:: 十五

1.4K 75 370
                                    

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

Sessizlik, insanlara verebileceğiniz en iyi cevap mıydı gerçekten? Son zamanlarda bunun hakkında çok düşünüyordum farkında olmadan.

Sesimi çıkarmamandan faydalanarak daha çok üstüme geliyor olmaları beni epeyce yormuştu. Halbuki cevabımı sessiz kalıp, umursamayarak verdiğimi düşünüyordum. Fakat demek ki herkes için aynı değildi bu.

İnsanların farklı bakış açıları vardı olaylara karşı. Bana göre doğru olan bir davranış, diğerine göre yanlış olabiliyordu. Ya da insanlara göre mantıklı olan şeyler, çoğu zaman mantıklı gelemiyor olabiliyordu birilerine.

Son zamanlarda Felix'e karşı olan duygularım ve Garam'a karşı takındığım tavır hakkında pek emin olamıyordum.

Felix'e karşı bir şeyler hissediyor olmam Yeji varken ne kadar doğruydu? Değildi. Yeji ve onun ilişkisi daha uzun süreliydi, ve Felix bana aşık da değildi.

Fakat neden söz geçiremiyordum ki hislerime..? Neden sürekli içinden bir ses bana ona gitmemi söylüyordu?

Kafamın içinde dönüp duran canavarlar en sonunda bana kafayı yedirtecekti sanırım.

Bugün diğer günlerden farklı olarak sınav haftası yaklaştığı için ders işlenmiyordu, herkes etüt salonunda test çözmek ya da hocalardan konu anlatımı dinlemekle meşguldü.

Jeongin, Yeji ve Seungmin kimya dersi dinliyorlardı. Chan, Sumin, Changbin ve ben de test çözüyorduk. Felix, Hyunjin ve Jisung matematik dersindelerdi. Minho ise.. hepimize içecek almak için kantine inmişti.

"Neden active ve passive'leri anlamıyorum ben..." Bıkkınca nefes vererek kafamı çözdüğüm test kitabıma koydum. Felix şu an matematik dersinde olmasaydı çözmeme yardım edebilirdi fakat yoktu.

Yine de Felix olmasa bile Chan burada olduğu için çözdüğü fizik testinden kafasını kaldırıp bana bakmasını sağladım yanına yaklaşarak. "Yapamıyorum."

"Hangi soru?"

Çözdüğü fizik testinin üzerine ingilizce testimi koyup yapamadığım soruların hepsini çözdüm birkaç dakika içinde, birileriyle çözdüğüm zaman yapabiliyordum, tek başıma olunca yapamıyordum nedense...

Çözdürdüğüm ingilizce sorularının üzerinden geçerken yerime oturdum ve konsantre olmaya çalıştım, sabahtan beri kafamın içindeki canavarların gürültüsünden bir türlü odaklanamıyordum.

Birkaç dakika sonra konsantremi yeniden kaybettiğimde sebebi kafamın içindeki canavarlar değildi. Portakal çiçeği kokusunun ciğerlerimi doldurmaya başlamasından anlamıştım kimin olduğunu.

Yanımda duran sandalyeyi çekip almıştı. Oturacağını sanmıştım, fakat sandalyeyi alıp tam karşımda oturan Yeji'nin yanına koymuştu ve oraya oturmuştu.

Göğüs kafesimin içinde bir yerlerde bir şeylerin kırıldığını hissederek kafamı kaldırıp kısaca baktım karşıma. Boğazım da düğümlenmişti gördüğüm an, çünkü Yeji kafasını Felix'in omzuna yaslamıştı ve gözlerini kapatmıştı.

Neden? Nefes alışverişlerimin gittikçe ağırlaştığını hissedebiliyordum. Tam göğsümün ortasına bir öküz oturmuştu bir anda. Ne ara bu kadar yakın olmuşlardı ki?

Ah.. Tabii, onlar zaten öylelerdi.

Sertçe yutkunduktan sonra kafamı test kitabıma indirip sakinleşmek için gözlerimi kapatarak derin bir nefes alıp verdim. Şu an odaklanmam gereken tek şey önümdeki kitaptı, karşımdaki manzara değil.

* ✦ star lost / lee felixWhere stories live. Discover now