22. Bölüm / Karanlık Birlik

623 74 57
                                    


Multimedya: Slytherin Ortak Salonu

Ertesi sabah günün erken saatlerinde hastane kanadı oldukça sessizdi. Ricardo tam karşısında huzurla uyuyan Luciana'dan gözlerini alamıyordu.

Gece boyunca gözünü bile kırpmadan onu izlemişti. Ay yüzlü kıza bir şey olacak diye o kadar korkmuştu ki bir an bile yanından ayrılmak istemiyordu.

Kız sadece bayılmıştı ancak basit bir baygınlık bile bütün dünyasını alt üst etmeye yetmişti. Şimdi önünde huzurla uyuyan kızı izlerken ona temas etmemek için büyük çaba sarf ediyordu.

Gece boyunca uzanıp kızın elini tutmamak için öyle büyük bir savaş vermişti ki anlatmaya kalksa kelimeler yetmezdi. Günden güne Luciana'yı uzaktan sevmek daha da zorlaşıyordu. Yıllardır elindeki ile yatinen kalbi artık onu zorlamaya başlamıştı.

Elini tutmak hatta belki doyasıya sarılmak istiyordu ancak duyguları açığa çıktığında kızın ondan uzak durma ihtimaline katlanamazdı.

Başını avuclarının arasına alıp kara kara düşünmeye başlamıştı. 'Ne yapacağım ben...' diye içten içe sayıklıyordu sürekli.

Luciana'ya olan duyguları günden güne artarken bir kenarda izlemek istemiyordu artık. Kafası karmakarışıktı. Bir yanı itiraf et kurtul derken diğer yanı reddedilip arkadaşlığını da kaybetmekten korkuyordu.

Derin düşüncelere dalmışken yanı başında hissettiği hareketlilikle hemen başını kaldırıp Ay Yüzlü kıza baktı. Luciana göz kapaklarını birkaç kez hareket ettirdikten sonra gözlerini açıp etrafına bakınmaya başlamıştı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu muhtemelen.

Ricardo ile gözleri buluştuğunda genç büyücü bu güzel gözlere tekrar bakmanın verdiği huzurla bütün vücudunun gevşediğini fark etmişti.

"İyi misin Lucy? Nasıl hissediyorsun?" diye sordu fısıltıyla.

Genç kız yattığı yerden hafifçe doğrulmaya çalışırken "İyiyim... Noldu? Neden hastane kanadındayım?" diye sordu.

"Bayıldın. Öyle çok korktum ki aklım çıktı" dedi Ricardo dürüstçe.

Luciana onun endişeli bakışlarını görünce onlara bunu yaşattığı için üzülmüştü. Yatakta oturur pozisyona geçip Ricardo'nun tam karşısında durdu. Gözlerindeki endişeyi söküp alabilseydi keşke.

Safir mavisi gözlerin tam içine bakarken düşünmeden hareket etti. Sağ elini kaldırıp parmak uçlarıyla Ricardo'nun yanağına dokunduğunda göz temasını bir an olsun kesmemişti.

"Özür dilerim Ric! Seni endişelendirmek istemezdim. Şimdi gerçekten çok iyiyim. Merak etme artık" dedi tane tane.

Ricardo ise hızlanan kalbine söz geçirmekte zorlanıyordu artık. Ay yüzlü kız öyle güzel bakıyordu ki içi gitti resmen. Yanağında durup hafifçe dokunan parmakları da hiç yardımcı olmuyordu üstelik.

İkisinin de beklemediği bir anda kızı kendine çekip sıkıca sarıldı düşünmeden. Güzel kız kendisine bu kadar yakınken aklındaki düşünceler içerisinde en masumu buydu çünkü.

Ancak hesaba katmadığı bir şey vardı. Kızın uzun siyah saçlarından yayılan kokuyla aklı daha çok bulanmaya başlamıştı. Öyle güzel kokuyordu ki...

Ricardo'nun kokular hakkında hiç bir fikri yoktu. O yüzden hissettiği bu muazzam kokunun adını bilmiyordu. Ancak ismini bilmesine gerek de yoktu çünkü sorsalar huzur gibi kokuyor derdi. Luciana onun için huzur gibi kokuyordu.

Luciana ise Ricardo'nun sarılışı ile küçük çaplı bir şok yaşamıştı. Böyle bir şey yapmasını beklemiyordu. Ancak sonra pek düşünmeden sarılmasına karşılık verdi. Onun kollarındayken hızlanan kalbine anlam vermeye çalışıyordu.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now