42

35.5K 2.2K 232
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar ^^

Babamı görmemle kollarımı Fırat'ın boynundan çekip sarılmamızı bölmek zorunda kaldım. Biz birbirimizden ayrılırken Fırat'a koşar adım yaklaşan adama çevirdim bakışlarımı. Telefonlarımız karıştığı zaman Fırat'ın telefonundan daha önce profilini gördüğüm için tanıyabilmiştim hemen, Birol'du bu.

"Fırom, nasılsın?" Fırat'la birbirlerine sarıldıklarında Birol Fırat'ın sırtına teselli verircesine vurmaya başladı. Fırat iyi olduğunu söylerken bakışlarım babama kaydı. Bakışları kısa bir süreliğine bende takılı kaldıktan sonra dikildiği yerden ayrılıp bize doğru yürümeye başladı.

Fırat'a yaklaşıp "Geçmiş olsun." dedikten sonra ona sarıldığında ağzım açılmıştı şaşkınlıktan. Yani bu durumda yan yanayız diye kızmasını beklemiyordum tabii ki ancak yine de böyle bir görüntü görmek hoşuma gitmişti. Babamın kızgın olsa da insansı duygularını bir kenara bırakmaması memnun ediciydi.

"Teşekkür ederim Komutanım!" diyen Fırat'ın omzuna elini koyup sıktı babam. Bu biraz da 'destekçinim' demek oluyordu.

Olsun bir zahmet, damadı değil mi?

Yani, henüz pek kabullenmiş gibi görünmese de öyleydi, Fırat babamın kabul etse de etmese de müstakbel damadı adaylığındaydı. Fırat'la evlenmeyi düşünmediğimi sanmadınız herhalde. Evet, Fırat'la tanışmadan önce hem aşka hem de evliliği karşıydım ancak şimdi karşı olduğum şeyler farklıydı tabi.

"Nasıl durumu?" Elini Fırat'ın omzundan çekmeden konuştuğunda Fırat da bu durumdan memnun olmuştu bence ancak yine de resme büyük açıdan baktığımızda çok da mutlu görünmüyordu çünkü içeride yeni ameliyattan çıkmış annesi vardı.

"İki bacağında da kırık var. İyileşmesi biraz zaman alacak diyor doktor ancak iyi şu an." dediğinde Birol'un rahatlarcasına verdiği bir nefes sesi duyuldu.

"Valla Fidan Teyze senden güçlüdür Fırom, bir an önce toparlanıp yine senin ardını toplayacaktır emin ol!" deyip Fırat'ı hem toparlayıp hem de ona laf soktuğunda hepimizi az da olsa güldürmüştü. Fırat gülmek yerine gülümsemiş olsa da bu bile önemli bir şeydi.

Ayaküstü kısa bir konuşmanın ardından hepimiz Fırat'ın annesi ameliyathaneden çıkana kadar beklemek üzere koltuklara oturduk. Hiç kimse hiçbir şey söylemeden otururken koridoru büyük bir sessizlik kaplamıştı ancak kısa bir sürede bu sessizliği bölen şey babamın telefonunun çalması olmuştu.

Babam kalkıp telefonunu açtıktan sonra az önce geldiği yöne doğru yürüyerek konuşmaya başladı. Koridorun ucuna kadar yürüdükten sonra telefon konuşması bitmiş olmalı ki hemen bize doğru yürümeye başladı. Zaten babamın en uzun süren telefon konuşma rekoru 3 dakikaydı ve onu da tahmin edersiniz ki görevdeyken sadece annemle gerçekleştiriyordu.

"Karargahtan aradılar, gitmem lazım. Bir şeye ihtiyacın olursa hiç çekinmeden arayabilirsin." deyip Fırat'a tekrar geçmiş olsun diledi. Bakışları bana dönüp bir şey söyleyecek gibi olduysa da hiçbir şey demeden bizi orada bırakıp gitti.

"Adama bak amına koyayım, sen gel çocuğa küfreder gibi ceza ver, sonra da 'çekinme' de. Aynen hiç çekinmez artık." Birol'un sözüyle içten içe gülesim gelse de dalga geçtiği kişi babam olduğu için tepki koymak adına uyarı verircesine boğazımı temizledim. Bakışları yeni fark eder gibi bana döndüğünde sessizce çıkmasına rağmen duyduğum bir "Hassiktir!" lafı döküldü dudaklarından.

"Elçin sen miydin ya?" deyip kafasını kaşıdığında masum görünmeye çalıştığı bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Evet benim. Bu gece babama az önceki olayı anlatıp bundan sonra Fırat'ın değil senin ceza almanı sağlayan kişi de ben olacağım." dediğimde dudakları benden tiksindiğini belli eden bir hâl aldı, tek tarafı yukarıya doğru kalktı.

"Meymenetsiz ispiyoncu, Fırom sende ne bulmuş anlamıyorum hiç!" deyip yanımdaki koltuktan kalktı.

"Birol, adam ol!"

Konuşmalarımızı duyduğunu belli eden bir ses tonuyla konuştu Fırat, yorgun bakışları Birol'u bulduktan sonra eliyle bacağımın üstünde duran elimi tuttu. Beni Birol'a karşı koruyorken Birol'un suratının aldığı hâl seyir zevki veriyordu. Niye öyle görünüyordu bilmiyordum ama sanki Fırat'ı benden kıskanıyormuş gibi bir hâli vardı.

Anlaşılan oydu ki, Birol benim kumamdı.  

Bakışlarım Fırat'ın elimi tutan eliyle Birol'un yüzü arasında zik zak çizerken ameliyathanenin kapısı açıldığı için bakışlarımı o tarafa çevirdim. İçeriden sedyeyle Fırat'ın annesi çıkarılınca Fırat bir çırpıda ayağa kalkıp annesinin yanına doğru ilerlemeye başladı. Baygın annesi görevliler tarafından muhtemelen yoğun bakım odasına götürülürken Fırat öylece bakıyordu annesine. Sedye bizden uzaklaşırken Fırat bir iki adım gerileyip ameliyathanenin kapanan kapısına dayandı ve oturur pozisyona gelene kadar yavaş yavaş çöktü.

Fırat'ın bu hali ömrüm boyunca unutmamak üzere beynimin her köşesine tek tek kazındı.

Sanırım Finale çok yaklaştığımızı söylemem gerek, o zamana kadar hep gösterdiğiniz desteği göstermekten vazgeçmeyin lütfen. Sizleri çooooook seviyoree, yeni bölümde görüşmek üzere hoşçakalın ^^

gulguler0

Misri...

TELEFONUNUZ BENDE KOMUTANIM/ Texting✓ Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