6

141 64 65
                                    

Aswang'a dair yazdığı notları okuduktan sonra saatin epeyce geç olduğuna kanaat getirip odalarına ayrılmışlardı. Kaan bugünün hengamesine karşı kaçmak istercesine, yatağa girer girmez gözlerini kapadı. Fakat o sırada Asena uyanıktı, yatağa uzanmış bir şekilde tavanı izlerken birden aklına Kaan geldi, istemsizce bu gece olan yakınlıkları onu etkiledi.

Ne düşündüğünün farkına varınca hemen yatağında oturdu ve başını soluna çevirdiğinde yatağının kenarındaki fotoğrafı gördü. Boris ile ikisinin beraber ilk yemek yaptığı andan kalan bir hatıraydı. Ufak bir tebessüm etti, ona hep değer vermişti ve ulaşamadığı ilk zamanlar deliye dönmüştü. Ama şimdi dinginleşmişti çünkü bir eli, iki değer verdiği insanın kayboluşuna sızlayan kalbinde olsa bile artık diğer eli geride kalan arkadaşlarına ve WASRO' ya tutunmuştu.

Bir anda hayatı altüst olunca bazı şeylerden vazgeçmek ya da bazı kararlar vermek zorundaydı. Düşüncelerini toparlamasıyla beraber tekrardan uzanıp kendini uykunun kollarına attı.

Alarm sesiyle beraber değil de kızarmış ekmek kokusuyla güne başlayan Asena, yatakta bir veya iki dakika uzanmış bir şekilde bekledikten sonra saate baktı. Dün geç uyuduğu için bugün diğer günlere kıyasla daha geç kalkması normal bir durumdu. Yavaşça yataktan kalkıp saçlarını düzeltti ve odasındaki banyoda yüzünü yıkayıp hazırlandı. Odasından çıkarak usulca oturma odasıyla birleşik olan mutfağa gittiğinde kimse yoktu.

Odanın manzarayı, deniz ve şehir, gören kısmındaki balkonun kapısının açık olduğunu fark ederek oraya gitmesiyle beraber kahvaltıyla donatılmış masa ile bu şaheserin sahibi Kaan'ı görmüştü. Asena'nın geldiğini fark eden Kaan gülümseyerek "Günaydın, ben de seni birazdan uyandırmaya gelecektim." dedi ve ona karşılık Asena, onun gibi tebessüm ederek "Sofralar kurulmuş, acaba özel bir gün mü?" diyerek şakalaşırcasına onu dürttü.

"Eğlenmene bak sen, yarından itibaren bu kahvaltıyı zor bulursun." diye hayıflanan Kaan'a bakarak Asena "Neden öyle dedin?, beni yalnız mı bırakıyorsun?" dedi. Kaan "Artık işe başlıyorum. Şansımıza çalışacağım yer buraya yakın fakat arada bir yer değişikliği yapmam gerekebilirmiş. Ve bu arada sana anlattığım gibi Oxford ile yollarım kesişmeyecek." karşılık verdikten sonra mutfağa ilerleyince Asena'da onu takip etti.

"Hayırlı olsun, açıkçası hangi şirketle anlaşma yaptığını merak etmedim değil." Kaan çay fincanlarını almışken Asena da kızarmış ekmekleri kurulan sofrayı tamamlamak üzere aldı.

"WWPO (Water World Protect Organization) ile çalışacağım. Deniz altı araçlarının hazırlanmasında görev alacağım. Bu şirketin WASRO ile eş değer derecede öneme sahip olduğunu biliyorsundur. Kurucusu Dalyn Corff, hep hayran olduğum birisiydi. Bu kurumun prensipleri, vizyon ve misyonları beni hep etkilemiştir. Son zamanlarda denizde, deniz kızından farklı olarak, insanımsı yeni varlıklara denk gelindiği iddia edilmişti. Şu an sıkı bir araştırma içerisindeler; benim görevim de gerekli olan gemileri, aletleri tasarlamak ve hayata geçirmek olacak." Anlatırken gözü parlayan Kaan ve onu can kulağıyla dinleyen Asena, çoktan masaya oturmuşlardı.

Sözünün bitmesiyle Asena "Senin adına çok sevindim. Evet Dalyn Croff benimde ilgimi çeken insanlar arasındaydı. Bence bu haberinin şerefine akşam kadeh kaldırabiliriz." diyerek bir yandan kahvaltı eden Kaan'a gülümsedi.

"Ben de bugün Savaş Departmanına gidip orada birkaç araştırma yapacağım. Bildiğin üzere Boris ve Elina' nın gitmesiyle beraber okuldan uzak kaldığım ile kalmayıp mitolojik yaratıklarla alakalı olan araştırma kitabım da yarım kalmıştı. Araştırma kitabıma orada devam edeceğim ve okula yarın başlamayı düşünüyorum, öğrencilerim beni merak ediyorlarmış." sözlerini ekledi, çayından bir yudum alırken Kaan'dan gelen cevap çok gecikmedi.

SIMA HUMBOLDT Where stories live. Discover now