YENİ BİR HAYAT

885 71 16
                                    

Anne!

Songül gözlerini araladığında karanlıkla karşılaştı. Rüyalarında annesi saçlarını okşarken o hayal kırıklığı ile başını kaldırıp etrafa bakındı. Annesi yoktu. Kimse yoktu...

Sağ tarafta ki pencereden tavana yansıyan ışık huzmesine daldı. Eksik kalan rüyasını yine hayallerle tamamlayacaktı.

Bir süre sonra dışarıda işittiği seslerle kendine geldi. Kelepçenin izin verdiğince doğrulmaya çalışarak üzerindeki kalın yorganı iteledi. Çıplak ayaklarını yataktan aşşağı sarkıtarak kapının ardındaki sese odaklandı.
Kapı önce cılız bir dokunuşla tıklatıldı. Sonra holden süzülen ışıkla adam içeriye doğru uzandı.

"Komserim?"

Işığı açarak içeriye girdi Emin elinde temiz kıyafetlerle birlikte...
Bir süre ne yapması gerektiği hakkında bocalayarak kaldı öylece sonra yatağın ayak ucuna bıraktı elindekileri...

"Bunlar sizin için değiştirmek isterseniz şurası banyo, alt katta da bir çamaşır makinası var kıyafetlerinizi yıkamak istersiniz diye düşündüm."

Sonra ani bir hamle ile Songül'e yaklaştı. Songül uyku mahmurluğu ve üzerinde ki şaşkınlıkla birlikte irkilerek geri çekilmeye çalıştı.

'Neler oluyordu?'
'Bu adamın yanında tutsak değil miydi?'
'Ne zaman esaretten misafirliğe geçmişti?'
'Ben yine ne kadar uyudum acaba?'
Aklı cevabı olamayan soruları bir bir sıralıyordu.

Adam elini havaya kaldırıp:
"Özür dilerim komserim sizi korkutmak istemedim. Ben..."
Parmağıyla kelepçeyi göstererek...
"İzin verirseniz kelepçeyi çıkaracağım."

Emin elinde ki anahtar ile kelepçenin kilidini açarken gözleri bileğine takıldı.
Bileğinde ince çizgiler halinde belli belirsiz morluklar vardı. Baş parmağı kısa bir an, çok kısa bir an o çizginin üzerinde gezindi. Gözleri Songül'ün gözlerine değince hemen bir adım geriledi.

"Ben aşşağıdayım."

Başka birşey söylemeden, Songül'ün de söylemesine izin vermeden odadan çıktı.
Songül bir süre daha şaşkınca oturdu yatakta sonra kalkıp odada ki diğer kapıya yöneldi.
Küçük banyoda önce tuvaleti, sonra lavaboyu kullandı. Gözü duş bölümüne kaysa da ki sıcak bir duşa çok ihtiyacı vardı ama bunu şu an yapmayacaktı. Bu evde değil!

Bu eve geldiklerinden beri kaçmak için bir kaç boşluk bulmuştu ama yapmadı. Adam onu öldürmemişti. Muhtemelen bir takas planlanıyordu ama Emin bunuda red etmiş ve kendisini koruduğunu söylemişti. Bu duruma tabiki inanmamıştı Songül ama bir şeyler döndüğü kesindi ve bunu öğrenmeden kaçmayı kesinlikle düşünmüyordu.

Banyodan çıkıp yatağın ucuna geldi. Az önce Emin'in bıraktığı kıyafet yığınının üzerinde ki kapşonlu hırkayı alarak üzerine geçirdi. Yatağın dibinde ki ayakkabıları gözüne takıldı. Hemen onları da giydi.
Kapıyı aralayıp holü incelerken alt kattan televizyonun sesi geliyordu.
Kısa bir an "Bu adam neden sürekli belgesel izliyor?" diye düşündü.
Bir süre kararsız kalsada odadan çıkıp merdivenlere doğru ilerledi.
Basamakları adımladı bir bir Emin ve Yaver büyük koltuğa oturmuş televizyona bakıyordu.

Emin Songül'ü görünce gülümsedi.
"Buyrun komserim..."

Songül son basamağı da inince ne yapması gerektiğini bilemedi. Bir süre ayakta etrafına bakındı. Sağda geniş bir açık mutfak önünde epey büyükçe bir ahşap masa, sağ tarafta rahat bir köşe koltuğu ve koltuğun tam karşısında da büyük ekran bir televizyon duruyordu. Merdiven boşluğuna paralel uzanan bir kitaplık ve sol tarafta salonun en arka köşesinde bahçeye bakan büyük cam ve duvarın birleştiği köşede bir şömine ve önünde bir berjer duruyordu.

KELEPÇE Where stories live. Discover now