Yıldıza basarsanız bizi çok mutlu edersiniz. Bu arada bu bölüm avin den dır.
Iyı okumalar🦋
Kendine geldi keja ve ağır'a baktı saatler sonra "kızın senı affetti"dedi.
Ağır kala kaldı önce. bır kaç saniye boş boş baktı. "Ne" dedi içinden ama dışardan tek bı mimik bile oynamadı yüzünde.
Keja siyaha bakan harelerini ağır dan çekmedi. Bir şey desin istedi. Yada bı mimik görmek istedi ama yoktu ağır dum duz duvar gibiydi şu an.
Keja derin bi iç çekti. Harelerini ağırdan çekip duvara sabitledi. Sesini olabildiğince duygusuz tutmaya çalıştı "ama ben seni affetmedim"dedi. Affetmeye gücü toktu.
Yorgundu ruhu öyle bı sarsılmıştı ki. son zamanlarda toparlanamıyordu daha doğrusu toparlanmaya çalışmıyordu.
Yaşamak onun için zulümden farksızdı. İsyan etmek ıstıyodu ama ona bile gücü yetmıyodu. Her aldığı nefes genizini yakıyodu.
Ağır öylece baka kaldı bir kaç saniye. Kendını toparlayıp. kejayı kendine çektı sarıldı sımsıkı.
Doktoruyla koşmuştugu ve her şeyi en inçe detayına kadar dinlemişti. Bazen geç kalıyodu ağır sevmeye, sormaya hissetmeye, duymaya ama bu sefer öyle olmayacaktı.
Bı söz vermişti kendine artık karısının yanında olacaktı ne olursa olsun. Zordu bundan sonra ama yapacaktı. yanında duracaktı. Keja ister öfkesini ondan çıkarsın. ister bu konaktan. Alacağı bütün hasarlara razıydı.
Tek bir şey istıyodu onu hayata tutmak. Küs olduğu her duygusuyla barışması.
Enkazın altında kalmıştı bejin keja. Ama ağır o enkazdan her şeye rağmen çıkaracaktı. Göze almişti artık ya birlikte ayağa kalkıp yeni bir hayat kuracak. ya da enkazda ikisi de kalacak.
Keja ağır'ın kokusuyla uyuya kaldı. Gözler ağlamaktan feryat ediyodu artık.
Bu arada konağın kapıları şiddetle açıldı şark odasındaki her kez avluya çıktı.
Gürültü bir giriş yapmıştı jihat ağa. Zilan hanım karşısına çatık kaşlarla çıktı.
"Hayırdır ağa bu destursuz gelişini neye borçluyuz" dedi.
Jihat ağa karşıdında kı kadına bakmadan konuştu "keja'yı almaya geldim malum oğlunun korumasını gördük" çok açık ve net tı.
Zilan hanımağanın kaşları havalandı "tek benim oğlum mu suçlu ağa"deye sordu.
Jihat ağa omuzlarını dikleştirerek. Başıyla onayladı.
Zilan hanımağa jihat ağaya doğru bı adım attı tam karşısında durdu " o kızı sen bu hale getirdin" dedi ve tam jihat ağanın dibinde durdu.
"O kızın üstüne attığınız iftira yüzünden ruhu asla toparlanamayacak" dedi.
Jihat ağanın omuzları çöktü. Ama zilan hanımağa durmadı "sen onu ikinci kez kurban ettin pısmam" dedi ve geri adım attı.
"Keja bu konağa gelinlikle girmedi belki ama kefenle anca çıkar. o bundan öncede sonrada kara gelini olarak yaşayacak"dedi ve eliyle konağın kapısını gösterdi.
Jihat ağa yutkundu. O burya gelirken böyle duşun memişti.
Tam beş hafta geçti ağır her şekilde kejanın yanındaydı. Yemek arada sırada yiyodu keja oda ağır beslerse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilsiz Emanet Gelin
Historical FictionSesiz bir ağıt yaktı genç kız yaşamına ve yaşayacaklarına. Onun adı olmuştu zaten uğursuz ama kızın bir suçu yoktu ki onun kaderi böyleydi. Adam içine attı acılarını biri görüpte deşmesin diye öfkesiyle kapattı. ~~ Kitaptan alıntılar "Sen bana s...
