17.

72.5K 2.8K 1K
                                    

Bölüm sana canım bendonerciyimabi  💖

Canımın sizi sevindiresi geldi. Bir günde iki bölüm. Hadi sizde beni sevindirin. Bol bol oy ve yorum göreyim.

İyi okumalar

𖥸𖥸

Parmağımı kesmiştim. Safir parmağımı görünce hemen kollarını çekip parmağımı biraz önce açtığı suya tuttu. "Önüne baksana." Dedi.

Sen gel benim dibime gir ben önüme bakayım? Yok öyle şey.

Parmağımı yıkadıktan sonra tezgahın üzerindeki peçeteden aldı, parmağımı sildi. Peçeteyi tutmaya çalışıp, "gerisini ben hallederim. Zaten ufak bir kesik. " Dedim. Ama elimi çekmeme izin vermedi.

"Ufak ta olsa kesik sonuçta."

Elimi çekmeye çalışsam da izin vermiyordu. "Bari çayı koyayım." Dedim. "Tut şunu." Dedi peçeteli parmağım için.

Ben peçeteyi parmağıma sararken o çaydanlığa su doldurup ocağa koydu. Sonra bana döndü. "Banyoda bir şey yok değil mi?"

"Ne gibi?"

"Herhangi özel bir eşyan." Diyerek açıkladı.

"Ha, yok."

Banyoya girdi, kapıyı açık koyup içerdeki dolaptan ilk yardım çantasını açtı. İçinden yara bandı alıp geri kapattı. Yanıma geldiginde peçeteyi çekip yara bandını yapıştırdı. Benden önce davranıp domatesi o doğramaya başladı. "Ben yapardım."

Sadece bakmakla yetindi. Abartıyordu. Altı üstü minnacık bir kesikti.

Kapı çaldığında koşup kapıyı açtım. Ayağında ona küçük gelen benim terliklerimle karsimda Kayra dikiliyordu. Ayağı terliğime sığmamıştı. Kendimi tutamayıp kahkahalayı bastım. "Ne gülüyorsun paçoz?"

Gülmekten konuşamıyordum. "O- o.." Tekrardan kahkahaya boğuldum.

Bana ters ters baktı. "Minnacık bir ayağın var. Bence kendinle dalga geçmelisin."

"Fırıncı küreği gibi ayağı olan sensin." Dedim sonunda kahkaham azaldığında. Kayra içeriye girdiğinde kapıyı kapattım. "Kırk yıllık yurduna dönmüş gurbetçi gibi hissediyorum lan kendimi."

Elindeki poşete gözüm takılmıştı. İki ekmek demiştim ama dört ekmek almıştı.

Mutfağa girerken, "o kadar ekmeği kim yiyecek?" Dedim.

Sırıttı. "Ben."

Bir vücuduna baktım, bir de sırıtan suratına. Safir kadar olmasa da kasları vardı. Uzun boyluydu. Ama şişman değil, aksine kası olmasa zayıftı. "Bakma öyle, cidden yiyor. Sana sormuştum emin misin diye." Dedi bakışlarımı gören Safir.

Masaya bardakları da yerleştirip hazır olan herşeyi getirdik. Oturduğumuzda Kayra kendine meyve suyu doldurdu. Bir yudum ictiginde meyve suyu yarıdaydı. Onu izlediğimi fark ettiğinde bana baktı. "Neden öyle bakıyorsun?"

Tek kaşımı kaldırdım sorarcasına. "Nasıl bakıyorum?"

"Beni bu meyve suyu bardağına sokup boğmak ister gibi."

Kahkaha attım. Safir de güldü. "Yapar mı yapar valla." Dedi Safir. Ardından Kayra'ya dönüp, "niye geleceğini haber vermedin lan?" Diye sordu.

Kayra ağzına tıkıştırdığı lokmasını zar zor yuttu. "Sürpriz yapacaktım aslında sana." Bana baktı. "Şu çirkefi görünce bir an evlendin de beni, biricik kardeşini çağırmadın sandım. Neredeyse kapının önünde yığılıp kalacaktım."

DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı Texting°Where stories live. Discover now