:: 十一

1.7K 82 582
                                    

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

Çalan telefonumun yüksek sesiyle homurdanarak yastığımdan kafamı kaldırıp hemen yanımda duran telefonu aldım. Muhtemelen sabahın 6'sı falandı ve alarmımın çalmasına bir buçuk saat vardı.

Gözlerimi bile açmadan kimin aradığına bakmayıp telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim?" Yeni uyandığım için sesim her zamankinden daha iğrenç çıkıyordu..

"Sana da günaydın."

Duyduğum sesle gözlerimi açıp yastığımdan kafamı kaldırarak arayan kişiyi kontrol ettim. Felix. Ardından gözlerimi telefonumun saatine çevirdim. 06:06, Sabahın körü!!!!!

"Hm hm, aynısından." dedim geri uzanırken mırıldanarak. Jisung'un 'güno'su bile uzun gelmişti o an.... Ama ne yapayım, Felix de bu saatte aramasaydı????? Okula gitmemize daha üç saat vardı çünkü.

Hafif bir gülüş sesi duydum telefonun diğer ucundan. "Hazırlan, geliyorum."

Olduğum yerde yüzümü buruşturup ayaklarımla yorganımı tekmeleyerek konuşmaya başladım Felix'ten sonra. "Ne?" Sesim o kadar isyankâr çıkmıştı ki, kendime üzülmüştüm.

"Kapıyı aç, konuşuruz."

Derin bir nefes verip gözlerimi devirerek yatağımdan kalktım. Bu eve gelenlerin artık izin alması gerekiyordu bence, çünkü her sabah ya da her defasında çat kapı gelip uykumu bölmeleri sinirlerimi bozuyordu.

Ayaklarımı yere vura vura aşağı inip kapıyı açtım. Nasıl göründüğümü bir kez bile kontrol etmemiştim, muhtemelen berbat görünüyordum. Dağınık saçlarım, yeni uyandığım ve az önce yaladığım için şişmiş dudaklarım ve yüzüm genel olarak çirkin bir görüntü sunuyordu.

Kapıyı açtığım an Felix'in şaşkın ifadesiyle bana bakmaya başlaması bir olmuştu. Tamam.... O kadar mı kötü görünüyorum..? Bir şey söylemeden öylece kapıda dikilip önce saçlarıma, sonra yüzüme ve en sonda pijamalarıma baktı.

Düzeltiyorum, unicornlu pijamalarıma..

Aniden bir kahkaha atmaya başladığında kapıyı yüzüne kapatmak için hareketlendim fakat ani bir hareketle engelleyerek içeri girdi.

"Çık git." Kaşlarımı çatarak hâlâ gülümseyen yüzüne baktım. Aslında gitmemeliydi.. Ne de olsa her gün gördüğüm şey değildi Felix'in gülen yüzü, ve özellikle kahkahası.

"Gidemem." dedi gülüşü hâlâ yüzündeyken. Sürekli üzerimdeki unicornlu pijamama bakıyordu. Gidemem.

"O zaman olduğun yerde kalıp ne yapıyorsan yap çünkü ben uyumaya gidiyorum." Arkamı dönüp yürümeye başladığımda bileğime sarılan bir elle geri doğru çekildim.

"Gidemezsin." Beni kendine iyice çekmeye başladığında kaşlarımı çatıp yüzüne bakmaya başladım. "Bırak yoksa ısırırım."

Bir keresinde Seungmin'in elini ısırmıştım, ve bir hafta boyunca elinde maymunlu yara bandıyla gezmek zorunda kalmıştı. Yani yapardım.

Hem Felix'in de tadına b–
Her neyse.

Şaşkınca yüzüme bakmaya başladı, fakat tutuşunu biraz bile gevşetmemişti. "Isıramaz mıyım sanıyorsun?" Bileğimi tutan elini işaret edip tekrar yüzüne bakmaya başladığımda hafifçe gülüp kafasını salladı. Öyle mi Felix? İzle şimdi.

Bileğimi tutan eline aniden yaklaşıp hafifçe ısırdıktan sonra acıyla inleyip bileğimi bırakmasıyla odama koştum. "Ah!!"

Kapıyı kilitleyip girmesini önleyecektim, ve sonra da güzelce uyuyacaktım. Plan buydu.

* ✦ star lost / lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin