37

40.5K 2.5K 408
                                    

Günden güne büyüyoruz, desteklerinizi esirgemediğiniz için çoooook teşekkür ederim ^^

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar<3


Dakikalardır koltuğun üstüne oturup küçük yastığı karnıma yaslayarak öylece duruyordum. Stresten karnım ağrıyordu ve ben tam anlamıyla kendimi b*k gibi hissediyordum.

Anıl, benden intikam alma konusunu çok ciddi bir şekilde kafaya takmıştı ve hiç de bu fikrinden vazgeçecek gibi durmuyordu. Hem ben hem de Fırat fazlasıyla dil dökmüştük ama nafileydi. Çocuğun bizi bir yerlerine taktığı bile yoktu. Sadece arada bir Fırat'ı da yakacağı için ondan özür diliyor, 'dava davadır' mottosuyla yüzüme bakıp sırıtmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Fırat'ın belinden silahı çıkarıp Anıl'ı süzgeçe çevirme fikri çok cazip gelse de hayatımın aşkını yeni bulmuşken hapislerde çürüyeceğim fikri canımı sıkıyordu.

Gerçi vatanı Anıl gibi bir salaktan kurtardığım için devletimizin beni hapse atmak yerine bana altın madalya takması gerekirdi ama gelin görün ki o mal da nefes aldığı için insan sayılıyordu ve öldürülmesi durumunda karşıdaki kişi ceza alıyordu.

Bir de bayıl istersen Feriha.

Bakışlarımı daldığım yastığımdan çekip oflayıp "Yok, olmuyor." diyerek kendini yanıma atarak oturan Fırat'a çevirdim. Garibim sabahtan beri Anıl'ın peşinde dolanıyordu ama Anıl o kadar da umursamıyordu ikimizi.

"Ay n'apalım Fırat? Olan oldu. Babam da bizi kesecek değil ya." deyip karnımın üstündeki yastığı eski yerine, koltuk köşesine, koydum.

"İşte orası hiç belli olmaz." diyen Fırat biraz daha gerilmeme neden olmuştu. Şu an bulunduğumuz durum hiç iç açıcı olmayan bir durumdu.

Babamın güvenini ikimizin de birden kaybedecek olması gelecekteki yavrularımızın varoluşsal sürecine kadar etki edebilecek bir şeydi.

Bence bu sefer kesinlikle bayıl Feriha.

Anıl'ın yanıma gelip beni sinir edişinin üstünden bir gün geçti ve babam eve gelmek üzereydi. Annem fazlasıyla mutlu olduğu için mutfakta babamın en sevdiği yemekleri yapıyordu. Ben ve Fırat ise babamın gelişini mutlulukla değil Anıl eşeği yüzünden stresle karşılıyorduk.

Bakışlarımı kol saatime çevirdiğimde karnımdaki hafif ağrı büyük bir krampa dönüştü. Babamın her an çıkıp gelmesi an meselesiydi.

"Battı balık yan gidermiş. Babam gelmek üzer-"

Cümlemi tamamlamama izin vermeyen şey evde yankılanan zil sesiydi. Bu saatte de babamdan başka birinin gelme ihtimali yoktu.

Kapının çalınması üzerine Fırat'la birbirimize üzgünce bakıp oturduğumuz koltuktan kalktık. İkimiz de ayaklanıp oturma odasından çıkarak koridora geçtiğimizde annem de heyecanla kapıya doğru yürüyordu. Hızlıca kapıyı açıp karşısında fazlaca yorgun görünen babamı görünce heyecanla boynuna sarıldı. Alt tarafı iki gece üç gün ayrı kalmışlardı ancak bu süre onlara fazlasıyla zor ve uzun gelmiş olmalıydı. Babam için belki çok da zor geçmemiş olabilirdi ancak annemin çok zorlandığına adım kadar emindim çünkü her an kafasında babama bir şey olacağı ihtimaliyle yaşıyordu. Kolay değildi asker karısı olmak.

TELEFONUNUZ BENDE KOMUTANIM/ Texting✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin