63-Masal.

40.5K 2.7K 406
                                    

//9 Ay Sonra//

"Meert!"

Evin bütün odalarına bakıyordum. Ne büyük yerdi bu ya! Nerdeyse 4 yıl geçti ben hala alışamadım. En sonunda çocukların oyun odasına baktığımda Arya yerde kendi kendine oyalanıyordu ve Mert kenarda somurtarak oturuyordu. Yanına gidip dudağına bir öpücük kondurarak yanındaki sandalyeye oturdum.

"Ne oldu?"

"Arya,"

dedi oflayarak.

"Ne oldu Arya'ya?'

"O.. az önce,"

"Deli etme adam desene ne oldu!"

Ofladı.

"O az önce anne dedi. İlk anne dedi."

Sevinçle yerimden kalktım ve zıplaya zıplaya Arya'nın yanına gelerek onu kucağıma aldım. Onla beraber zıplıyordum.

"Oy benim kızım ilk annemi demiş?!'

"Anne."

Diye gülerek söylediğinde sevincim ikiye karlanmıştı. Anne dedi al Mert al!

"İki bir öndeyim Mert hahahaha!"

diye gülmeye devam ederken Mert'e baktım. Gülümseyerek bize bakıyordu. O sırada aklıma geldi. Lan bugün Mert'in doğum günüydü! Unutmuşa benziyordu.

"Mert koş şirkete git,"

"Bugün pazar,"

"Git biryerlere yaa,"

"Neden?"

"Soru sormasana!"

şaşkınca bana bakıyordu.

"Bak saat 16.48 sen saat dokuzda gel,"

"Afra neler oluyor?"

"Eğer soru sormazsan ve gidersen dördüncü çocuğu düşünebilirim,"

dediğimde gözleri parladı. Beyefendi dört çocuk istiyormuş. Oha! Tabikide dördüncü çocuğu düşünmeyecektim. 3 yeter. Sadece evden gitsin diye bir yalancık demiştim.

"O zaman gidiyorum?"

"Dokuzda gel,"

"Tamam hadi görüşürüz."

"Bye Bye!"

gittiğinde Arya'ya bakıp sinsice sırıttım. Babacık çok mutlu olacak! Bu arada sizi unutkanlar! Can 5 Aras 4 yaşında. Hatırlatayım yani.

Tabikide üç çocukla doğum günü partisi hazırlayamazdım. Yardım almalıydım. Arya'yı yerde oyun halısına bıraktım sonra yan odadan telefonumu alıp geri geldim.

Almanca'yı sökmüştüm. Güvenilir bir parti şirketinin numarasını alıp aradım. Konsept 'Masal' dı. Ben kraliçe gibi giyinecek, Arya'yı prenses yapacak, diğer ikiliyide prens kılığına sokacaktım. Bu şeyleri detaylıca konuştuktan sonra adresi verdim. İşte başlıyoruz.

1 saat sonra seslerle cama yaklaştım. Oha! Kocaman bir kamyon gelmişti. İçinden 5 kız 8 adam çıkınca gözlerimi irice açtım. Bu ne lan?

Çocukları oyun odasında bırakıp aşağıya indim ve kapıyı açtım. Kızlar yemek için poşetlerle hızlıca mutfağa giderken diğer adamlar evin içine eşyalar taşıyorlardı. Bu kadarını beklemiyordum! Bir kadın elinde kıyafetlerin asılı olduğu birşeyle içeri girdi. Kadın çocukları sordu. Onu yukarı kata çıkardım. Çocukları görünce onları sevdi sonra kıyafet denetmeye başladı. Tabii banada. Kendime Beyaz, mavi ve altın renklerinden oluşan kostümü aldım. Ayakkabıları bile vardı. Oha ya. Helal olsun. Kıyafetimi kendi odamda giyip gelince çocuklara göz gezdirdim. Can aynada kendine bakıyor, Arya oyuncaklarına bakıyor, Aras ise kıyafetini düzeltiyordu. Odaya iki kız elinde üç çantayla girince şoka girdim. Makyajmı yapacaklardı?

