:: 十 六

1.4K 81 384
                                    

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

Hafta sonu olmasının verdiği rahatlıkla öğlene kadar uyumuştum, demeyi çok isterdim fakat tahmin edebileceğiniz gibi sabahın köründe kapıma dayanan canım arkadaşlarım her zamanki gibi buna izin vermemişlerdi..

Tamam.. Hafta içi zaten okul yüzünden kapıma dayanıyorlardı, ama hafta sonu? En azından hafta sonu uyuyamaz mıydım doyana kadar?? Lütfen..

Uyandığımda düne göre çokta iyi olduğum söylenemezdi açıkçası, boğazım acımaya başlamıştı ve daha halsiz hissediyordum, fakat onlarla gitmemi önleyebilecek kadar sorun değildi.

Sabahın erken saatlerinde evime geldikleri için kahvaltı hazırlama işini arkadaşlarıma devretmiştim, hiçbirisi daha kahvaltı yapmadan geldiği için evimde harika bir kahvaltı yapmıştık.

Kahvaltıyı bizim için Seungmin, Felix ve Minho hazırlamıştı. Ve size bunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki, yediğim en iyi kahvaltı menüsü olabilirdi.

"Felix? Madem böyle hünerlerin vardı, niye sakladın lan iki yıl?" Jeongin, Felix'in yaptığı omletten bir ısırık aldıktan sonra sanki hayatında yediği en kezzetli şeyi yiyormuş gibi şaşkınca gözlerini açtı.

Jeongin'in tatlı haline gülmeye başlarken omuz silkti çaprazımda oturan Felix. "Avustralya'dayken keşfettim ben de."

Neden bilmiyordum ama masadaki gülen yüzler Felix konuştuktan sonra bir bir solmaya başladı. Aynı ifade Felix'in suratında da oluşmuştu, buruk bir gülümsemeye dönüşmüştü.

"Geç olmadan farkına varmış olman iyi bir şey. Ve bizim için de iyi bir şey, artık hep yemek pişirirsin." dedim ortamın garip havasını dağıtabilmek için.

Yüzüne soğuk ifadesini yeniden yerleştirip bana baktı Felix. "Oldu. Başka emriniz?" Dalga geçtiğini elbette ki biliyordum ama neden kötü hissettirmişti ki bu bakışlar?

Yüzüne şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak bakarken tabağındakiler bittiği için ayağa kalkıp lavaboya koydu Yeji. Daha sonra masaya döndü. "Hadi bitirin de gidelim. Tüm gün çok eğleneceğiz!!!!"

Geldiklerinden beri en heyecanlıları Yeji'ydi. Arada sırada yaptığımız bu küçük kaçamakları o varken yapmamışlar mıydı acaba? Belki de bizimle vakit geçirmek bu kadar hoşuna gidiyordu.. Sabahtan beri küçük bir çocuk gibi etrafa neşe saçarak hareket edecek kadar hemde...

Felix gülerek yanında oturan Yeji'nin bileklerinden tutmaya başladı. "Sakince oturamıyor musun sen?" Yeji'ye bakış şeklini fark ettiğimde boğazım düğümlendiği için çiğnediğim kahvaltılıkları geri çıkarasım gelmişti.

Önümde duran vişne suyumdan bir yudum aldım kafamı çevirirken. Bu görüntü fazlasıyla canımı yakıyordu çünkü. Yeji'yi gerçekten seviyor gibiydi Felix.

"Ya ama sizi çok özledim ben!! Kaç yıl oldu beraber böyle vakit geçirmeyeli??" Heyecanla konuştuktan sonra bana dönüp masanın üstündeki elimi tutmasıyla şaşkınca yüzüne bakmaya başladım, o sırada devam ediyordu söylediklerine; "Hem aramıza yeni biri de katıldı, Harin. Onunla da vakit geçirmek için çok heyecanlıyım!!!"

Yeji'nin güldüğü zaman kısılan gözlerine baktım en içten gülümsememi sunmaya başlarken.

Yeji'den soğumamalıydım, onun bir suçu yoktu. Felix onu sevdiği için suçlusu Yeji değildi. Ya da Felix'i sevdiği için de suçlu değildi. Aşık olmaları suç değildi, kimseden soğumam için bir bahane olamazdı.

Ama söyledikleri kafamda yankılanıp duruyor, ve beni büyük bir çelişkiye sokuyordu. Bir anda Felix'le aralarında geçenleri bana anlatması ve gruba girdiği ilk gün benim hakkımda söyledikleri kafamı karıştırıyordu.

* ✦ star lost / lee felixWhere stories live. Discover now