BÖLÜM 6

622 38 4
                                    


Umay'dan...

Yaklaşık on dakikadır bir tepki vermelerini bekliyordum. Babasının ölümünü öğrenen gökçe gözyaşlarını tutamamıştı.

-Alaz Han yıllardır babamı ve seni arıyor Umay. Sen gittikten sonra annen öldürüldü. Babam ise hain ilan edildi. Ona ait ne varsa yok edildi. Bir fotoğrafı bile yok bizde.

Boynumdaki madalyonu çıkararak kapağını açtım ve Gökçe'nin ellerine bıraktım.

-Babanız bana on sekiz yıl babalık yaptı. Mektup elime ulaşana kadar evlatlık olduğumu dahi bilmiyordum.

-Ne kadar da yaşlanmış.

-Evlendi demek. Bizim annemiz bizi doğururken ölmüş. Babam bize hem annelik hem babalık yaptı. Çok yorduk onu. Mutluluğu en çok o hak ediyordu. Ölmeden önce mutlu bir evliliği olduğunu bilmek beni mutlu etti.

Gökçe'nin bu kadar sakin karşılaması içimi rahatlatmıştı. Babama gönül koymaları beni üzerdi. Sessizliğini koruyan Bartu sonunda bakışlarını bana çevirdi.

-Yıllardır seni bekliyoruz Umay. Son zamanlarda iyen hırçınlaşmıştı. 21 yaşını da doldurduğun için yakınlarda olduğunu tahmin ediyordum. Bir an önce harekete geçmeliyiz. Seni tek bekleyen biz değiliz. Alaz Han tedbirleri sıklaştırdı. Akıllıca hareket etmeliyiz. Bir planın var mı?

-Önce Açina'yı kurtarmalıyız. Daha fazla hapis kalmasına izin veremem.

-Çok zor. Nöbetçi asker sayısı artırıldı. Alaz Han'ın gözü üzerinde. Kolay olmayacak.

-Bana tutulduğu yerden bahset.

-Kalenin zindanlarında tutuluyor. Oraya ulaşabileceğimiz gizli geçitler yıllar önce kapatıldı. Bir şekilde askerleri atlatıp içeri girmeliyiz. Akşam karanlıktan sonra sokağa çıkma yasağı var. Yani gündüz gitmeliyiz. Yarın Alaz Han Baraklara ziyarete gidecek. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz.

-Askerleri nasıl atlatacağız, dedi Gökçe.

-Bizi tanıyorlar zaten ancak zindanlara giren biz olursak Açina'nın kaçtığı anlaşıldığında peşimize düşerler.

-Ben yalnız giderim. Hem beni kimse tanımıyor, dedim.

-Saçmalama. Tek başına başaramazsın.

-Beni fazla hafife alıyorsun Bartu.

-Yeteneklerine henüz kavuşmadın Umay. Savaşarak mı girmeyi düşünüyorsun içeriye. Hepsiyle başa çıkamazsın. Kaldı ki görevlilerin çoğu suçsuz askerler.

-Elbette kendi askerlerime saldırmayacağım. İçeri gizlenerek gireceğim. Siz beni kalenin içine sokun yeter. Gerisini ben hallederim.

-Bu iş hiç aklıma yatmadı. Çok riskli, dedi Kutay.

-Beni Aşina kabilesinin en başarılı komutanı büyüttü. Göründüğümden daha kabiliyetliyimdir.

-Haklı olabilir. Dün gece kimseye görünmeden kabileye girdi. Üstelik o zaman yalnızdı. Şimdi biz varız. Sen içeri girdikten sonra kalede devriye gezeceğiz herhangi bir aksilik olduğunda sana destek olacağız, dedi Gökçe.

-Ben gerekli düzenlemeleri yapayım. Sana da bir asker kıyafeti bulmak lazım.

-Gökçe'nin kıyafetleri olmaz mı?

-Ben yüzbaşıyım Umay. Komutanların kıyafetleri erlerinkinden farklı olur. Sana daha dikkat çekmeyecek bir şey lazım. Ben Aybike'den isterim. Ağzı sıkıdır.

-Tamamdır. Kutay ile ben de talime geç kalmadan gitmeliyiz. Akşam görüşürüz.

Onlar çıktıktan sonra içeri Böri girdi.

UMAYМесто, где живут истории. Откройте их для себя