30. Bölüm / Crouch Ailesi

545 81 49
                                    

Noel tatilinin son gününe gelmişken şu bir haftanın nasıl geçtiğini anlatmaya kelimeler yetmezdi.

Noel akşamı hep birlikte hazırladıkları akşam yemeğini keyifle yerken Alestor Moody ile birlikte gerçekten bir aile gibi hissetmişlerdi. Olumsuz hiçbir konudan konuşmamış sadece gülüp eğlenerek sıcacık bir akşam geçirmişlerdi.

Dışarıdan bakıldığında kulağa oldukça sıradan gelebilirdi bu durum. Ancak kayıt dışı dört arkadaş ilk defa sıcak bir yuvanın ne demek olduğunu gördükleri için hayatlarındaki en kıymetli anlardan biri olabilirdi bu yemek.

Sonraki günlerde Moody onları sihir dünyasına ait bir kaç mekana götürmüş hem gezip hem de eğlenmişlerdi. Bir ara St Mungo's hastanesine uğrayıp Moody'nin şifacı olan bir arkadaşı ile görüşmüş Luciana'nın baş ağrılarının ciddi olmadığını bir de ondan dinleyip rahatlamışlardı.

Akşamları ise ayrı bir keyifli geçiyordu. Bol kahkahalı ve keyifli muhabbetlerle zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden gün bitmiş oluyordu.

Luciana bulduğu her fırsatta Alestor Moody'den Zihnefend öğrenmeye çalışıyordu. Bir an önce kavrayıp döndüklerinde arkadaşlarına da öğretmek için acele etmesi lazımdı. Yoğun çalışmaları sayesinde işin mantığını az çok kavramış sayılırdı. Mümkün olduğunca çok pratik yapıp ustalaşması gerekiyordu o kadar.

Zümrüdüanka Yoldaşlığı ile ilgili de konuşmuşlardı Moody ile. Yoldaşlık henüz zannettikleri gibi aktif faaliyet yapan bir örgüt değildi şuan. Kurulalı bir yıl olmamıştı henüz ve sayıları pek fazla değildi. Yine de imkanları dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı.

Yoldaşlığa katılmak istediklerini söyledikleri zaman Moody kesin bir dille reddetmişti. Israrla onların dersleri ile meşgul olmaları gerektiğini savunup duruyordu. Dersler dışında ne işler karıştırdıklarını bir bilse kesinlikle yüreğine inerdi herhalde.

Ricardo'nun Slytherin binası içerisinde casusluk yapmasına bile sıcak bakmıyordu. Ona göre şu an yaklaşan SBDler dışında hiçbir şey ile meşgul olmamaları lazımdı.

SBD Sınavları ise onların şu anki gündemleri arasında kesinlikle en sonda yer alıyordu. Ancak elbette bunu Moody'nin bunu bilmesine gerek yoktu.

Kısacası Gaunt Malikânesinde yaşadıkları aksiyonlu günden sonra tatilin geri kalanı sakin ve huzurlu geçmişti. Son bir plan kalmıştı bu tatil için. Onu da başarıyla yerine getirdikten sonra rahatça Hogwarts'a dönecek ve ortalığın karışmasını keyifle izleyeceklerdi.

Noel tatilinin son günü Ricardo yakın arkadaşı Barty Crouch Jr'ın evine davetliydi. Akşam yemeğinden sonra orada kalacak ve ertesi gün King's Cross İstasyonuna Barty ile birlikte geçeceklerdi.

Akşam yemeği vakti yaklaşırken Ricardo Uçuş Şebekesini kullanarak doğrudan Crouch Malikânesinin salonuna gelmişti. Salon oldukça büyüktü ve gayet şık bir şekilde dizayn edilmişti. Barty yüzünde kocaman bir gülümseme ile onu salonun ortasında bekliyordu.

"Hoşgeldin dostum!" dedi samimiyetle.

"Hoşbuldum" diye karşılık verdi Ricardo.

Barty heyecanla "Gel seni annemle tanıştırayım" dediğinde onlar daha hareketlenmeden Mrs Crouch duyduğu seslerle salona giriş yapmıştı zaten.

Uzun boylu ince yapılı siyahi bir kadındı Barty'nin annesi. Kıvırcık saçları kocaman siyah gözleri ile bakanın bir daha bakmak isteyeceği kadar güzeldi. Duruşu ve bakışlarından bile asalet akıyordu.

Barty ile aylar öncesinde yaptıkları safkan ayrımcılığı konusundaki konuşamalarını hatırladı Ricardo. Safkan ayrımını muggleların siyahi beyaz ırkçılığına benzetince Barty'nin neden bu kadar sinirlendiğini şimdi daha iyi anlıyordu.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now