49.

25.6K 1.3K 141
                                    

Kusura bakmayın beybiler. Dershanem ve derslerim derken bölümü çok bekletmişim. Hatırlatın arada bana

İyi okumalarr

𖥸𖥸

Babama evleneceğimizi Safir Tuna ile beraber söylemiştik. İlk başta hiç bir şey dememişti ama sonra uygundur deyip bizi tebrik etmişti.

Şimdi ne mi yapıyorduk?

Safir Tuna duramadığı için iki hafta önceden bu gün için nikah günü aldırmıştı. Ve şu anda üzerimdeki aşırı zarif ve güzel duran elbisem ile Safir Tuna'yı bekliyordum.

"İyisin değil mi Simay?" Diyen Hannah hanıma baktım. Gidip gelip sürekli bir şey soruyordu. "İyiyim anne. Gerçekten. Merak etme artık." Deyip onu rahatlatmaya çalıştım.

Nikahı olan bendim, heyecan yapan o.

Aşağıdan korna sesi duyulduğunda kuaförden çıkıp kapıya indik. Safir Tuna spor arabasıyla tüm dakikliği ile karşımızda duruyordu. Arabadan indi. Arkadan dolandı ve önümde durdu.

Üzerindeki onu görmeye alışık olduğum takım elbisesiyle dikiliyordu. Nasıl her şekilde yakışıklı olabiliyordu? Bende onun olduğum için şanslıydım.

Elimi zarifçe tutup dudaklarına götürdü. Ardından arabanın kapısını açıp binmemi bekledi. Bindikten sonra arkadaki arabaya da annesi, teyzesi, babası ve Kayra bindi. Hepimiz nikah dairesine doğru ilerledik.

Safir Tuna elimi tutup dizinin üstüne koydu. "Evleniyoruz sonunda ha?"

Gülümseyerek başımla onayladım. "Evet."

"Sonunda." Dedi tekrardan.

⚜⚜

"Siz, Oktay Arslanoğlu oğlu, Safir Tuna Arslanoğlu. İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, Ender Moran kızı Simay Neva Moran'ı eş olarak kabul ediyor musunuz?" Diye soran nikah memuru ile heyecanla Safir Tuna'ya döndüm. Salondaki herkesin bakışları Safir'deydi.

"Bu da soru mu?" Dedi sonra mikrofona doğru, "evet!" Diye bağırdı.

"Siz, Ender Moran kızı, Simay Neva Moran. İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, Oktay Arslanoğlu oğlu Safir Tuna Arslanoğlu'nu eş olarak kabul ediyor musunuz?"

"EVET!" Diye mikrofona bağırdım.

Şahitler olarak Kayra ve Mirel'e de soruyu sorup evet cevabını alınca, "bende belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı-koca ilan ediyorum." Dedi. Önündeki defteri bizim önümüze uzatıp imzalamamızı istedi. Salon alkışlarla yankılanırken biz imzaları attık.

Memur elime nikah cüzdanını verdi. Havaya kaldırıp salondakilere baktım. Hannah hanım eliyle bir şeyler işaret ediyordu. "Ayağına bas, ayağına." Dediğinde Safir Tuna'ya baktım. Masum masum gülümsüyordu.

Kadın benden daha Türk'tü resmen. Gülüp topuklumla Safir Tuna'nın ayağına bastım. "Ah!' diye inleyip bana döndü. Omuz silkip sarılmaya ve fotoğraf çekmeye gelenlerle ilgilendim.

"Ee düğün ne zaman?" Sorusuyla herkes Oktay babaya döndü. "Alalım artık kızı."

"Pazardan elma mı alıyorsun baba?" Safir benden çaldığı lafla babasına laf attı.

Oktay baba omuz silkti. Safir Tuna ise, "düğün üç hafta sonra." Dedi. Evet duramayıp onun tarihini de almıştık. Ve Safir sağolsun tutturmuştu erken olsun diye. Bende istemiyorum değildi hani.

Fotoğraf çekildi, nikahtan sonra partilendi ve gezip tozuldu. Günümüzü en eğlenceli şekilde geçirmiştik. Tabi hep Safir Tuna ile beraber.

𖥸𖥸

Kayra Arslanoğlu

"Miniğim?" Dedim omzuna başını yaslayıp manzarayı seyreden Mirel'e. "Hı?" Diye mırıldandı.

