86. Bölüm / Zamana Karşı

358 55 90
                                    

Aralık ayının belki de en soğuk günü yaşanırken Alestor Moody soğuk havaya ve yağan karlara inat buz gibi bir taş zeminde oturuyordu.

Hemen önünde duran iki mezar taşına garip bir hüzünle baktı uzun uzun...

Fabian Prewett
Gideon Prewett

Bu iki ismi ilk olarak seherbazlık bürosundaki staj listesinde görmüştü. Emek vererek yetiştirdiği iki öğrencisi şimdi kara toprağın altındayken hissettiklerini anlatacak yeterli kelimesi yoktu Moody'nin...

Hiç bir zaman duygusal biri olmamıştı. Ancak ölüm öyle büyük bir acıydı ki en duygusuz insanı bile etkileyebiliyordu.

"Keşke yine muziplik peşinde koşup bir görevi mahvetseniz de ben de sizi haşlasam!" diye mırıldandı.

İkizler çok sıradışı seherbazlardı. En tehlikeli görevlerde bile eğlenceli bir yön bulmayı başarır muzipliğin dibine vururlardı. Onları dizginlemek oldukça zor olsa da Moody ikisinin de üzerinde otorite kurmayı başarabilmişti.

Böyle bir ölümü hak etmemişlerdi... Daha çok gençlerdi... Önlerinde koca bir ömür varken böyle sessizce toprağın altında yatmaları haksızlıktı.

"Merlin... Sizin gibi iki gürültü kaynağını böyle sessiz sedasız yatarken göreceğimi söyleseler hayatta inanmazdım" dediğinde gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.

Ciğerlerine sığmayan huzursuz bir nefes alarak bakışlarını mezarlardan çekti Moody. Ağlamayacaktı... Buraya çocuk gibi ağlayıp sızlanmak için gelmemişti.

"Merlin'e yemin olsun ki boş yere ölmediğinizden emin olacağım!" dedi kararlı bir ses tonuyla.

Onların ölümüne sebep olan Rodolphus Lestrange'ı ne pahasına olursa olsun öldürecekti. Bakanlığı istila edip yeni sihir bakanı olması falan umrunda değildi. O pis ölüm yiyen Prewett ikizlerinin kanı eline bulaşmışken kesinikle yaşamayı hak etmiyordu. En sevdiği iki öğrencisi huzurla uyuyabilsin diye intikamlarını alacaktı.

Alestor Moody içten içe yeminler ederken tekrar bakışlarını mezar taşlarındaki isimlere çevirdi. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmeden uzun uzun baktı iki isme... Gözünden süzülüp akan bir damla yaşı fark etmemişti bile...

Bir süre sonra önünde beliren bir patronus ile daldığı düşüncelerinden sıyrıldı. Panter şeklindeki bu patronusu tanıyordu. Yakın arkadaşı Edgar'ın kardeşi Amelia Bones'a aitti.

Oturduğu yerden çevik bir hareketle kalkarak patronusun getirdiği habere odaklandı.

"Baskına uğradık! Yoldaşlık karargahına saldırıyorlar! Sayıları çok fazla! Direnmemiz mümkün değil. Acil yardım gerekiyor!"

Mesaj iletildikten sonra panter şeklindeki patronus geldiği gibi yok olmuştu. Alestor Moody haberi alır almaz hışımla cisimlendi. Artık yoldaşlıktan tek bir arkadaşının daha ölümüne müsaade edemezdi.

Amelia Bones'un mesajı bütün yoldaşlık üyelerine iletilmişti ve haberi alan soluğu yoldaşlık merkezi olarak kullanılan Edgar Bones'un evinde alıyordu.

Alestor Moody karargaha gelir gelmez kendisini büyük bir karmaşanın içerisinde bulmuştu. Lanetler her yanda uçuşurken vaziyeti görmek için kendisine güvenli bir köşe bulup etrafı inceledi.

Karargaha baskın düzenlenmesi için fidelius büyüsünün ortadan kalkmış olması gerekiyordu. Büyünün ortadan kalkması için de Edgar'ın ölmesi... Edgar Bones'un ihanet etme ihtimalini kesinlikle düşünmüyordu. Çünkü kendisinden bile daha çok güvenirdi ona. Diğer seçenek ise kalbinin endişeyle kasılmasına sebep oluyordu.

Kayıt Dışı / ÇapulcularUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum