Muhteşem Üçlü...

17 2 0
                                    

Günlerden Perşembe...
Saat 2:14
Vakit gece
Yıldızlar her zamankinden daha sönük.
Yada belki de sadece bize öyledir?

Oturduğum taksinin içinde gecenin sonsuz karanlığında ne zaman 'dur' diyeceğimizi bekliyordum.

Dertleşecek bir arkadaşım yoktu. Can ve Ömer'in dertleşecek kafada olduğunu da sanmıyordum. Tek çare yine kendimde idi. Yine tek ben vardım kendi arkamda.

Sanırım herşeyi düşünmem biraz yavaş olmuş ki gözlerimi açtığım an karşımda kapımı açmış beni uyandırmaya çalışan Can vardı.

"Yağmur...Yağmur... Uyan hadi geldik..."

Hastaneye girip derin bir iç çektim. Hava soğuktu ama biz daha soğuktuk.

Çünkü bir şeye karşı koymanın en iyi yolu budur. Onun daha fazla kötüsünü bildiğin için kendi haline şükredersin.

Sonunda Ömer'i normal odaya almışlardı. Hemen odasına girip refleksle ona sarıldım.

Çünkü eğer gerçekten Ömer benim sınıf arkadaşım olsaydı ve benim için arabanın önüne atlasaydı ona sarılarak teşekkür ederdim.

Ama Ömer ile tanışma hikayemiz çok farklı.

Bayan...
Beyefendi...

Evet. Sevdiğiniz çocuğun sizi kaçıran kişi olduğunu düşünün.

Ama asıl şaşırtıcı olan Ömer'in de bana sarılmış olmasıydı...

Kısa bir aradan sonra tekrar beraberdik; Ömer, Can, ve kendimi grubun yeni kızı olarak ilan ettiğim için, ben...

Muhteşem Üçlü...

Hastaneden çıktığımızda saat 2:24 idi.
Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Ama sorgulayacak halim de dermanım da kalmamıştı artık. Zaten takside uyuyup kalmıştım.

Tek isteğim biraz dinlenmekti.
Birazcık.

...

Gözlerimi açtığımda Ömer'in kucağındaydım.

NE!? ÖMER'İN KUCAĞINDA MIYDIM!?

Ve havaalanındaydık.

Havaalanında ne yapıyoruz ki?

Kısa bir süre sonra kendime gelebilmiştim.

"Nereye gidiyoruz?" Diye sordum sersemce.

Ömer'den cevap gelmedi. Acaba duymamış mıydı? Aman be! Nereye gidiyorsak gidiyoruz. Banane! Rahat mıyım rahatım. Niye sorguluyorsam.

ERTESİ GÜN...

Dün nasıl yorulduysam günün çoğunda uyumuştum. Ama açıkçası baya dinlenmiştim.

Bu sabah uyandığımda ise çok enerjiktim. Ve uçaktaydım. Kafam ise onun omzunda idi.
O'nun omuzunda...

O da uyuyordu. Acaba Can nerede idi? Ben kaç saat uyumuştum? Nereye gidiyoruz? Neden gidiyoruz? Ömer'in koluna girip derin bir iç çektim.Bu günleri de görecektik demek...

Bir süre sonra Ömer'de uyandı. Bir bana bir de kolundaki koluma baktı.
Ama kolunu çekmedi.

"Günaydın." Dedim gülümseyerek.

O da aynı şekilde "günaydın..." Diye karşılık verdi.

Aynı kendisi gibi sesi de uykulu idi.

"İyi uyudun mu?" Diye sordum sohbeti uzatmaya çalışarak.

"Evet. Sen?"

Senin omuzunda yatıp iyi uyumayacak insan mı var salak!

"Harikaydım. Can nerede bu arada?"

"Önümüzdeki koltukta. Büyük ihtimalle hâlâ uyuyordur."

"Bu arada dün gece ne oldu?"

"Uçağa bindik."

VAY BE BENDE UZAYA UÇTUK SANIYORDUM!

"Çok açıklayıcısın gerçekten."

"Biliyorum, saol."

Karanlık Sokaklar...Where stories live. Discover now