yavaş yavaş uyanıyodu ama uyku sersemi olduğu icin keja'nın saçlarını kafasını gömdü içine çektiği kokuydular mırıldandı "Leyla".

keja başka bı kadının ismini duyunca kaskatı kesildi. ağır onu daha çok kendine çekip kokladı.

keja içinde fırtına koptu, onun saçlarını koklayıp, sımsıkı sarılan adam başka bı kadını sayıklıyodu.

Kapı çalmasıyla keja şimşek hızında ağır'dan uzaklaşın kapıya gitti.

Havın akşam yemeği için keja ve ağır'ı çağırmaya giderken Rinde'nın odasının yanından geçerken durdu Şılan hanım "aferin benim güzel yüzlüm keşke daha önce yapsaydın"diyişini duydu.

Dilsiz Emanet Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin