:: 二十一

1.2K 80 181
                                    

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

Gözlerimdeki buğulanma yavaş yavaş kaybolmaya başlayıp yerini tamamen sinirle doldurmaya başlarken bileğimi elinden sertçe çektim.

"Bırak beni."

Ciğerlerimi aynı anda soğuk rüzgar ve portakal çiçeği kokusunun doldurmaya başlaması başımı döndürdüğü için yanımda duran duvara tutundum.

"Ne yapıyorsun ya sen?! Kendinde misin?!"

Felix bağırdığı sırada sertçe omuzlarımdan iterek beni duvara yapıştırdığında canım acısa bile kaşlarımı çatarak yüzüne bakmaya başladım.

"Sen ne hadle bana hesap soruyorsun ya?! Asıl sen kendinde misin Felix?"

İkimizde sinirle birbirimize bağırmaya başlarken etrafımızdan geçen insanların garip bakışlarına maruz kalıyorduk.

"Ne?" Yüzünü buruşturup anlamaz bir ifadeyle yüzüme bakmaya başladı. Gittikçe çıkmaza sürüklüyordu her şeyi.

Sinirle hah'layıp saçlarımdan geçirdim elimi, ve yüzüne bakmaya başladım sinirle. "İnsanlara bana davrandıkları gibi davranıyorum, fark etmedin mi?"

Sabır dilenirmişcesine gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi Felix. Ardından çatık kaşlarıyla bana bakmaya devam etti. "Anlamıyorum. Ben gerçekten anlamıyorum."

Sertçe yutkundum üzerine doğru bir adım atarken. Ardından bakışlarımı gözlerindeki karadeliklere diktim acımasızca. "Benimle oynadın."

Yüzündeki soğuk ifadeyi bozmadan bana bakmaya devam etti Felix. "Ben seninle neden oynayayım Harin? Neden bunu yapayım sana?" Ardından elimi tutmaya çalıştı.

Elimi elinden çekerken yüzüne baktım iğrenerek. Bu bakışlarımı hak ediyor olması canımı en çok yakan şeydi, Felix'e böyle bakıyor olmak ve bunları söylemek canımı fazlasıyla yakıyordu.

"Kes sesini." Ne ara bu hale geldiğimi anlayamadığım bir şekilde sesim o kadar güçsüz çıkmıştı ki, sanki az önceki Harin'den eser yok gibiydi. "Yeji'yi hala seviyor olmana rağmen bana umut verip durdun, beni koruyacağını söyledin!!"

Gözlerimden yukarı doğru çıkmaya başlayan yaşları hissettiğim an bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Felix'e bu kez yenilmeyecektim.

"Korumadım mı zaten Harin? Senin için neler yaptığımı görmüyor musun?" Bu kez onun da sesi benimle aynıydı. Fakat daha çaresizdi, benden önce ağlayacakmış gibiydi hatta.

"Evet," dedim burnumu çekerek. Gözyaşlarımın şu an akmaması gerekiyordu.. "Evet korudun. Ama artık ihtiyacım yok, çünkü artık bana en büyük zararı veren kişi sensin."

Eğer korumayı çok istiyorsa beni kendinden uzak tutarak başarabilirdi belki. Yeji'yle beraber taşınıp uzaklara gitse ve bir daha haber almasam öylece unutup hayatıma devam edebilirdim, değil mi?

Ya da hayatımdan bir anda çıkıp gitse. Kaybolsa. Yok olsa. Her şey hiç yaşanmamış gibi davranmaktansa, yok olmasını tercih ederdim. Böylesi daha az acıtırdı belki.

"Kim söyledi sana seninle oynadığımı?" Sertçe kolumdan tutup bakışlarıyla sanki gözlerimi sömürecekmiş gibi bakmaya başladı.

Karşı koyamıyorum..

"Birinin söylemesine gerek var mı zannediyorsun?" Kolumu yeniden elinden çekip yüzümü buruşturdum. "Sen gerçekten beni aptal zannediyorsun Felix." Ardından bir adım daha attım üzerine, fakat bu kez çekilmemişti.

* ✦ star lost / lee felixWhere stories live. Discover now