18.

67.3K 3.7K 331
                                    

Bölüm sana canım lemannnn110🫶🏻

Hastalıktan geberiyorum lütfen affedin, beklettim. Vurmazsanız sevinirim. Saygılar.

İyi okumalar.

𖥸𖥸

Atakan'ın yer çekimine yenik düşen çenesini tutuyordum hala. Mavi gözlerini şaşkınlıktan kocaman açmıştı.

"Sadece şakaydı."

Kafama bir tane patlattı. Ben kafamı tutarken o, "aptal, böyle şaka mı olur?" Diye beni azarladı.

"Sende sürekli sormasaydın. Ayrıca cidden bir sevgilim olacağına inanıyor musun?"

"Hayır."

"Ee, o zaman?" Dediğimde tekrar yürümeye başladık. "Ne bileyim kızım ben. Bir anda pat diye söyleyince gerçek sandım."

Kahkaha attım. "Yerim." Deyip elimi koluna dolayacaktım ki kolunu çekip, "sırnaşma," dedi. Suratımı astığımı gördüğünde kolunu omzuma attı. "Yürü başımın belası, yürü."

Bu sözü bana Safir Tuna'yı hatırlatırken onu kafamdan silmeye çalıştım. Atakan ile yukarıya çıkıp asansöre bindiğimizde, "yar ben belanın ta kendisiyim." Dedim aklıma gelen replikle.

Atakan sadece sabır çekmekle yetindi. Gülüp önüme döndüm. Artık ciddi olma zamanıydı. Asansörden indiğimizde Atakan'a "iyi çalışmalar, Atakan bey." Dedim.

Atakan başını sallayıp, "size de neva hanım." Dedi. Ardından ikimiz de odamıza gidip tasarımlarımızın üzerinde çalışmaya başladık. İşimi çok seviyorum o yüzden başladığımda ne kadar süre geçtiğini bilmeden saatlerce başından kalkamadığım zamanlar oluyordu.

Yine o zamanlardan birindeydim. Asistanım sürekli gelip bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soruyor veya Atakan'ın gönderdiği şeyleri imzalatıp geri gidiyordu. En sonunda geri geldiğinde, "Simay hanım, ben çıkabilir miyim?" Diye sordu. Çıkış saatinin geldiğini o zaman fark ettim.

Ona gülümsedim. "Tabi ki çıkabilirsin. Teşekkür ederim."

O da gülümsedi. "Rica ederim. İyi akşamlar." Bende aynı şekilde iyi akşamlar dilediğimde kapıyı kapatarak çıktı. Masanın üzerindeki fazlalıkları yerlerine geri yerleştirdim. Her yeri toplandığımdan emin olup ceketimi ve çantamı alıp odadan çıktım. Atakan'ın kapısına gelip kapıyı çaldım.

Gel dediğinde kafamı içeriye uzattım. "Ben çıkıyorum."

"Tamam, bende çıkacağım zaten." Dedi kolundaki saate baktıktan sonra. Başımı sallayıp oradan gittim. Arabayı otoparktan alıp evime gittim. Merdivenlerden yorgun yorgun çıkarken kapımın onundeki silüeti fark ettim. Bir an korksam da merdivenleri çıkmaya devam ettim.

Kapının önünde çökerek dizlerini ayırmış kollarını da dizlerine koyup ileriye uzatmış bir Kayra görmeyi beklemiyordum. "Senin burada ne işin var?"

Yeter ama ya! Hem abisi hem kardeşi. Reva mı bunlar bana?!

Tamam belki adama ilk musallat olan bendim ama kardeşi de bana oluyordu. Allah'ın sopası yokmuş işte. Böyle veriyor cezamı.

Beni gördüğü gibi ayağa kalktı. Bir anda kalktığı için geriye sendeledi. Bacakları uyuşmuş olmalıydı. Bu da uzun süredir çöktüğünü gösteriyordu.

"Simay'cığım. Canım. Seni ne kadar özledim bir bilsen," dedi yalakalık yaparak.

Bu haline göz devirdim. "Ne istiyorsun? Açık açık söyle. Lafı dolandırmaktan hoşlanmam."

DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı Texting°Where stories live. Discover now