6. BÖLÜM

26 4 0
                                    

Toplantıdan sonra ofisime geçmiş bilgisayarımı açmıştım. Arama motoruna basit iki kelime yazdım.

-Doruk Bilgiç.

Çıkan ilk siteye girdim. Hızlıca tüm bilgileri okurken bir yandan da süzgeçten geçiriyordum. Tüm denekler ben kaçtıktan sonra öldürülmüştü ve bina havaya uçmuştu. Oradan kurtulan tek kişi babamdı ve o da kayıplara karışmıştı. Yapılabilecek tek bir açıklama vardı. Babam beni bulmuştu ve adamlarının birini buraya göndermişti. Açıkçası beni bulmasına şaşırmıştım çünkü kimliksizdim. Tamamen. Ne evimin adresi, şirkette ki konumum ne de her hangi bir sigortam benim adıma değildi. 

-Off.

İnternette işe yarar bir bilgi yoktu. Büyük ihtimalle sahte bir geçmiş yazdırmıştı. Bilgisayarı kapattım ve oturduğum yerden kalkarak asılı olan ceketimi giydim. Şakaklarıma masaj yaparken iç çektim. Basitçe halledecek ve onu öldürecektim. Şirketten çıktım ve arabama bindim. Yıllardır babam olacak şerefsizi ararken onun beni ilk bulması çok canımı sıkıyordu.  

Hızlıca eve gittiğimde arabayı garaja park ettim ve üst kata çıkıp eve girdim. Yatak odama doğru giderken üzerimde ki sıkan kıyafetleri çıkarttım ve yere attım. Şu olay çok canımı sıkmıştı. Kendimi direkt yatağa attım ve gözlerimi kapattım. Gece işim olduğu için sabahtan biraz uyumak istiyordum.

Tamamen hazırdım. Siyah motorcu tulumlarımdan birini giymiş, saçımı tepeden örmüş ve gerekli eşyaları yanıma almıştım. Siyah kalın eldivenlerimi giydikten sonra motorlarımdan birinin anahtarını aldım ve garaja indim. Motora biner binmez garaj kapısı açıldı ve hızla çıktım. Olayı uzatmak istemiyordum. İçinde babamın parmağı olan her şeyden nefret ediyordum.

İnternetten bulduğum adresin önündeydim. Açıkçası gelirken korumalara, koruma sistemlerine ve bir çok şeye hazırlıklı gelmiştim ama böyle bir şey beklemiyordum. Karşımda ki ev iki katlı müstakil ve basit bir evdi. Laptop ile inceleme sistemi yaptığımda hiç bir güvenlik sistemi bulamamıştım. İşin iyice komik tarafı balkonda ki kapı açıktı. Babamın adamı ya yeni katılmıştı ya da aşırı derecede saftı.

Balkonu tutan sütunlardan birine yaklaştım. Üzerinde bir sürü çıkıntı olduğu için rahatça balkona tırmandım. Sessizce içeri girdiğimde bu adamın ölümünün bu kadar kolay olması trajakomikti. Bulunduğum oda yatak odasıydı ve kurbanım tam karşımda yatağında uyuyordu. Susturuculu tabancamı çıkarttım ve sessiz adımlarla ona yaklaştım. Tam baş ucuna geldiğimde silahımı kaldırdım. İçimde tuhaf bir his vardı. Yıllardır şüphe etmeden herkesi vurduğum elim titriyordu. Kaşlarımı çattım ve namluyu Doruğun göğsüne dayadım. 

Bu hareketimle uyanmıştı. Uykudan yeni kalktığı için kızarmış gözlerle bana baktı. Kehribar rengi gözleri parlıyordu. Sanki o an olanları anlamıştı ki gözlerini irice açtı. Konuşmak için ağzını araladığı an kısık bir ses çıktı silahtan. Göğsünde bir kurşun yarası vardı artık. Yeni açılan gözleri kapandı ama dudakları aralı kaldı. İçimde berbat bir his vardı. 

Ağzıma yayılan iğrenç tadı geçirmek için başka bir iğrençliği seçtim. Arka cebime sıkıştırdığım sigara paketinden bir dal çıkarttım ve ucunu yaktım. Yatağa oturdum ve derin bir nefes çekip dumanı ciğerlerimde tuttum. Yavaşça nefes verirken yanımda yatan cesede baktım. Öldürdükten sonra pişman olmazdım, yine olmadım. Sadece aklımı kurcalayan çok ufak bir şey vardı, ki ben daha onun ne olduğunu bile anlayamamıştım.

KANLI BAĞLAR (18+) Where stories live. Discover now