30

53.5K 2.8K 1.4K
                                    

İyi okumalar ^^


Dünün yorgunluğu bu sabahın mayışıklığına sebep olurken yavaşça araladım gözlerimi. Bugün yataktan kalkmayı ve kimsenin yüzünü görmeyi istemezken  istediğim tek şey günlerce yatakta kalmaktı ama bu da pek mümkün görünmüyordu.

Kafamı yastıktan kaldırıp komodinin üzerindeki telefonumu elime aldım. Saat 10.00' du ve benim saat 11.00'de yetişmem gereken bir dersim vardı. Telefondan saati görür görmez hızlıca yataktan kalkıp banyoya giderek dişlerimi fırçalayıp elimi yüzümü acele bir şekilde yıkadım. Bu aralar derslerimi çok ihmal ediyordum. Sınavlarımdan kötü alınca da babam çok kızıyordu. Aylarca uzanıp son hafta çalışmak da kabus gibi geçtiğinden, bu sene derslerime düzenli girip düzenli çalışmayı planlamıştım. Tabii aşk girmese hayatıma, bu daha kolay olabilirdi.

Odaya geri gelip dolaptan bulduğum bir pantolonla bir üstü rastgele kombinleyip üzerime geçirdim. Çoğunlukla koyu renkler tercih ettiğim için her şey birbirine rahatlıkla uyabiliyordu.

Kıyafetlerimi giydikten sonra yüzümdeki o kötü ruh ifadesinin silinmesi için hafif bir makyaj yaptım. Son olarak saçımı tarayıp öylece açık bıraktıktan sonra çantamı da alıp evden çıktım.

Bugün enerjimi yüksek tutmaya çalışıyordum ancak başarılı olamıyordum pek de. Fırat'ın kalbini kırmıştım çünkü. Bana fazlasıyla kırgındı bunun bilincindeydim ama onu arayıp bir özür bile dileyemiyordum çünkü kötü bir tepkiyle karşılaşmaktan deli gibi korkuyordum.

Çok keskin sınırları vardı. Beni kırmamak için çoğu şeye susuyordu ama susması bile rahatsız edici olabiliyordu. Bu Serhat meselesi gündeme gelmeden önce gayet de mutluyduk ama şimdi her şey çok kötü bir durumdaydı. Belki de çok hızlı bir şekilde başlamış olan bir ilişki olduğu için çok basit şeyler bile bizi sarsabiliyordu.

Düzeltirdik ama.

Birbirini gerçekten seven iki insanın arasına ölüm dışında bir şey giremezdi. Giriyorsa eğer, iki insandan birinin ya da ikisinin de gerçekten sevmediği ispatlanırdı.

Fırat'ı gerçekten seviyordum. O da eğer seviyorsa beni aramıza zaten bir şey giremezdi. Yapmamız gereken tek şey vardı ki o da kendimizdeki bazı fevri davranışları frenleyebilmekti.

Düşüncelerle dolu bir minibüs yolculuğundan sonra üniversiteye vardım. Hızlıca Mühendislik Fakültesine adımlayıp içeri girdikten sonra koşar adım dersliğe vardım. Bir iki dakika kalmıştı dersin başlamasına. Neredeyse son anda yetişmiştim.

Yapabileceğimi düşündüğüm bir meslek olduğu için birkaç yıl önce tercih listeme mühendisliği de eklemiştim ama pişman olmama sanırım çok da uzun bir zaman kalmamıştı.

Dersler zordu, bu da yetmiyormuş gibi hocalar fazlasıyla zorluyorlardı bizi. Elimden geleni yapacağım konusunda hiçbir şüphem yoktu ama elimden gelen neye yeterdi işte orasını tam kestiremiyordum.

Birkaç dakika içinde hoca gelip sıkıcı sıkıcı bir şeyler anlatmaya başladı bile. Dersin yarısından fazlasını Fırat'ı ve bu son yaşadığımız yeterince gerilim dolu anları düşünmekle geçirdim. Fırat'la ilgili ne yapacağımı bir türlü kestiremiyordum, karar veremiyordum.

Serhat'la arama mecburen biraz mesafe koyacaktım ama bu tamamıyla Fırat istiyor diye olmayacaktı. Evet, çok sevdiğim bir arkadaşımdı kendisi ama bu son olaylar arkadaşlığımızı da zedelemişti. Aslında o bana ilk açıldığında duygularını bu kadar görmezden gelmemeliydik ikimiz de.  Bir şekilde arkasaşlığımız devam ediyordu ama ne kadar sağlamdı bunu bence ikimiz de bilmiyorduk.

TELEFONUNUZ BENDE KOMUTANIM/ Texting✓ Where stories live. Discover now