13.

75.3K 3.3K 877
                                    

Medya: Simay Neva Moran

𖥸𖥸

Masanın önündeki koltukta oturan Safir Tuna'ya baktım. Daha fazla ayakta dikilmeyip karşısındaki koltuğa oturdum.

"Ben gitseydim ya. Bir kaç işim vardı." Atakan'a baktım.

"Kaçmıyor ya bir yere."dedi Atakan. "Her türlü halledersin sen."

Safir gözlerini benden çekip Atakan'a baktı. "Ee devrem. Görüşmeyeli büyütmüşsün baya işleri."

Devrem mi?

Atakan odasının içinde gözlerini gezdirdi. "Büyütmez olur muyum devrem. Ne çok emek verdim." Ardından bana baktı ve düzeltti. "Verdik."

Ona gülümsedim. "Siz nereden tanışıyorsunuz?"

İkisi birbirine bakıp gülümsediler. Sanırım akıllarına eski anıları gelmişti. "Askerlik arkadaşıyız." Dediğinde şaşırmıştım.

Bu kadar da tesadüf olmaz ama.

"Ne içersiniz?"

"Sade kahve."

"Sade türk kahvesi." İkimiz de aynı anda dediğimizde birbirimize baktık. Atakan güldü ve telefonu açıp iki sade türk kahvesi bir de az şekerli türk kahvesi istedi. Telefonu yerine koyduğunda konuşmaya başladı. "Seni hangi rüzgar attı buraya devrem?"

Safir bana baktı. Dudağının ucu yukarıya kalktığında bende tek kaşımı kaldırdım. "Bir anahtar almam gerekiyordu devrem."

"Kimden?" Diye sordu bu kez Atakan.

"Simay'dan"

Atakan şaşkın bakışlarını bana çevirdi. "Siz nereden tanışıyorsunuz?"

Dejavu.

"Bir ev mevzusu vardı da. Önemli değil ya." Diye geçiştirdim. Atakan da anlayıp daha fazla sormadı ama bakışları sonra konuşacağız diyordu.

Kahveler de geldiğinde Atakan ve Safir'in görüşmedikleri zamanlar ne yaptıklarını dinledim. "Oktay amca ile Hannah yenge nasıl?"

"İyiler Allah'a şükür. Babamı biliyorsun boş durmadığı için sürekli şirkete gelip gidiyor. Emekli oldum evimde oturayım demiyor. Annemde hala bir şeyler çiziyor. "

"Hannah yengenin çizimlerini tasarlamayı çok isterdim. Ama buna izin vermiyor."

"Maalesef."

Safir'in annesi yabancı mıydı? Hemde tasarımcı? Vay be!

"Neyse ben artık kalkayım. Fazla zamanım yok kusura bakma. Ama seni görmek iyi oldu devrem."

Safir ayaklandı. Atakan da ayağa kalkıp yanımıza geldi. "Ne kusuru devrem sen bak işine. Arada böyle görüşelim. Tabi işlerimizden fırsat bulabilirsek."

Sarıldılar ve birbirlerinin sırtına sertçe vurdular. Acaba ciğerleri ne durumdaydı. Yani benim bile burada ciğerim söküldü.

Ayrıldıklarında Safir odadan çıktı. Ardından bende çıkıyordum ki Atakan kafama yavaşça bir tane patlattı. "Napıyorsun be?"

"Sonra konuşacağız seninle." Dedi işaret parmağını önümde sallayarak.

He he dercesine yüzümü buruşturdum. Ardından kaçarak odadan çıktım. Safir Tuna beni kapıda bekliyordu. "Gel bakalım uykucu güzeli."

Yandan yandan ona bakarak odama yürüdüm. Arkamdan geldi. Odaya girdiğimde kapıyı açık bıraktım o da girince kapattı. Masaya bıraktığım çantamın içine attığım anahtarı çıkardım. "Al bakalım Safir bey."

DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı Texting°Where stories live. Discover now