Can'ın ve Aras'ın saçlarına havalı şekiller verdiler. Arya'nın saçları daha omzuna geliyordu uçlarını lüle lüle yapmışlardı. Sıra bana gelince muhteşem bir topuz yapıp taç takmışlar, göz makyajımı siyah ve altın rengiyle yapmışlardı. Kendimi süzünce cidden kraliçelere benzediğimi gördüm. Kadına saat sekiz buçuğa kadar hazır olsun demiştim ve saat sekizdi. Aşağı indiğimde oha diye bağırmak istedim. Duvarlarda masal kesitlerinden alınan karelerin karakterleri kukla halinde asılmıştı. Hele rapunzel.. o beni çok etkilemişti. Salonda ki masa saray sofrası gibiydi. Harikaydı.

Mert sevinecekti.

//5 saat sonra//

Saat dokuzdu. Mert gelirdi her an. Ev saray gibi olmuştu. Kapı çaldığında Ben kapıya giderken Arya'ya baktım. Koyduğum koltukta oturuyordu. Aras ve Can yan yana elleri arkada bekliyorlardı. Bende üstümü düzeltip kapıyı açtım. Mert yere bakıyordu.

"Afra..."

Başını yavaşça kaldırırken kaşları şaşkınca havalandı. Gözleri irileşti. Yüzüme baktıktan sonra içeride çocuklara baktı.

"Afra?"

"Hoşgeldiniz kralım. Bizde yemek için sizi bekliyorduk. İçeri buyurmazmısınız?"

Mert şaşkınlıkla içeri geçerken kapıyı kapattım. Aras ve Can yavaşça yürüyüp Mert'in önüne gelince onlara gösterdiğim şekilde saygıyla eğildiler. Kalkınca Can konuştu.

"Hoşgeldin Kral Baba,"

Kıkırdadım. Ondan sadece kralım demesini istesemde yinede Kral Baba demişti. Aras ise öğrettiğim şekilde konuştu.

"Hoşgeldiniz kralım,"

Ellerini öpüp geri çekildiler. Mert bana baktı.

"Hey neler oluyor?"

"Gelin yemek yiyelim kralım, prensesimiz acıktıda. Prenslerde öyle,"

Başını sallayıp yürürken çocuklara göz kırptım. Arya'yı kucağıma aldım ve bende yürümeye başladım. Mert evin içinde gözlerini dolandırarak yürüyordu. Sadece giriş katı saray gibi yaptırtmıştım. Bide bizim odamızı. Diğer iki kata gerek yoktu. Mert kucağımdan Arya'mı alıp sandalyesine bıraktıktan sonra Aras ve Can'ı da sandalyelerine oturttu. Benim sandalyemi çekti. Sanırım oda bu oyuna ortak olmuştu.

"Teşekkür ederim kralım,"

Diye sırıtarak yerime oturdum. Oda karşıma oturdu. Çocuklara yemek verip Arya'ya biberon verdim. Mert galiba anlamıştı ama safa yatıyordu.

"Kraliçem,"

Deyince ona baktım.

"Bu onurlu sürprizi neye borçluyum?"

İçim hiç istemesede söyledim.

"Büyük kraliçemizin sizi bu günde Dünya'ya getirmesine efendim."

Yüzüme burukça gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Kaç yıl geçsede Mert'in acısının hala aynı olduğuna emindim.

"Teşekkür ederim Kraliçem,"

"Önemliydi Kralım. İyi ki doğdunuz,"

"İyi ki doğdun baba! Şey yani Kralım!"

Can kırdığı potla başını eğerken güldük Mert'le. Sonra ailecek güldük.

İyi ki doğdun Mert.

Kuma?Hı hı nah.Where stories live. Discover now