"Bir gün biz de evlenir miyiz?" Seviyordum Mirel'i. Sertuğ abim Esra'dan bahsederken arada Mirel'in de ismini geçiriyordu. Ve duyduğum an dikkatimi çekmişti ismiyle bile. Sonrasında zaten Simay'ın yanında görmüştüm. Ve ilk görüşte aşk denen şeyden yaşamıştım.

"Bilmem belki de." Derin bir nefes aldı. "Benim annem yok Kayra. Babam da çoğu zaman evde olmaz ama yanımda hep birini bırakırdı. Ben ne kadar da olsa eksik büyüdüm. Bir sevgi göremedim. Her istediğim oldu, ne istersem alındı ama bir tek sevgiyi alamadım. Parayla sevginin alınamayacağını o zamanlarda öğrenmiştim ben."

Üzgündü. Eksikti ama ben o eksikleri de tamamlardım. O istesin her şeyi de yapardım. Kalbime öyle güzel bir taht kurmuştu ki kendine, yerini kimseye vermezdim.

"Ben senin her zaman yanında olurum. Belki babanla annenin yerini dolduramam ama hissettirmemeye çalışırım. Bunu gerçekten yaparım." Emindim kendimden. Zaten okulum da bitmiş sayılırdı. Baktım olmuyor, babamın mesleğinden devam ederdim.

"Bilmiyorum Kayra." Kararsızdı, haklıydı. "Ama gerçekten evlenirsek ne kadar güzel olur düşünsene."

Anında aklıma düşen görüntülerle gülümsedim. "Düşünsene bir sürü junior Kayra ve Mirel'ler. Ne güzel olur değil mi?" Heyecanla sorduğum soruya gülerek baş salladı. "Hı hı." Dedi sonra. Sırıtışım yüzümde daha çok büyüdü.

"Gelsene sen benimle." Deyip ayağa kalktım. Onun da elini tutup kaldırdım. "Nereye?" Diye sordu şaşkınlıkla bakarken.

"Gel göstereceğim." Deyip onun elini tuttum. Avucumun içinde küçük kalan eline gülerek baktım ve beraber oradan ayrıldık.

Geldiğimiz yere Mirel bakakaldı. Nereye mi gelmiştik? Yine benim dahiyane fikirlerim sayesinde lunaparka gelmiştik. Buraya ne zaman gelsem içimde bir çocuk heyecanı oluşuyordu. Mirel'in de yanımda olması daha çok heyecanlandırıyordu beni.

"Şaka yapıyorsun?" Dedi hala şaşkın bir ifadeyle. "Korkarım ben."

Elini daha çok çektim kendime. "Ben varım." Dedim güven veren sesimle. "Korkmanı gerektirecek bir durum yok."

Önce bana baktı sonra bir havalanıp bir inen makasa. "Gel hadi." Bilet satan yere geldiğimizde iki bilet alıp Mirel ile birlikte gondola geldik.

O gondolun hızlı iniş çıkışlarına korkuyla bakarken ben gülüyordum. Eğilip yanağından öptüm. "Sakin ol miniğim. Bir şey yok."

Bakışları bana dönen Mirel bu sefer utangaç bir ifadeyle bakıyordu. Allah'ım sen sabır ver, yiyeceğim şimdi ağzını yüzünü.

Gondol durduktan sonra biz bindik. Mirel uçta korkar diye ortaya binmiştim. Biletleri verdik. Son ses müzik ile gondol çalışmaya başladığında Mirel derin nefesler alıyordu. Elini bırakıp kolumu omzuna attım. Diğer elimle de elini tuttum. "Güven bana."

Hızlanmaya başladığımızda, "yo, yo," diyerek kafasını göğsüme bastırdı. "Burası daha iyi."

Güldüm. "Seni seviyorum."

"Bendeeeğğ." Diye sona doğru çığlık atmak zorunda kaldı çünkü gondol o kadar havalanmıştı ki neredeyse dik bir konum almıştık. Omzunu iyice sıktım. Herkes çığlık çığlığa bağırıp birbirine yaslanıyordu. O sırada ben sadece Mirel'i tutup gülümsemekle meşguldum.

"Bırakma sakın!"

Eğilip göğsümdeki başının üzerine bir öpücük bıraktım. "Asla bırakmam seni."

Ve ekledim;

"Bundan sonra benimsin."

𖥸𖥸

Kayra ve Mirel'i de yazdımm

Nasıl olmuş?

Diğer bölümde görüşmek üzere beybilerr

DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı Texting°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin