12

7.2K 342 62
                                    

11'inci bölümü atlamayın lütfen,
iyi okumalar🧚🏻‍♀️
________

bir gün öncesinden pera ile hazırladığımız çekirdekli ekmekleri çıkarırken onur da pera için şekilli tabaklar hazırlıyordu.
tüm masayı dolduracak kadar yiyeceği bir bir yerleştirdikten sonra onur'a çay, kendime kahve ve pera'ya taze sıkılmış portakal nar ve elma suyunu doldurup yerime oturdum.

kahvaltı ettiğimiz süre boyunca pera ve onur'un tatlı şakalaşmalarını dinlemek çok iyi hissettirdi.
ve kahvaltıdan sonra yine üçümüz mutfağı toparlarken her şey olması gerekenden fazla güzeldi.

"kış bahçesinde oturalım mı babacım"
pera'nın isteğiyle onur'a döndüğümde onur'un çoktan pera'yla yarışa girmiş, "önce giden kazanır" diyerek yürümeye başlamış olduğunu görünce güldüm.
sanırım artık iki çocuğa sahiptim.

kış bahçesinde otururken pera heyecanla "sessiz sinemaaa" diye bağırınca ikimiz de kabul ettik. tabii ki anlatıcı pera'ydı ve her bilen pera'dan bir öpücük kazanıyordu.
oldukça kazançlı bir oyundu.

"anlatıyorum babacım, onurcum, iyi izleyin tamam mııı"

başımızı salladığımızda bir süre düşünüp ardından anlatmaya başladı, üzerinde hâlâ tavşanlı pijamaları olduğunu unutmuş vaziyette.

meraklı bir halde inceleme yapıyor gibi ortalıkta dolanıp, bir şeyler çözmeye çalışıyor gibi yaptıktan sonra bir kutlama ve pasta üfleme hareketiyle hangi filmden bahsettiğini anlamıştım.
onur'a baktığımda anlamadığını belli eden bakışlar attığını görünce elimi ağzıma kapatıp öksürür gibi yaparken cevap verdim,
"kaşif dora; büyük doğum günü macerası"

onur bana baktıktan sonra cevap vermek için elini kaldırdı. çünkü pera söz istemeden konuşmamızın doğru olmadığını söylemişti.

pera onur'a izin verdiğinde onur cevabı söyledi ve pera, gözlerinde binlerce yıldıza ev sahipliği yapan canım kızım büyük bir coşkuyla onur'u alkışlayıp onur'a doğru koştu ve yanağından sıkıca öptü.
"yoksa senin de en sevdiğin film kaşif dora mı onurcuuum"

onur elini ensesine atıp gözlerini kaçırdı,
"çok güzel anlattığın için anladım peracım ama seninle izlersem bence en sevdiğim film olabilir"

pera başını salladı hızlıca, "o zaman oyundan sonra izleyebiliriz değil mi babacım"

kızımın saçlarını öpüp "tabii izleriz meleğim" dediğimde tekrar anlatmak için yanımızdan birkaç adım uzaklaştı.

bu kez bir ayı, kaplan, eşek canlandırdığında bunu da anlamam uzun sürmemişti, ve bunu onur da anlamış olacak ki heyecanla bana dönüp, "gerçekten winnie the pooh izledi mi" diye sorduğunda başımı salladım.
"filmini izledik"

pera tabii ki bizim konuşmalarımızı duydu ve elleri belinde gözlerini kısarak bize baktıktan sonra gülerek onur'a koştu.
"yine onurcum bildi"

"onurcum, babacıma ne ceza verelim"

pera'nın ortaya attığı ceza fikriyle gözlerim büyüdü.
"güzel kızım ceza da nereden çıktı"

ödül-ceza sistemiyle büyümeyen kızımın, oyunu kaybeden kişiye ceza verme gibi bir teklif yapması elbette beni şaşırtmıştı. bunu hiç beklemiyordum. kreşte de böyle bir sistemin olmadığından emindim.

"senin fikrin ne peracım"
onur, yaşadığım şaşkınlığın sebebini anlamış gibi pera'ya sorduğunda, pera hiç düşünmeden "babacım şarkı söylesin, onurcum" dedi.

"peki ceza fikri nereden geldi aklına peracım"

pera yüzüne gelen kısa saç tellerini elleriyle geri iterek "eski kreşimdeki öğretmenimiz resimlerini yapmayan çocuklara ceza veriyordu. bu kreşteki öğretmenime sorduğumda cezanın her zaman kötü bir şey olmayacağını, eğlenceli şeyler de yapabileceğimizi söylemişti. babacımın şarkı söylemesi çok eğlenceli diye öyle dedim onurcum, bu kötü bir şey mi"
dediğinde onur pera'nın saçlarını eliyle geriye tarayıp öptü.

kız babası (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin