GÖZALTI 2

918 63 41
                                    


Songül kelepçeleri çıkardığında iki yana düşmüş kollarıyla kıpırdamadan kaldı adam, kadına karşı tutsaklığı hala devam ediyordu.

Songül buz gibi ellerini Sadi'nin karnının üzerinden yukarıya doğru sürterek çıkardı. Göğsünün üzerinde duran elleri adamın kalbinin deli gibi attığını fark edince yüzündeki gülümseme genişledi.

"Elbisemi nasıl buldun?"

"Ku- kusursuz!"

Adamı küçük bir dokunuşla itip koltuğa düşmesini sağladı.
Bir süre yukarıdan Sadi'nin afallayan hallerini zevkle izleyip ağır ağır önünde eğildi. Uzanıp ayak bileklerinde ki fuları çözüp, omuzlarının hemen üzerinde biterek gerdanını tamamen açıkta bırakan elbisesini düzeltip ayağa kalktı.

Fuları asıl olması gereken yere beyaz teninin süslediği boynuna bağlayarak masaya doğru ilerledi.

Şarap şişesini açıp kadehlere doldururken göz ucuylada adamı kontrol ediyordu.
Sadi'nin bu kadar bocalamış olduğunu görmek ve bunun kendi tarafından yapıldığını bilmek gururunu okşadı.

Zorunlu yalnızlığının kapılarını bir kaç kez aralayıp hayatına giren bir kaç adam olmuştu.
Ama anne ve babasının aralarında ki o sevgi ve şefkati hiç birinde bulamamış hatta aldatıldığını öğrendiğinde ilişkilere olan inancını da kaybetmişti. Şimdi uzun zaman sonra birini etkilemek, sadakatine güvenmek elbette gururunu okşuyordu.

Ocağın üzerindeki tencereyi alıp mis gibi kokan makarnayı tabaklara pay ettikten sonra masa artık hazırdı.

Sadi bir süredir bedenini ele geçiren arzudan sıyrılıp sesini kullanmaya çalıştı.

"Artık masaya gelebilir miyim?"

Songül kadehini alıp tek içişte bitirdi. Duygularından emindi. Bu adamı her haliyle istiyordu ama öte yandan deli gibi de korkuyordu. Sadi hiç düşünmeden hareket ediyordu. Görevi açık edecek, kimliği ortaya çıkacak, suçlanacak diye yüreği titriyordu kadının, bu yüzden de öfkesini bir türlü silemiyordu.

Tatar'ın dosyası yeterli delil ve yeni bir olay olmadığından en azından organize şube de kapatılmıştı. Peki ya bir sonra ki bu kadar şanslı olacaklar mıydı?
Durdu...
Düşündükleri yüzünden kendine kızdı.

'Ne diyorsun Songül sen? Saçmalama!'

Bakışlarını Sadi'ye odakladı. 'Gel!' diyebildi.
Adam masaya doğru adımlarken Songül bardağını ikinci kez dolduruyordu.

Sadi sandalyeye oturmadan, az önce Songül'ün yaptığı gibi kadehi eline alıp havaya kaldırdı.

"Güzelliğine karıcığım!"

Bardağı son damlasına kadar bitirince kadının elinden şarap şişesini alıp önce onun oturmasına yardım etti. Sonra kendi kadehini yeniden doldurup onun için ayrılan yere geçti.

'Gözlerin!' dedi! Songül'ün parlayan dolmuş gözlerine bakarken...

"Gözlerinde şüphenin getirdiği sorular dalgalanıyor."

Sustu Songül, sadece sustu.

"Özür dilerim. Benim yüzümden döktüğün tüm gözyaşları için çok özür dilerim. Ama bu gece sorguladığın bütün soruların cevaplarını sana vereceğim komiserim!"

"Ben cevap aramıyorum Sadi! Ben sözler ve teminat istiyorum."

"Songül üstlendiğimiz görev gereği o silahı asla bırakamam bunu sende çok iyi biliyorsun.
Nasıl tanıştığımızı unutmuş olamazsın. Ben seni kaçırdım Songül! Sen günlerce o mahzende tutsaktın. Evet kimliğim değişti, adım değişti, mesleğim değişti ama bunları bize öylesine vermediler."

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Sep 23, 2023 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

KELEPÇE Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang