KANLI BAĞLAR (18+)

3. BÖLÜM

Eve geldiğimde motorumu evin alt katında ki garaja, diğer araçlarımın yanına park ettim. Garaj kapısı kapanırken bir üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldim. Hızlıca merdivenleri tırmandıktan sonra evin giriş kapısının önündeydim. Sırayla parmak izimi ve mavi gözümü alete tarattım. On iki haneli şifreyi girdikten sonra kapıdan dört adet tık sesi geldi ve kilitler açıldı. Nefes vererek içeri girdim, ne olurdu yani normal insanlar gibi anahtarla girsem. Kapıyı kapatıp üzerimde ki siyah kabanı çıkartıp astım. 

Duvara monteli olan ısıtıcıdan sıcaklığı yükselttim, dışarı çok soğuktu ve ben donmuştum. Mutfağa doğru ilerlerken kol çantamı salondaki koltuğun üzerine attım. Dolaptan bir şişe şarap çıkartırken diğer elimle de yukarıda ki dolaptan kadeh alıyordum. Ayağımla buzdolabının kapağını ittim ve sertçe kapattım. Çalışma odama girdiğimde kendimi sandalyeye attım. Oturduğum yere iyice yerleşirken şarabı kadehe doldurdum. Bir yudum şarap içerken konuştum.

-Sia, sesli komutu başlat.

Bir kaç saniye sonra mekanik bir ses bana cevap verdi.

-Hoş geldiniz efendim. Gününüz nasıldı?

-Fena değil, bilgisayarı aç lütfen.

-Elbette.

Evimde ki hiç bir elektronik aygıt manuel değildi. Hepsi benim sesimle çalışıyordu. Olurda bir yabancı bilgilerimi çalmaya çalışırsa sesime ihtiyaç duyacaktı ve sahip olması da imkansızdı. Kullandığım sesli komutu ben tasarlamıştım. Ses kayıtımı almak gibi basit bir numara kullanılmaya çalışırsa doğrudan telefonuma bir bildirim geliyordu.

Bilgisayar açıldığından flash belleği taktım. Ekrana gelen yeni klasöre tıkladım ve bir kaç saniye açılmasını bekledim. Dosya açıldığında ilk incelediğim şey hedefimin fotoğrafıydı. Otuzlarının sonunda gibi duran, siyah kısa saçlı ve kirli sakallı bir adamdı. Biraz altında duran yazıları okumaya başladım. Adı Kasım Tütem'di, otuz sekiz yaşındaydı ve bir yetimhanede müdürdü. Üç yıl öncesine kadar evliymiş ama boşanmış. Boşandıktan üç ay sonra kadın öldürülmüş. Polisler adamdan şüphelense de suçu ispatlanamamış.

 Adamı öldürmem için isminin bana gönderilme sebebi ise iğrençti. Yetimhane de çalışan bir kadın istemiş öldürülmesini ve bu flashı Çakır'a ulaştırmış. Çakır da flashı bu gün kafe de bana getirmişti. Her zaman böyle olurdu. Çakırın da kimliği gizliydi ama benim kadar değil. Suçlu olan insanlar bazen paraları ile kendini haklı gösterirdi ve böyle zamanlarda bana bazen bir flash, bazen bir mail gelirdi. Bu sefer ki örtülen gerçek ise çocuk istismarıydı. Kasım yetimhanede ki çocukları sık sık taciz edip ve bu suçunu parası ile örten aşağılık herifin tekiydi. Belgeleri bir süre daha inceleyip işi kabul ettiğime dair kısa bir mail yazdım. 

-Sia, bilgisayarı kapat.

Bilgisayar ekranı kapanırken flashı çıkartıp yan tarafta duran küçük metal kutuya attım. Kapağını sıkıca kapatıp üzerinde ki minik düğmeye bastım. Kutunun içinde minik bir patlama oldu ve flash bir daha asla eski haline gelmeyecek şekilde param parça oldu. Saat on ikiye geliyordu. Hazırlanmak için odama ilerledim ve dolabımdan mat siyah dar bir tulum aldım. Üzerimde ki gündelik kıyafetleri çıkarttıktan sonra tüm vücudumu saran tulumun fermuarını açarak giydim.

Etimi kıstırmamak için dikkatlice yan fermuarını yukarı çektim ve saçlarımı tulumdan kurtardım. Uzun kahverengi saçlarım işimde engel olmaması için tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. Kemerime iki tabanca, iki bıçak, küçük bir şişede alkol ve bez taktım. Olayı gürültüsüz bir şekilde bitirmek istiyordum. Bilgisayar çantamın içine laptopumu koydum ve omzuma astım. Anahtarlarımı alıp garaja doğru ilerlerken iç çektim. Oysa ki eve daha yeni gelmiştim. Kendi kendime güldüm.

-Suikastçilikte tatil yok ha.

Alt katta ki garaja girdiğimde kendi kendime ufak bir kahkaha attım. Evi ormanlık bir alanın tam ortasındaydı ve tüm orman ona aitti. Şansıma yalnızca evinin etrafında korumalar vardı. Tüm araçlarıma göz gezdirdikten sonra favorim olan Honda NM4 Vultus motoruma ilerledim.

-Böyle keyifsiz bir günümü yalnızca sen güzelleştirirsin bebek.

Motora bindiğimde sensör beni algıladı ve garaj kapısı açıldı. Motoru çalıştırdıktan sonra bir iki kısa gaz verdim motorun ısınması için. Bir dakikanın sonunda evden çıkmış, yola koyulmuştum bile.