:: 十四

1.4K 79 382
                                    

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

Bahar ayları hakkında en nefret ettiğim şey sanırım sürekli yağmur yağıyor olmasıydı.

Bir keresinde üç gün boyunca hiç durmaksızın yağmur yağdığını hatırlıyordum. Yatağımdan çıkmadan, tüm gün dinlediğim şarkılarımla yağmur sesini bastırmaya çalıştığım iğrenç günlerdi.

Neden yağmur yağmasından ve sesinden bu kadar nefret ettiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu, sadece depresif hissettiriyor oluşu bile yetiyordu.

Bugün de sağanak yağmurun bastırdığı günlerden birisiydi. Daha dün üzerimizde ışıl ışıl parlayan parlak güneşin ışıkları bugün kara bulutların esiri olmuştu.

"Harin kalk bir şeyler ye."

Öğle arası Chan'ın kafamda dikilmesiyle gözlerimi açtım. Dün gece Yeji'yle konuşup eve geldikten sonra gözüme bir türlü uyku girmemişti, okul saatine kadar uyumamıştım.

Bir şeyler homurdanarak yerimden kalkıp dengemi kaybetmemek için Chan'ın koluna girdim. Uyku sersemi olduğumda ayakta duramıyordum.

Chan'la beraber okulun kantinine girdiğimde masamızda Karina da oturuyordu. Jeongin ve Hyunjin'in ortasına oturup diğerleriyle sohbet ediyordu. Bugün mor saçlarıyla uyumlu olması için saçıyla aynı renk tokalar takmıştı, mor kesinlikle onun rengiydi.

"Uyanmış uyuyan güzel!!"

Chan'la beraber masaya yaklaştığımızda Sumin beni gördüğü an sevinçle çığlık atmaya başladı. Bu grubun içine girdiğimden beri bir türlü Uyuyan güzel demekten vazgeçirememiştim hiçbirisini.

Sumin'in çığlıklarına gülerek diğerleriyle selamlaşıp masaya oturdum.

Yeji ve Felix yan yana oturuyorlardı. Yeji, kolunu Felix'in sandalyesinin kenarına yaslamıştı. Felix ise arkasına yaslanmış bir biçimde ellerini karnında birleştirmişti.

Prens gibi. Felix okul kıyafetlerinin içindeyken prens gibi görünüyordu. Açık mavi olan uniformamızın daha önce hiç bu kadar yakıştığı birisini görmemiştim doğrusu.

Gerçi konu Felix olduğunda üstüne çuval giyinse bile yakışırdı bence.

Ama, her neyse.

Chan'ın benim için aldığı sandviçten bir ısırık alarak günümün ilk öğününü yemeye başlarken hissettiğim izleniliyormuş hissiyle bakışlarımı önce etrafıma doğrultum. Fakat Garam ya da Jihoon yoktu içeride, yani beni izleyebilecek kimse de yoktu.

Tam önüme döndüğüm sırada bir anlığına Felix'le göz göze gelişim sayesinde anladım neden böyle hissettiğimi..

Beni izliyordu.

Gözlerimi kaçırmadan hiçbir ifadesi olmayan soğuk yüzüne baktım öylece.

"Ne var?" Anlamında kafamı iki sallayarak merakla yüzüne baktığımda dişlerini sıktığını fark ettim. Daha sonra hiçbir şey yapmadan önüne döndü.

Yaptığım tek şey orada öylece oturup yemeğimi yemekti, ve Felix buna sinir mi oluyordu?

Dün bunun hakkında çok düşünmüştüm. Felix hakkında az düşünmeye ve sadece hislerimin geçmesini beklemeye karar vermiştim. Elimden geldiği kadar uzak ve soğuk davranacaktım. Her ne kadar onun koruması altında olmak istesem de, Yeji'yle aralarındaki kara kedi olmak istemiyordum.

Tüm öğle arası boyunca elimdekini bitirmeye çalıştım. Son zamanlarda hiçbir şey yemediğim için midem baya küçülmüştü, resmen küçücük bir sandviçi bile bitiremiyor olmuştum.

* ✦ star lost / lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin